| Konu: | HUKUK UYUŞMAZLIKLARINDA ARABULUCULUK KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 116 |
| Tarih: | 06.06.2012 |
AYŞE ESER DANIŞOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 233 sıra sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Tasarısı'nın 6'ncı maddesiyle ilgili söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Hükûmetin Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Tasarısı'nı gündeme getirmesinin başlıca iki resmî gerekçesi var: Birincisi Avrupa Birliği müktesebatına uyum, ikincisi ise alternatif uyuşmazlık çözümleriyle yargının iş yükünün hafifletilmesi. Kanun tasarısını Avrupa Birliği müktesebatına uyum çerçevesinde değerlendirdiğimizde ara buluculuk sisteminin ayrıca yeni bir kanunla düzenlenmesine gerek olmadığını görüyoruz, çünkü 2001 yılında Avukatlık Kanunu'na "Uzlaşma sağlama" başlığıyla 35/A maddesi eklenmiştir bildiğiniz gibi. Bu düzenlemeye göre, avukatlar dava açılmadan ya da henüz duruşma başlamadan önce müvekkilleriyle birlikte karşı tarafı uzlaşmaya davet edebiliyorlar. Karşı taraf kabul eder ve uzlaşma sağlanırsa tutanak, avukatlarla müvekkilleri tarafından birlikte imza altına alınıyor. Sonuç olarak, Avukatlık Kanunu'nun etkinleştirilmesi, geliştirilmesi ve uzlaşma yoluna gidilmesi için avukatların teşvik edilmesi, uyuşmazlıkların bu yolla çözülmesinin yolunu zaten açacaktır. Dolayısıyla, bizim, uyuşmazlıklarda alternatif çözüm üretme konusunda Avrupa Birliği müktesebatıyla uyumlu bir düzenlememiz hâlihazırda zaten mevcut. "Avrupa Birliği müktesebatına uyuyoruz." diye, tavsiye edilen konu başlıklarını yeni kanunlar olarak piyasaya sürmek ne yargı sistemimizi rahatlatır ne de bizi Avrupa Birliğine daha hızlı üye yapar.
Eğer Avrupa Birliği müktesebatına uyum amacı ve kaygısı taşıyorsak, öncelikle, oluşturduğumuz kurulların yapısının tarafsız ve bağımsız olmasını sağlamamız lazım. Avrupa Birliğinin demokratikleşmeden kastettiği de zaten budur. Biz kurumlarda ve kurullarda bu bağımsızlık şartını yerine getiremiyorsak zaten yapılan işin Avrupa Birliğine uyumla da bir ilgisi yoktur.
Kolluk gözetim komisyonu kanununda da aynı sorun ortaya çıktı. Bu komisyon, yetkileri giderek artan kolluk görevlilerinin insan hakkı ihlallerini önleme mekanizması olarak oluşturuldu. Ancak komisyon, İçişleri Bakanlığı bünyesinde kuruluyor, herhangi bir özerkliği yok. Görüştüğümüz kanunla da bir ara buluculuk kurumu oluşturulacak. Burada da Adalet Bakanlığı bürokratlarının ağırlığı ve Bakanlığa bağlı Daire Başkanlığının kontrolü söz konusu. Yine bağımsızlıktan uzak, yürütmeye bağlı bir yapı görüyoruz. Sayın Bakan geçenlerde bu yöndeki eleştirilere cevap verirken "Yola çıkarken kurumun sağlam temeller üzerine oturmasını hedefliyoruz." dedi. Buradan, kurumda esas ağırlığı olması gereken Türkiye Barolar Birliğinin ve barolarımızın sağlam temel olarak görülemediğini mi anlamamız gerekiyor?
Değerli milletvekilleri, Hükûmetin bu kanunu getirmesindeki ikinci amacı: Alternatif uyuşmazlık çözümleriyle yargının iş yükünün hafifletilmesi. Tarafsız ve bağımsız bir yargı sisteminin korunması, bu sistemin hızlı ve etkin çalışması devletin asli görevi. Yargının işini hafifletmek için alternatif bir yargı sistemi öngörülmesi ise kabul edilemez. Ancak tasarının geneline bakıldığında Hükûmetin getirmek istediği ara buluculuk sisteminin yargıya alternatif olarak tasarlandığı endişesi ortaya çıkıyor.
Bir kanun tasarısı hazırlanırken ve özellikle de yargı sistemimizi etkileyecek bir tasarı hazırlanırken o ülkenin kendine özgü koşullarını, kendine özgü duyarlılıklarını da hesaba katmamız lazım. Sosyal ve ekonomik olarak güçlü olanın özellikle velayet, nafaka, miras, mal rejimi gibi kritik alanlarda baskı ve tehdit oluşturması bu yasanın muhtemel sonuçlarından olacaktır.
Görünen o ki getirilmek istenen ara buluculuk sisteminin tarikat, aşiret kuralları, töre gibi farklı yargı sistemlerini baskın hâle getirme tehlikesi de söz konusu, buna da dikkatinizi çekmek isterim.
Sadece uyuşmazlığın çözümüne odaklanarak hakkın ve haklının bulunmasını sağlayamazsınız, adaleti de sağlayamazsınız.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Danışoğlu.