GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI İLE BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:120
Tarih:19.07.2014

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Değerli arkadaşlar, bu maddeye baktığımız zaman, Türkiye'nin taraf olduğu sözleşmeler var, ikili sözleşmeler var. İşte EXPO bilmem ne fuarı için gelecekler, bilmem ne için gelecekler, çokça farklı şeyler var. Yine birçok sözleşme imzaladık burada, işte G20 zirvesi için gelecekler, bilmem ne için gelecekler, birçok şey için ve bunlardan bazıları, yabancı olarak gelenler, Uluslararası Koruma Kanunu'na tabidir. Yani bunu Dışişleri Komisyon üyesi arkadaşlar çok daha iyi bilirler.

Şimdi, bunlardan işte sekiz yıl ikamet izni ile kalmış olanlara süresiz çalışma izni verilebiliyor. Uluslararası hukuk alanında benim gördüğüm şu: Beş yıl bir yerde çalışılan, bir ülkeye adapte olunan yerlerde vatandaşlık bile veriliyor, bırakın süresiz çalışma izni verilmesini ve birçok insan elinde bir belgeyle ikamet ediyor. Basın için böyledir, iş adamları için böyledir, İstanbul'da kurulacak borsa, finans merkezi için böyle olacak, birçok alanda...

Ancak, benim dikkat çekmek istediğim: "Türkiye'ye girişleri, Türkiye'de kalışları ve Türkiye'den çıkışlarına ilişkin kayıtlar İçişleri Bakanlığı tarafından Bakanlığa bildirilir." Gelelim işin sadedine: Orta Doğu kaynıyor, Suriye'de IŞİD'in saldırıları sürüyor, çatışmalar üç yıldır sürüyor, İsrail'in Gazze'ye saldırıları sürüyor, acılar her bir tarafa dağılmış, Türkiye'ye 1,5 milyona yakın Suriyeli gelmiş. E, bunlar da ikili anlaşmalara göre değil ama zımni olarak Hükûmetin dış politikası gereği Türkiye'ye gelenler, Türkiye'nin her tarafında şu an 1 milyon 200 bin civarında ve çoğu da kayıt dışı olarak 20 liraya işçilikle, hatta 10 liraya işçilikle çalışmak zorunda bırakılıyor. Yine, Musul'a IŞİD saldırıları sonrası oradan birtakım göç durumlarının olduğunu görüyoruz. Şimdi, bütün Orta Doğu, Balkanlar ve Kafkaslar içindeki bu dengesizlik içinde bu tür nüfus hareketleri, yerinden zorla edilmeler ve göçler ve bunun sonucunda da sözleşmeye dayanmayan fiilî hareketlilikler olacak. Peki, İçişleri Bakanlığı bunu kayıt altına alıyor mu? Bunun kaydı var mı? İçişleri Bakanı buraya gelip 1,5 milyona yakın Suriyelinin nerede kaldığına dair buraya bir kayıt tablosu sunabilir mi? Arkadaşlar, sunamaz. Sunamaz çünkü insanlar, insanlık suçu işlenmiş yerlerde ve soykırım suçu işlenen ve katliamla karşı karşıya kaldıkları yerlerde mecburen nüfus hareketliliği yaşıyorlar ve gittikleri yerlerde barınıyorlar, gittikleri yerlerde bir yerlerde çalışıyorlar, bir yerlerde kalmak zorunda kalıyorlar.

Şimdi, bakıyoruz, hakikaten hüzün verici bir durum. Filistin'de acılar yaşanıyor, Mahmud Abbas, Filistin lideri geliyor; Cumhurbaşkanı seçim propagandasında iş adamları, sanatçılarla beraber, böylesi acıların yaşandığı bir günde, Türkiye'de Cumhurbaşkanlığının pozları veriliyor. Bu doğru değil arkadaşlar.

Bir şey daha söyleyeyim: Türkiye, İsrail ve Amerika neden Uluslararası Ceza Mahkemesinin protokolünü, sözleşmesini imzalamıyor? İnsanlığa karşı işlenen soykırım suçlarının, insanlığa karşı toplu katliamların, insanlığa karşı işlenen suçların yargılama alanına girmemek için ısrarla bu sözleşmeyi imzalamayan dünyada 3 ülke var; biri İsrail, biri Amerika, birisi Türkiye. Türkiye niye imzalamıyor? Eğer bunun cevabını aramazsanız, Türkiye'nin El Nusra, El Kaide, IŞİD'e yaptığı yardımları, Özgür Suriye Ordusu'na yaptığı yardımları, onların gelişleri, gidişleri, istihdamları ve çalışmaları bir bütün olarak alındığında Türkiye'nin başını ağrıtır arkadaşlar. Onun için bunun denetim altına alınması ve kayda alınması her şeyden iyidir.

Önergemiz de bu yönde size kolaylık tanıyor. Alın kayda, beş senede vatandaş da yapın, belki Anayasa'yı değiştirecek çoğunluk bulursunuz. (HDP sıralarından alkışlar)