| Konu: | HUKUK UYUŞMAZLIKLARINDA ARABULUCULUK KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 116 |
| Tarih: | 06.06.2012 |
SAKİNE ÖZ (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Tasarısı'nın 14'üncü maddesi üzerinde söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bakınız, üzerinde söz aldığım bu madde, aslında böyle bir yasa tasarısı hazırlanmasının asıl nedenini ortaya koyuyor. "Kimdir bu ara bulucular? AKP yandaşlarına yeni yerler mi açılıyor?" demeye kalmadan olayı çözüyoruz. Bakın, maddede ne deniyor: "Başkaca bir usul kararlaştırılmadıkça arabulucu veya arabulucular taraflarca seçilir." Başkaca bir usul ne demektir? Bunu da gerekçeden öğreniyoruz. Ara bulucuları üçüncü kişiler ya da kurumlar seçebilecek yani bırakın ara buluculukta AKP yandaşlarına göz kırpmayı, ara bulucunun kim olduğunu seçmesi için bile üçüncü kişiler ve kurumlar devreye sokuluyor.
Sayın milletvekilleri, gözünüzün önüne, yoksul köylerde, kasabalarda ve elbette şehirlerde erkek egemenliği altında yaşayan kadınları bir getirin. Kadının ağzından şöyle bir cümle dökülse: "Sorunu çözmek için dava açalım." Hemen Mehmet ağalar, Ahmet ağalar devreye girecek "Boş ver avukatı, niye para veriyoruz, ara bulucu çözer." E kim olacak bu ara bulucu? Onu seçmek için "Şu ağa var, bu bey var, şu imam var, bu kurum var." Siz, işlerin böyle yürümesini mi istiyorsunuz?
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Ne alakası var?
SAKİNE ÖZ (Devamla) - Bu, insanları şehirlerde mafyanın, taşrada feodal tutumların kucağına itmektir. Belki de ara buluculuk hakkı bile olmayan ama cemaat üzerinde etkisi olan insanlar ara buluculuk büroları açacaklar. Sadece ara bulucu bularak yollarını bulacaklar. Olan yine yoksullara olacak. Zaten AKP'nin son zamanlarda çıkardığı yasaların faturalarını nedense hep yoksullar ödüyor. Örneğin 2/B; Türkiye'nin en yoksullarını oluşturan orman köylülerine, "Parayı bayıl yoksa arazine el koyarız" diyorsunuz. Sözde kentsel dönüşüm; yoksul semtlerde oturanlara "Evinizi yıkın yoksa biz yıkacağız" diyorsunuz. Sendika Kanunu; zorlukla yaşayan kamu çalışanlarının grev yapma hakkı yok, yüzde 3'le, 4'le yetinsinler. İğneden ipliğe her şeye yüzde 20 zam gelmiş, umurunuzda değil. Yoksul işçilerin grev yapmaları âdeta imkânsız. Bu liste böyle uzayıp gidiyor. Şimdi de ara buluculuk? Komisyonda, yoksul, ezilen insanların lehine verdiğimiz önergelerin birçoğu reddedildi.
Bakın, biz diyoruz ki "Medeni Kanun ve İş Kanunu'yla ilgili işlerde bu kanun uygulanmasın." Neden böyle diyoruz? Yoksul ve ezilen kadınlar, işçiler baskı altında kalmasın diye. AKP bunu reddediyor.
Diyoruz ki "Ara buluculuk görüşmelerinde yapılan ikrar, yani mecburen söylenme ihtimali olan beyanlar kabul edilmesin." Sonuç, AKP tarafından ret.
Bitmedi, "Ara bulucu görevini kötüye kullanırsa bir ceza verelim." diyoruz, sonuç yine ret. Bu, sorunu sorun olmaktan çıkarmak ve o sorunu çözmek demek değildir. Haklıyı ve haksızı bulmak önemlidir.
Konuştukları zaman sürekli kul hakkından söz açanlara sesleniyorum: Bu çıkardığınız yasayla ara bulucular hak yerse, bu kanuna oy veren sizler sorumlu olmayacak mısınız?
Değerli milletvekilleri, AKP'nin bu tasarı için ileri sürdüğü gerekçelerden en dikkat çekici olanlar şunlardır: "Avrupa'da var." Yani işinize gelince Avrupa'nın değerlerine demediğinizi bırakmayacaksınız, işinize gelince onları örnek göstereceksiniz. Peki, Avrupa'da kız çocuklarının daha küçükken zorla evlendirilme oranı nedir? Kız çocuklarını annesinin babasının mirasından mahrum etme oranı Avrupa'da ne kadardır? Avrupa'da günde kaç kadın namus cinayetine kurban gitmektedir? Avrupa'yı, bunların yanıtlarını verdikten sonra konuşalım isterseniz.
Bakınız, eksikleriyle de olsa 8 Martta Kadına Şiddet Yasası'nı çıkardık. O zaman burada dedik ki: "Polise başvuran şiddet mağduru kadınlar evlerine gönderilmesin." AKP'liler de mahcup da olsa destek verdi çünkü o polisin orada aklı sıra ara buluculuk yapması, bazen daha çok dayakla, bazen cinayetle sonuçlanıyor.
Peki, şimdi bunun ne farkı var? Şimdi bu yasayla acaba kaç kadının hakları, ismini bile bilmediği, ne kadar doğru karar vereceği belli olmayan meçhul bir ara bulucuya teslim edilecek?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SAKİNE ÖZ (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; evet, yargının iş yükü azalsın, yargılamalar hızlansın diyoruz. Evet, geciken adalet adalet değildir diyoruz ama şunu bilin ki, hiç gelmeyen ve insanların hakkını yiyen bir adalet, açık bir adaletsizliktir.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Öz.