GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI İLE BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:122
Tarih:21.07.2014

HÜLYA GÜVEN (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın milletvekilleri, 639 sıra sayılı torba Tasarı'nın yine 45'inci maddesiyle ilgili olarak verdiğimiz önerge hakkında görüşlerimizi sunmak üzere huzurunuzda bulunuyor, yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.

"Sağlıkta Dönüşüm Projesi'yle sağlıkta devrim yaptık." diyen AKP Hükûmetinin yaptığı devrim aslında parası olmayanların tedavi olamamalarına, hekim ve diğer sağlık çalışanlarının da şiddete maruz kalmalarına yol açmıştır. Hatta hekim ve çalışanların maruz kaldığı şiddetin boyutu o kadar büyümüştür ki Türkiye Büyük Millet Meclisinde ilk kez bir meslek grubuna yönelik şiddet ile ilgili araştırma komisyonu kurulmuştur. Ayrıca, sağlık çalışanlarının maruz kaldığı olumsuzluk sadece şiddet değildir, hastalıkların teşhis basamağından başlayarak tedavisi ve takipleri süresince de çok çeşitli risklerle karşı karşıya kalmaktadırlar. Laboratuvarlar, servisler, ameliyathaneler, aslında bunun sayısı daha da artırılabilir.

Aslında ülkemizde iş hayatında tüm çalışanlar risk altındadırlar. En fazla risk altında çalışan kesim ise taşeron sistemi içinde kalanlardır. Taşeronluk, alt taşeronluk ve dayıbaşılık gibi sistemler kalkmadığı sürece Soma'da olduğu gibi 301 değil, çok daha fazla can kaybı olmasına yol açacaktır. Bugün geldiğimiz nokta memurlar dâhil tüm çalışanların adım adım taşeronlaştırılmaya doğru götürüldüğüdür, buna sağlık sistemi de, sağlıkçılar da dâhil olmakta. Ülkemizde insanlar işsiz bırakılarak ya da işsiz bırakılma tehdidiyle taşerona yönlendiriliyorlar. Türkiye'de yaşayıp Türkiye'de çalışan ve iş riskine maruz kalmayan iş alanlarımız maalesef yok. Bu nedenle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nda düzenlenen fiilî hizmet süresi zammında adaletli bir şekilde yeniden düzenleme yapılması gerekmektedir. Hâkim ve savcıları düşünelim, askeriyeye bağlı iseler hizmet süresi zammı alabiliyorlar, sivil ise alamıyorlar. Haksızlık değil mi? Demir çelik sektöründe çalışanlar, okullar -öğretmenlere yönelik şiddet olayları da arttı biliyorsunuz, ölen öğretmenlerimiz var- fabrikalarda çalışanlar, gürültülü ya da kimyasal gazlarla ışıksız ortamda, ısı yüksek ortamda çalışanlar, basın çalışanları, gıda, tarım ve hayvancılıkla ilgili alanlarda çalışanlar, 112 Acil Servis çalışanları, laboratuvarlarda çalışanlar, aslında tüm sağlık çalışanları risk altındaki ayrı bir grubu oluşturmaktadır ve buna aslında ekleyebiliriz, hemen hemen ülkemizde riskli olmayan alan yok gibi çünkü iş sağlığı ve iş güvenliği sorunları çözümlenmiyor. Nitekim, yalnızca 2014 yılında çocuklar dâhil en az 1.200 kişinin hayatını kaybettiği bildirilmektedir. Kayda girmeyenleri bilmiyoruz. Bugün maden ocaklarında yaşam odasını bile çok gören bir zihniyet mevcutken insan haklarına saygı beklemek anlamsız olmaktadır. Ancak, yine de, fiilî hizmet zammının riskli meslek ve iş gruplarına göre yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.

Kınık'ta maden kazası nedeniyle ziyaret ettiğimiz bazı evlerde ne gördük biliyor musunuz, birer parmaklarını kaybetmiş genç çocuklar gördük. Sebebini sorduk: "Ne oldu?" diye "İş kazası." dediler. Ama bu çocuklar kayıtlı mı iş kasası olarak? Değil. Aslında, ülkemizde, birçok iş kazalarının kaydı yapılmamaktadır ve şikâyet etmeye de korkuyorlar tabii ki, işlerini kaybetmekten korkuyorlar ama yaptıkları sadece engellilikleri için üzülmek, aileleri de üzülüyorlar.

Bizim, bu konuda verilmiş olan tüm önergelerimizin dikkate alınmasını arz ediyor, saygılarımı sunuyorum.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)