GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI İLE BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:123
Tarih:22.07.2014

SİNAN OĞAN (Iğdır) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tam adının okunmasının yedi dakika sürdüğü, kısa adı, 639 sıra sayılı Kanun Tasarısı olan, bugün görüşmekte olduğumuz torba yasanın 53'üncü maddesi üzerindeki önergemiz hakkında söz almış bulunmaktayım. Yüce Meclisinizi saygıyla selamlıyorum.

İlgili maddede, birtakım kanun yazım tekniği açısından "16 yaşından büyük" ibaresinin çıkarılmasını düşünmekteyiz. Zira 19 Nisan 2014 tarih ve 28977 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Asgari Ücret Yönetmeliği'ndeki değişiklikle ilgili olarak zaten bu yaş sınırı kaldırılmıştı. Dolayısıyla, eğer bu yaş sınırı kaldırılmışsa, "16 yaşından küçük" veya "16 yaşından büyük" diye böyle bir ayrım kaldırılmışsa, burada yeniden onun belirtilmesinin bir manası yok. Yurt içinde olduğu gibi yurt dışında da 16 yaşından küçük veya büyük fark etmez, bu ibarenin buradan kaldırılmasının biz yerinde olacağını düşünüyoruz.

Onun dışında, ilgili maddeyle ilgili olarak, bizim sadece maddenin yazım tekniğine itirazımız var, içeriğine yönelik herhangi bir itirazımız yok. Ancak yeri gelmişken ifade etmemde fayda var: Madem yurt dışındaki vatandaşlarımız veya yurt dışında iş yapan iş adamlarımızla ilgili bir madde üzerinde konuşuyoruz, Dışişleri Komisyonu üyesi olarak ve diğer sebeplerle sık sık yurt dışına gidip gelen bir arkadaşınız olarak, yurt dışında iş adamlarımıza dönük bir ayrımcılık yapıldığını burada söylemem lazım. Yurt dışındaki iş adamlarımız, özellikle de düne kadar "kardeş" olduğunuz, dünden sonra "kalleş" dediğiniz bir grup ve onların oradaki kurmuş oldukları iş adamları derneklerini tamamen yok saymak, orada bulunan başka iş adamlarını da yok saymak manasına gelir ki burada, âdeta, yorgan yakmak gibi bir durumla karşı karşıyayız. Elbette, sizin iktidarınızla paralel düşünenler olabilir, paralel düşünmeyenler olabilir ama bu, orada iş adamlarımızın kurdukları çatı derneklerin tamamen yok sayılması, oradaki iş adamlarımızın, âdeta, muhatap alınmaması ve büyükelçilerimizin oradaki iş adamları birliklerine gitmesinin, onların etkinliklerine katılmasının yasaklanmasının tamamen bir toptancı anlayış olduğu ve iş adamlarımızın zaten zor şartlar altında yurt dışında yapmış oldukları çalışmaları daha da zorlaştırdığını söylemem lazım. Bunun yerine, oradaki iş adamlarımızı ve oradaki çatı örgütlerini Türkiye'nin bir kurumu görüp ve onu buradaki iç siyasete alet etmeden, orada Türkiye'nin rekabet şartlarının nasıl iyileştirilmesi gerektiği üzerinde kafa yormak, zannediyorum, daha faydalı olacaktır.

Ayrıca, yurt dışındaki birtakım faaliyetlerin, Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde de çoğaldığını görüyoruz. Şimdi, buradan, Hükûmet adına devlet parasıyla yurt dışına gidiliyor ve bunun adı da "yurt dışı faaliyeti" oluyor. Ama yetimin hakkıyla uçak bileti alıp, yetimin hakkıyla günlük harcırah alıp, yetimin hakkıyla yurt dışına giden devlet bürokrasisince ve Sayın Başbakan başta olmak üzere, hem oradaki Türk toplumu içerisine, âdeta, bir fitne sokar gibi ayrımcılık yapar noktasında iş adamlarımızın ve oradaki vatandaşlarımızın kamplara bölünmesine sebep olunmakta hem de devlet parasıyla yurt dışında Cumhurbaşkanlığı propaganda faaliyetleri sürdürülmektedir. Değerli arkadaşlar, bu, haramdır. Ramazan gününde ifade ediyorum: Devlet parasıyla, yetimin hakkıyla yurt dışında Cumhurbaşkanlığı propagandası yapmak haramdır, devlet malını yemektir, devlet malını zimmetine geçirmektir. Cumhurbaşkanlığı propagandası yapan Sayın Başbakan da haram yemektedir ama onunla beraber, kalabalık heyetler hâlinde yurt dışı vazifeleri yazdırıp giden bürokratlar da haram yemektedir, yetim hakkı yemektedir, devlet malını zimmetine geçirmektedir.

Dolayısıyla da Türkiye'de birtakım işler yapılıyor, Türkiye'de ayakkabı kutuları dolduruluyor ama bari bunu yurt dışına yansıtmayalım. Türkiye'de insanları yeterince kutuplaştırdınız, yurt dışındaki insanlarımızı kutuplaştırmayalım ve yetim hakkıyla oluşturulan devlet bütçesini de Cumhurbaşkanlığı propagandasına kurban vermeyelim...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SİNAN OĞAN (Devamla) - ...yetim hakkı yemeyelim diyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)