GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HUKUK UYUŞMAZLIKLARINDA ARABULUCULUK KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:116
Tarih:06.06.2012

MHP GRUBU ADINA ENVER ERDEM (Elâzığ) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 233 sıra sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Tasarısı'nın birinci bölümü üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak hukuk uyuşmazlıklarında alternatif bir çözüm yolu olarak ara buluculuk mekanizmasının kurulmasına karşı değiliz. Dünyanın birçok ülkesinde uygulanan, sorunların uzlaşmayla çözümünü amaçlayan, bizim kültürümüzde de var olan bu sistemin daha yaygın ve yasal bir mekanizma olarak oluşturulması önem arz etmektedir. Günümüzde eşler arası anlaşmazlıklarda aile büyükleri, alacak verecek meselelerinde o alanda önde gelen insanlar, kan davası gibi konularda da o bölgede görev yapan valiler, kaymakamlar, belediye başkanları ve komutanlar ara buluculuk yapmak suretiyle bu sorunların sulh yoluyla çözümünü sağlamaya çalışmaktadırlar. Yine bizim hukuk sistemimiz içerisinde, 442 sayılı Köy Kanunu'nda, Petrol Kanunu'nda, Vergi Usul Kanunu'nda, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'da, Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu'nda, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda ve başka birçok düzenlemede uzlaşmaya imkân tanınmıştır.

Ara buluculuk sistemini uygulayan ülkelere baktığımız zaman dünyada üç farklı modeli uygulamakta olduklarını görmekteyiz. Bu uygulamalardan birincisi, mahkeme içi modeller; ikincisi, mahkeme dışı modeller; üçüncüsü, mahkeme yanında veya mahkemelere bağlı modeller olarak karşımıza çıkmaktadır. Bizim ülkemizde uygulanacak model mahkeme içi veya mahkeme yanında bir sistem seçilseydi ara buluculuk sisteminin daha güvenilir ve daha az eleştirilere muhatap olması sağlanabilirdi. Yine mahkeme içi bir sistem tercih edilseydi ara buluculuk sisteminin yargının dışında yeni bir yargı mekanizması yaratması endişeleri de ortadan kalkmış olabilirdi. Ancak bu sağlanamadı. Avusturya'da ve Danimarka'da benimsenmiş olan mahkeme dışı modellerin bir benzeri model benimsendi. Ara buluculuk mekanizması müessese olarak, bu müesseseye ihtiyaç olup olmadığı noktasında itirazlara konu olmamaktadır. Ara buluculuk sisteminin getirilmesinde temel tartışma ve itiraz konularından birincisi, bu faaliyetler yargısal faaliyetler midir? İkincisi, Anayasa'ya aykırı mıdır değil midir sorunudur. Bu tasarıyı huzurlarınıza getiren Hükûmet ve bu Hükûmetin Sayın Adalet Bakanı ve AKP Grubu, ara buluculuk faaliyetlerini yargısal bir faaliyet olarak görmüyorlar. Peki, Sayın Bakana sormak istiyorum: Bu düzenlemeyi niçin yapıyoruz? Yargının işini azaltmak için yapmıyor muyuz? Peki, yapılacak olan bu faaliyetlere ticari bir faaliyet diyebilir miyiz? İdari bir faaliyet diyebilir miyiz? Yoksa, kültürel veya zirai bir faaliyet midir? Yapılan işler bal gibi yargılama faaliyetidir.

Sayın Bakanım, yaptığınız bu işi millete farklı bir iş olarak göstermeye gayret ediyorsunuz bundan önce yapmış olduğunuz işlerde olduğu gibi. Bakınız, Malatya Kürecik'e radar üssü kurdunuz, dediniz ki: "Bu, İran'a karşı değil, bu, İsrail'i korumayacak." Fransa eski Cumhurbaşkanı Sarkozy size ne dedi? "Biz kediye kedi deriz." dedi, öyle demedi mi? Siz de bu faaliyetlerin yargıyla ilgisi olmadığını lütfen söylemeyin. Tabii, sizin niçin "yargısal faaliyet değil" dediğinizi biz çok iyi biliyoruz eğer "yargısal faaliyet" derseniz bu düzenleme Anayasa'nın en az birkaç maddesine aykırılık teşkil edecektir.

Değerli milletvekilleri, Adalet Bakanı Sayın Ergin "Yılda 6 milyon dosyanın dava dosyasına dönüştüğünü, mahkemelere intikal eden iş yükü azalmadıkça, adliye binası yaparak, hâkim, savcı sayısını artırarak geciken yargılamaları ortadan kaldıramayız." diyor ve alternatif uyuşmazlık çözüm yollarını çare olarak düşünüyor.

Biz de Milliyetçi Hareket Partisi olarak diyoruz ki: Bir defa, yaptığınız bu düzenleme ile yargının yükünü hafifletemezsiniz. Yine, hukuk devletinde uyuşmazlıkların çözüm adresi tarafsız ve bağımsız yargı mercileri olmalıdır. Yargının iş yükünün fazlalılığı alternatif yargı algılayışının da temeli olmamalıdır.

Yine mevcut Hükûmet, yani Sayın Bakan, siz, yargının tarafsızlığını ve bağımsızlığını koruyarak daha hızlı çalışmasının yollarını bulmak zorundasınız. Bu tedbirlerin başında, yıllardır sayısının az olduğunu söylediğiniz yargıç sayısının artırılması gerekmektedir. Yine Sayın Adalet Bakanı, adaleti sadece adliyelerde ve dava dosyalarında aramayınız. Çalışanların, işçinin, memurun refah payından hak ettiklerini adaletli bir şekilde hak sahiplerine teslim ediniz. İller arası ödenek ve yatırım adaletsizliğini gideriniz. Ülke genelinde adaletsiz uygulamalarınızdan vazgeçiniz.

Değerli milletvekilleri, Sayın Bakan mahkemelerin iş yükünün neden devasa boyutlarda arttığının sebeplerini söylemiyor, bu artışta AKP İktidarının kusurlarından bahsetmiyor. "Mahkemeler doldu, davaları mahkemelere göndermeyelim." diyor -Çek Yasası'nda olduğu gibi- "Cezaevleri doldu, mahkemeler salıversin." diyor. Ama bağımsız ve tarafsız mahkemelerin daha hızlı çalışması için neler yapılması gerektiğinden bahsetmiyor.

Değerli milletvekilleri, 233 sıra sayılı bu tasarıda bazı eksik düzenlemelerin olduğunu da görmekteyiz. Öncelikle, yargının tarafsızlığını ve bağımsızlığını henüz tam anlamıyla sağlayamamışken ara bulucunun tarafsızlığını nasıl sağlayacağız? Tasarıda bununla ilgili bir düzenleme bulunmamaktadır. Ara bulucunun Ceza Kanunu uygulamasında kamu görevlisi sayılması gerekirken, bu uygulamayla ilgili bir düzenleme yapılmamıştır. Ara buluculuk süreci, sınırları çizilmemiş bir süreçtir. Yine ara bulucu görevini kötüye kullanırsa ne olacak belli değil. Bu hususta bir düzenleme ve yaptırım öngörülmemiş olması düzenlemenin önemli eksikliklerinden birisi olmuştur. Ara bulucu eğitimleri, iletişim teknikleri, müzakere ve uyuşmazlık çözüm yöntemleri, davranış psikolojisi alanlarında olacağına göre ve ara bulucular hâkimin yaptığı işi yapmayacağına göre, maddi hukuku uygulamayacaklarına göre ve karar vermeyeceklerine göre ara bulucu olabilmek için neden hukuk fakültesi mezunu şartı arıyoruz, buna bir açıklık getirilmiyor. 10 binlerce iktisadi ve idari bilimler fakültesi ve diğer fakültelerden mezun olan insanımız işsiz olarak sokaklarda dolaştığı hâlde, sadece hukuk mezunlarının ara bulucu olabilmesi için böyle bir düzenlemenin yapılmış olmasını ben haksızlık olarak düşünüyorum. Tabii, bu düzenlemenin mantığının, barolar tarafından ara buluculuk mekanizmasının kabul edilmesi için verilen bir taviz olduğunu da düşünüyorum.

Değerli milletvekilleri, bu sistem yine çok hukukluluk veya etnik temelde kendi mahkemelerinde yargılama yapmak isteyen kişiler açısından kullanılma ihtimali olabilir mi? Bu yönüyle de bu kanunun daha dikkatli incelenmesi gerekmektedir.

Son söz olarak; dünya da uygulamaları olan ülkelerdeki performanslarına da bakıldığında, ara buluculuk sistemi birçok tereddüdü beraberinde taşıyan, yargının yükünü azaltmayan, uygulamaların var olduğu ülkelerde bile vatandaşın bu sistemden haberinin olmadığı, ancak küresel bir mecburiyet olarak çıkarılması gereken bir düzenleme olarak karşımıza çıkmaktadır.

Her hâlükârda bu düzenlemenin milletimize hayırlara vesile olmasını diliyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Erdem.