| Konu: | İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI İLE BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 130 |
| Tarih: | 06.08.2014 |
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; önce saygılarımı sunuyorum.
Bir cumhurbaşkanlığı seçim süreci yaşıyoruz. Bazen meydanların büyüsüne kapılıp edep kapılarını zorlayan, geçmişte söylediklerini inkâr edip koca koca laf edenler, hakaret edenler var. Birisi de AKP Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu. Milliyetçi Hareket Partisine "metres" yakıştırması yapıyor. Geçmişte AKP'ye ve Erdoğan'a hakaret eden bu zat, şimdi, ikbal ve istikbal hırsıyla sığındığı iktidar kapısında Milliyetçi Hareket Partisine hakaretler yağdırıyor. Bir taraftan, Erdoğan, "ülkücü kardeşlerim" diye şirinlik yapıyor, yardımcısı da koca bir camiaya hakaret ederek gerçek yüzlerini ortaya koyuyor.
Siyasi metresliği bu ülkeye öğretenler bellidir. Dün AKP'ye ve Erdoğan'a hakaretler ederken, bugün ballı kaymaklı menfaatler karşılığında iktidarın yatağına girenlerdir siyasi metresler. Başları önünde, utanç içinde yürümesi gerekirken, bugün kınalı keklik olup siyasi tetikçilik yapanlardır. Genel başkan iken partilerini satıp nimet trenine binenlerdir. İpinden kurtulmuşlardır.
Dün ne diyordu bakın bu şahıs: "Başbakan, padişah olmak istiyor. Bu Hükûmete zıkkımın kökünü göstereceğiz. Hükûmet, yolsuzluk çukurunun içinde." Daha devam edeyim mi?
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Et, et.
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) - "Yuh olsun sana Başbakan yuh. Çocuklarımıza kötü örnek oluyorsun." diyordu. Evet, bu zavallı zat, dün Türkiye'de demokrasi ve millî irade için canlar vermiş, bedel ödemiş Demokrat Partinin Genel Başkanlığından geliyor. Koca bir çınarın cüce genel başkanı. Demokrat Partili kardeşlerime geçmiş olsun. AKP'ye de yarın ilk durakta inecek ve sizi de satacak bir adamın hayırlı olmasını diliyorum, tepe tepe kullanın.
Bu ağzının ayarı olmayan zat bununla da kalmıyor. Milletin ortak adayı olan Ekmel Bey'e "cici çocuk" diyor, "çakma profesör" diyor. İçinizden biri de "Topla ağzını." diyemiyor. Teşbihte hata olmaz arkadaşlar, at, sahibine göre kişnermiş. AKP Genel Başkanı meydan meydan, önüne gelenlere hakaretler yağdırırken, öyle ya, yardımcılarının yapması da doğal.
Aday Erdoğan, diğer adaylara "Satılmış." diyor, "Omurgasız, nankör, saksı, monşer" diyor.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Sen, kendi Genel Başkanının söylediklerine baksana.
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) - Hem de "millî irade millî güç" yazılı otobüslerle, devletin ve milletin parasıyla padişahlar gibi dolaşıp propaganda yaparken yapıyor bunu. Cumhurbaşkanlığı, değerli arkadaşlar, sanki cepte. Milletin iradesine ipotek koymuş. Kazanamayacağı hiç aklına gelmiyor. Peki, yarın kazanamazsa, Cumhurbaşkanlığı makamıyla köprüleri atacak mı? Çankaya'ya, Sayın İhsanoğlu'na hangi yüzle çıkacak? Bu, nasıl bir devlet anlayışıdır? "Seni oraya biz getirdik." diyor. Seni oraya kim getirdi? Millet.
AHMET YENİ (Samsun) - Millet.
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) - Ekmeleddin Bey'i de oraya inşallah millet getirecek. Eğer görevlendirme ya da desteklemeyi kastediyorsanız, Sayın Erdoğan'a Hükûmeti kurma görevini kim verdi? Ahmet Necdet Sezer.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Kim milletvekili yaptı? Baykal.
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) - O zaman "Seni de oraya Ahmet Necdet Sezer mi getirdi?" diyeceğiz. Kendini Kaf Dağı'nda görüyor. Başbakanken böyle, Cumhurbaşkanıyken Allah muhafaza. İhsanoğlu, beyefendi kişiliği, nazik üslubuyla bu hakaretlere cevap vermezken, Erdoğan, gittikçe hakaretlerin dozunu artırıyor.
Bu kanun çıkarken tüm partiler dedi ki: "Demokrasi şöleni yaşanacak. Millî irade, devletin başına yani Cumhurbaşkanına doğrudan karar verecek." Şu olan bitene bakın: Aday Erdoğan, milleti tef gibi gerdi âdeta.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Geren sizsiniz.
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) - "Cumhurbaşkanı olmazsam halk yansın, yıkılsın." Üç oy alabilir miyiz diye "Alevi-Sünni" diyor, "Kürt-Türk-Zaza" diyor.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - "Ayrım yapmayalım." diyor.
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) - Bu, nasıl bir izan, bu, nasıl bir insaftır? Allah'tan da mı korkmuyorsunuz insanları ayrıştırırken? Erdoğan'a hatırlatmak isterim ki: Bu devlet kabile devleti değildir, bu millet de köksüz, su üstünde yüzen nilüfer çiçekleri değildir. Sen ve Hükûmetin, Türk tarihi deryasında olsa olsa ancak bir su zerresi olursun.
AHMET YENİ (Samsun) - Üç gün kaldı, üç.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Ya kendileri olamayınca böyle görüyorlar.
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) - Yaptığın tahribat ve yıkımla da Türk milletinin iradesiyle 10 Ağustosta da inşallah buharlaşıp gideceksin.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Millet sana cevabını verecek.
AHMET YENİ (Samsun) - Millet cevabı verecek.
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) - Bu üslubuna da bir an önce son ver. Yaptığın, milletin hayrına değil. Ya milletten özür dile üslubunu düzelt ya da bu millet, 10 Ağustosta, zaten, devrizulmüne son verecektir, bundan kaçış yok.
Yüce milleti saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)