GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI İLE BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:123
Tarih:22.07.2014

ALİ ÖZ (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 55'inci maddesi üzerine vermiş olduğumuz değişiklik önergesiyle ilgili Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.

Şimdi, aslında bu maddeyle değiştirilmesi öngörülen, Türkiye'de uzun süredir, özellikle sosyal güvenlik primini tamamlamış, emekliliği geldiği zaman insanlarımızın emekli olma noktasında karşılaştıkları bazı sorunları giderme noktasında son derece makul ve yerinde bir düzenleme. Mesela, sizin emeklilik süreniz dolmuş, emekli olacaksınız. Birden, kurumla alakalı olarak, yıllar öncesinden, eksik prim yatırılması münasebetiyle geçmişe sari size bir borç çıkıyordu ve dolayısıyla, o borç bugüne kadar birikip sonunda da çok yüklü bir miktarda belli bir meblağı ödemek zorunda kalabiliyordunuz emekli olmak için.

Bu madde, kurumun eğer gerçekten böyle kendine dayalı bir hatası varsa, size ne zaman tebliğ edilmişse o tebliğ tarihinden itibaren sizi borçlandırması ve sadece onu ödemenizi gerektiren bir düzenleme olduğu için, tüm grupların da Komisyonda muhalefet etmediği son derece yerinde bir düzenleme.

Tabii ki Sosyal Güvenlik Kurumu aslında çok büyük bir çatı. Sosyal Güvenlik Kurumu dışında, sosyal güvenlik sistemini sistem olarak irdelemek gerektiğinin daha doğru olduğunu düşünüyorum.

Ülkemizde, 2008 yılı itibarıyla, sosyal güvenlik sisteminde Sosyal Güvenlik Kurumunun tek çatı altında toplanmasından sonra, maalesef değişen kanunlarla bundan en fazla istifade edenin Sosyal Sigortalar Kurumu olduğunu, Emekli Sandığı mensuplarının ve BAĞ-KUR'luların maalesef bu değişikliklerden çok da fazla istifade edemediğini görüyoruz.

Bunu söylememdeki kasıt şu: Özellikle kanun teklifi olarak verdiğimiz bazı şeylerin bu torba yasa içerisinde bu tekliflerle beraber değerlendirilmesi bizleri gerçekten mutlu ederdi.

Ben, yine burada, özellikle dar gelirli, küçük ve orta çaplı esnafın, tarım BAĞ-KUR'lularının ve BAĞ-KUR'luların çok fazla korunduğu ve onların beklediği düzenlemelerin yapılmamasının da Parlamento olarak bir eksiğimiz olduğunu ifade etmek isterim.

Bir sigortalı çalışan, eğer belli bir süre işvereni primleri zamanında yatırmış ve işsiz kalmışsa, en azından prim gün sayısıyla ilgili olarak belli bir süre işsizliğine dair para alabilmekte yani en azından önünü görmesi için Sosyal Sigortalar Kurumuna mensup olanların bir nebze de olsa bir nefes almaya fırsatları olmakta ama gerçekten, ülkenin ekonomisinde büyük pay sahibi olan, özellikle kendi yağıyla kavrulma arzusu içerisinde olan küçük ve orta çaplı esnafın, BAĞ-KUR esnafının da benzer şekilde bir düzenlemeyle aslında önüne rahat bakmasının temin edilmesinin bu Parlamentonun görevi olduğu kanaatindeyim. Bununla ilgili, aslında, onlara da normal bildirilmiş, beyan edilmiş olan meblağın üzerinde, onların devlete olan vergi borçlarından düşülmek kaydıyla, belli bir oranda, çok küçük bir oranda sigorta primini artırıp, iyi bir havuz oluşturup, prim gün sayısıyla alakalı olarak da boşta kaldıkları süre içerisinde kendilerini toparlamaları için onlara bir fırsat verilmesinin doğru bir düzenleme olacağı kanaatindeyim.

Tabii ki bu tasarı içerisinde, torba yasa içerisinde görüyoruz ki yapılan düzenlemelerin büyük çoğunluğu Sosyal Güvenlik Kurumunun gelirlerini artırmaya, daha önceki konuşmalarımda da ifade ettiğim gibi, tabiri caizse yani tekeden süt çıkartacak duruma getirmeye yönelik. Oysa, ülkemizde tedavisinin devlet tarafından yapılması zorunlu olan, hepimiz meydanlara çıktığımız zaman "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." derken, bir ferdin bile yaşatılması adına, büyük meblağlar bile gerektirse, Sosyal Güvenlik Kurumuna mensup olan insanların çekmiş olduğu birtakım sıkıntıların geri ödeme veya sosyal güvenlik kapsamında olmaması da aslında hepimizin bir ayıbıdır diye düşünüyorum. Yani, bu konuda, sadece büyük maliyetler gerektiren bazı hastalıkların da tedavisinin yapılabilmesi için, Sosyal Güvenlik Kurumunun, geri ödemelerde daha fazla sorumluluk alarak, sadece bir kurum olarak değil, bu ülkenin gerçek manada tüm insanlarını ilgilendiren sosyal güvenlik sistemi olma yolunda ilerlemesini ümit ediyorum.

Yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)