| Konu: | İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI İLE BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 130 |
| Tarih: | 06.08.2014 |
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, burada, bu maddenin çıkarılmasını öneriyoruz. Yukarıda da konuştuk, arkadaşlarımız "Küçük bir düzeltme yapıyoruz." diyor ama işin esası duruyor.
Şimdi, böyle bir anlayış mümkün değil. Neden bu madde geldi? Çünkü, daha önce 6111 sayılı Kanun'da bununla ilgili bir değişiklik yapılmıştı ve buna istinaden de -çok kısa söyleyeyim- Bakanlık, DSİ yönetmelik çıkardı; burada da denetim işlerini özel sektöre devretme öngörülüyor. İşin özeti bu.
Şimdi, değerli arkadaşlar, böyle bir şeyi ben gerçekten anlamıyorum. İptal gerekçesi ortada "Anayasa'nın 128'inci maddesine aykırı." diyor. Anayasa'nın 128'inci maddesinde burada yapılan şeylere baktığımız zaman, "...kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, memurlar veya kamu görevlileri eliyle görülür." deniyor. E, şimdi, burada, sadece denetimin sonucundaki yaptırımı kendinize alarak -işin esası duruyor- "kurtardık" diye bakıyorsunuz. Bakın, bu durumda ne oluyor? Hem işi veren, ihaleyi veren, ihalenin sonuçlarını belirleyen, parasını siz ödemiyorsunuz, devletin açtığı bir... Bakın, şöyle bir şey olsa: Devlet bir ihale açsa anlayacağım. Bir özel şirket HES yapmış, bunlarla ilgili denetim yapılacak. Bu denetim işleminin parasını ilgili HES şirketi ödeyecek. Bakanlık ihaleyi açıyor, kime vereceğine karar veriyor, sonra parasını o şirketten alıp buraya tahsil ediyor. Böyle bir şeyi ben hayatımda ne duydum, ne gördüm. Nasıl bir şey yapıyorsunuz, ben anlamıyorum. Şimdi, burada bağımsız denetim şirketleri var, yeminli mali müşavirler var, yapı denetim şirketleri var. Sayın Bakan, ben anlamıyorum, yapı denetim şirketlerinin ihalesini Çevre ve Şehircilik Bakanlığı mı açıyor? Yani, sizin şirketinizi kimin denetleyeceğini, -eğer bir inşaat şirketiniz varsa- şirketinizde hangi YMM'yle çalışacağınızı Maliye Bakanlığı mı ihaleye girip de size bildiriyor? Yok. Yani, bütün iş güç bitmiş "Bu denetimi biz filanca şirkete mi verelim, şuna mı verelim? İhaleyi bu mu alsın?" Ha, sonra, sorduk Sayın Bakana "Ne kadar var?" diye. Ohoo, öyle güzel ballı kaymak var ki! Öğrendik ki 833 adet -yanlış hatırlamıyorsam, not almışım- şu anda özel sektörün devam eden projesi var yani bunun her biri denetlenecek, mevcutta da 832 depolama var, DSİ'nin de 622 tane yaptığı var. Yani, nereden baksanız 1.500'e yakın şirketin denetlenme potansiyeli var.
Ya, arkadaşlar, el insaf, el vicdan! Hem işi veren hem denetleyen hem parasıyla uğraşan hem standartlarını koyan aynı yer olur mu Sayın Bakanım? Yani, bu, gerçekten çok garip bir şey ya! Böyle bir şey nasıl buraya yazılıp da getiriliyor, ben bunu hâlâ anlayabilmiş değilim. Bakın, EPDK var. Burada Muhasebe Standartları Kurumu vardı, hepiniz hatırlarsınız, birleştirdik, bir Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumumuz var, denetim standartlarını belirliyor. Elektrik piyasasını düzenleme, denetleme görevi EPDK'da. Yani, peki, ben size şunu soruyorum... Siyaseten, gelip burada Başbakanlığa bağlı Sektörel İzleme ve Değerlendirme Genel Müdürlüğü kurup ortada -rahmetli DPT- Kalkınma Bakanlığının İktisadi Sektörler ve Koordinasyon Genel Müdürlüğü varken, sosyal sektörler varken, Ekonomi Bakanlığında bütün sektörlerin uzmanı varken, 402 tane "raportör" diye danışman alıyorsunuz. Verelim 400 tane müfettiş. Alalım kardeşim, müfettiş alın, denetlesin. "Denetleyemiyor EPDK." Neden? "Elemanı yok." Ya, nasıl elemanı yok? İşte, geliyorsunuz, bir seferde 40 bin öğretmen kadrosu veriyoruz. Yani, hiç gereksiz yere Başbakanlığa 402 tane raportör alıyorsunuz. Bütün herkes Başbakanlıkğa zaten hizmet etmek zorunda. Başbakanlık, koordinasyon birimi, o madde de gelecek.
Dolayısıyla, bunun iler tutar tarafı yok arkadaşlar. Böyle olunca bizim şu hakkımız doğuyor, hiç kızmayın: O zaman "Kim bu ihaleleri daha önce aldı? Bu şirketlerin içerisinde sizlere yakın olanlar var mı? Sayın Bakanın akrabalarına yakın olan var mı?" diye soracağız. Başka türlü bunun izahı yok. Aklı, mantığı, en küçücük bir denetim işlemi yapmış olan hiçbir kişi bunun böyle olmasına müsaade edemez. Onun için sizin aklınıza, vicdanınıza sesleniyorum. Bu maddenin böyle geçmesi, evliya torunu olsanız yarın sizi töhmet altında bırakır. O bakan kimse, o genel müdür kimse hiçbir şey olmasın, dört dörtlük ihale yapsın Sayın Bakanım, yarın hepiniz töhmet altında kalırsınız çünkü baş edemezsiniz. "Niye o şirketlere verildi? Niye buraya verilmedi?" diye herkes konuşur. Onun için, bu maddenin çıkarılması gerekiyor. İlgili bir şey varsa elektrik piyasasıyla ilgili kanunda da gerekli düzenlemeleri yaparak baştan yeni bir denetim standardı koymak gerekiyor diyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)