| Konu: | İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI İLE BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 124 |
| Tarih: | 23.07.2014 |
ALİ ÖZ (Mersin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 639 sıra sayılı İş Kanunu ile bazı kanunlarda ve kanun hükmündeki kararnamelerde değişiklik yapılmak üzere vermiş olduğumuz 59'uncu maddedeki değişiklik önergesiyle ilgili söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle bizleri izleyen yüce Türk milletini, siz değerli milletvekili arkadaşlarımın ve tüm İslam âleminin bugün idrak edeceğimiz Kadir Gecesi'ni kutluyorum.
Tabii ki bu tasarıyı konuşurken birbiriyle alakası olmayan çok fazla miktarda maddenin bu torbanın içerisine doldurulduğunu her kürsüye geldiğimizde ifade ettik. Burada asıl başlarken 13 Mayısta ülkemizde yaşanan bir büyük kaza, büyük felaket, büyük bir katliam sonucunda kaybettiğimiz 301 insanın üzerinden Soma'daki maden faciasıyla alakalı olarak birtakım düzenlemeler yapacağız derken torbanın içerisine her şeyi o kadar doldurduk ki Sosyal Güvenlik Kurumunun gelirlerini artırmak, taşınmazlarının yeniden değerlendirilmesini temin etmek, başka diğer çok sayıdaki maddelerle alakalı düzenlemeleri yapmaya giriştik.
Bu arada şunu ifade etmek lazım: Aslında bu madde normalde karşı çıkacağımız bir madde değil. Yani gerçekten Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından alınmış bir taşınmazın, eğer kendisi kullanmıyorsa, iki yılı geçtikten sonra belli bir değer biçilerek yeniden kamunun hizmetine sunulması veya başka alanlarda kullanılmak üzere hazineye devredilmesinin yanlış olduğunu eleştirmek mümkün değil. Bu yerinde bir düzenleme ancak bu tasarıyla beraber Parlamentonun asıl görevi olan hukuk kurmak noktasında maalesef eksiğimizin olduğunu ifade etmek istiyorum. Yani bir düzenleme yapıyoruz, düzenlemeleri ya kişiye ya kuruma özel yapıyoruz. Yaşamış olduğumuz büyük bir felaketten sonra, sadece belli bir yerde yaşanan dramatik facianın üzerine orayla alakalı olan düzenlemeler yapmaya kalkıyoruz burada. Oysa ülkemizde gelecekte de benzer kazaların olmayacağı, benzer faciaların gündeme gelmemesi mümkün değil ki zaten almış olduğumuz önlemlerle, Türkiye gerçeğinde, iş kazalarının da hiçbir şekilde önüne geçemediğimizi biliyoruz. Burada getiriyoruz sadece burada hayatını kaybedenlerin aileleri, burada diğer geriye kalanlarının sosyal haklarının iyileştirilmesi, onlara güvence verilmesi gibi düzenlemeler yapıyoruz. Şunu hepimiz biliyoruz ki bu ülkede sadece Soma'da değil, daha önce başka illerde, başka maden ocaklarında veya başka doğal afetlerde çok fazla sayıda insanımızı kaybetmek zorunda kaldık. Dolayısıyla, yapacağınız düzenlemeler evrensel normlarda ve herkesi içerisine alan bir sistematik içerisinde olmadığı için aziz, mübarek ramazan günü "Torba yasa yapacağız." diye Meclisin gündemini lüzumsuz yere işgal ettiğinize inanıyorum, buna hakkınızın olmadığını da ifade etmek istiyorum. Bir bütünlük içerisinde, hangi olay karşısında neler yapılacaksa bunlar madde madde kanunla belirlenir; olaylar yaşandığı zaman kişi, kurum, tüzel yapı, özel kimlik ne varsa onların hepsi belirlenir, ona göre bir düzenleme yapılır. Ama biz ne yapıyoruz? "Göç gide gide düzelir." misali, başımıza ne zaman felaket gelirse, felaket geldiği andan itibaren onunla alakalı yeni düzenlemeler yapmak durumunda kalıyoruz.
Tabii ki burada sadece iş kazalarında hayatını kaybeden insanlar yok. Asıl, çok fazla gündeme almadığımız, iş kazasından sonra gerek aynı yerde çalışma zorunluluğu içerisinde kalan iş kazasına uğrayanların beraber çalıştığı insanlarla beraber bir de iş kazaları sonucunda ülkemizde gerçekten rehabilitasyon ihtiyacı olan, bu travmalardan sonra tekrar gündelik hayatını bile idame ettiremeyen, mesleğine dönemeyen çok sayıda insan var. Bunların çekmiş olduğu çok büyük sıkıntılar var. Bunların, meslek hastalıkları dışında, travmaya bağlı, rehabilitasyonu gereken, özellikle beyin, omurilik veya ekstremize kazalarından sonra çalışma güçlerini kaybeden insanların yaşamış olduğu çok büyük sıkıntılar var. Ama ne hikmetse, defaten söylememize rağmen ülkemizde bu noktada gerekli önlemlerin alınmadığını, bunlarla ilgili gerekli düzenlemelerin yapılmadığını görüyoruz.
Bakın, biz her gün yaşıyoruz. Bir trafik kazası oluyor veya başka bir iş kazası oluyor, bir yerden düşüyor vatandaş, diyor ki: "Ben Ankara'da şu yere gelmem lazım." Sizlerin de mutlaka başına geliyor. Ararsınız ki oradan randevu alasınız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ ÖZ (Devamla) - Bir an önce hızlı bir şekilde rehabilite edilmesi gereken insanlara yıllara sâri süreler tanındığını, onlara randevular verildiğini biliyoruz.
Bu konuda da herkesin duyarlı olması gerektiğine inanıyor, yüce heyetinizi tekrar saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)