GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI İLE BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:122
Tarih:21.07.2014

HÜLYA GÜVEN (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın milletvekilleri, 639 sıra sayılı Torba Tasarı'nın 44'üncü maddesiyle ilgili verdiğimiz önerge hakkında görüşlerimi sunmak üzere huzurunuzda bulunuyor, saygılarımı sunuyorum.

Sayın milletvekilleri, her zaman olduğu gibi, yine bu tasarıda da Soma'da hayatını kaybeden 301 emekçiden sonra iş güvenliği, iş sağlığı ile ilgili ya da ilgisiz birçok yama yapılmaya çalışılmaktadır. Daha önceleri de yapıldı ve yamaların hiçbir zaman açıkları kapatamadığını gördük. Tartışılmadan, aceleye getirilerek yapılan madde değişikliklerinin ya da madde eklerinin eksikleri kapatma değil, yeni açıkları yarattığı bir gerçektir. Aslında bugüne kadar yasa tasarılarının aceleye getirilmesiyle karşılaştığımız olumsuzlukları ve sıkıntıları yurttaşlarımızla birlikte yaşıyoruz. Özellikle engelli ve engelli aileleri çok daha yakından yaşıyorlar çünkü vaat edilen iyileştirmeler yapılmıyor, sadece yapılıyormuş gibi davranılıyor.

Bugün engelliler açlık grevine gidiyor, dört gündür açlık grevindeler. Kadınlar kadın cinayetlerine karşı eyleme gidiyorlar. Nedenini iktidar düşünüyor mu acaba? AKP, Engelli Yasası'nı ilk kendisinin çıkardığıyla övünüyor. 1998 yılında engellilerden sorumlu Devlet Bakanı Sayın Hasan Gemici'nin yaptığı çalışmaları hatırlamak istemiyorsunuz herhâlde. 1962 yılında çıkan özel eğitime muhtaç çocuklar için yönetmeliği de hatırlamakta yarar var.

2012 yılında kadına şiddetle ilgili yasa çıktı. O günden bu yana cinayete kurban giden, şiddete uğrayan kadın sayısı katlanarak artmaya başladı. "Kürtaj yasak." denildi yasa çıkarılmak istendi, "Çocukları engelli de olsa biz bakarız." denildi ama bugün yuvadaki çocuklar pencerelerden düşüp ölüyorlar, yurtlarda devlet koruması altında olması gereken çocuklara, özellikle engellilere taciz ve tecavüz olaylarının arttığını görüyoruz. Engelli bakımevlerinde engelli çocuklar da dövülmeye başlandı. Mahkûm ve tutuklu çocuklara yapılan eziyetleri ayrı tutuyorum.

Sorunların bu kadar yoğun olmasının nedeninin kanunların yetersizliği olmadığını bizler biliyoruz ama acaba iktidar biliyor mu? Nedenlerin ortaya konulmadığı, çözüm aranmadığı sürece istenildiği kadar torba kanun yapılsın sonuç hiçbir zaman değişmeyecektir. Her şeyden önce engellilerin de birer birey olduğunu ve engellilerin insan hakları olduğunu hatırlamak gereklidir.

Her yıl 30 bin ama bu sene nedense 20 bin engelliye iş olanağı sağlanacak diye sınavlar açıldı ama rakam 2 bine, 1.500'e, bu sene 3 bine düşmüş ama kaç kişiye iş verildi o da belli değil, sadece söylenen rakamları görüyoruz. Çoğu engelliye "Yanlış tercih yaptınız, seneye bir daha başvurun." denildiğini gördük. Yani aslında Hükûmetin engellilere hiçbir zaman işe alma, iş verme diye bir kaygısının olmadığını görüyoruz. Amaç, verilen 300-500 lirayla engellileri eve kapatmak aileleriyle birlikte. Tabii, durum böyle olunca aileler sürekli umut ediyorlar ve hayal kırıklığı yaşıyorlar.

44'üncü maddede ağır engelliden bahsediliyor. Ağır engelli tanımı yeterli mi? Otistik ve down sendromlu çocukların engellilik oranları kaçtır? Aslında onlarla beraber bir yirmi dört saatin geçirilmesini isterdim. Çocukların yirmi dört saat gözden uzak tutulmaması gerektiğini hep birlikte anlardık. Kanun yapıcıların otistik ya da down sendromlu çocukların aileleriyle konuşmalarını dileriz.

On iki yıldan bu yana aileler sorun yaşamaktadırlar. Down sendromlu çocuğu belli bir yaşa kadar büyük bir özveriyle büyüten ailelerde anne ya da babanın birisinin erken emekli olmalarının sağlanması gerekiyor. Bu yapıldığı zaman aile ve çocuklarına mutluluk ve güven duygusunu sağlamak mümkün olacaktır ve bunu yapmak da, uygulamak da hepimizin görevidir.

Bu nedenle önergemizin kabulünü arz eder, saygılarımı sunarım.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)