| Konu: | HDP GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 132 |
| Tarih: | 13.08.2014 |
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Halkların Demokratik Partisi grup önerisiyle ilgili Cumhuriyet Halk Partisinin görüşlerini açıklamak üzere söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın milletvekilleri, ülkemizde kim olursa olsun, etnik kökeni ne olursa olsun, inancı ne olursa olsun, tüm insanların eşit, birinci sınıf yurttaş olarak yaşaması Cumhuriyet Halk Partisinin temel hedefidir. Biz tüm söylemlerimizde bunu dile getiriyoruz ve dile getirmeye de devam edeceğiz. Demin benden önce konuşan sayın hatiplerin de belirttiği yörelerde yaşayan Ezidilerin de ülkemizin bir zenginliği olduğunu, onların kültürlerinin de geliştirilmesi gerektiğini ve korunması gerektiğini biz de düşünüyoruz ve tüm insanların insanların insan haklarından eşit şekilde yararlanmasını en temel değer olarak benimsiyoruz. Ancak sayın milletvekilleri, daha önce de ve çok kısa bir zaman önce müşahede ettiğimiz gibi, tanık olduğumuz gibi, devletin en üst noktasına, en tepe noktasına aday olanların bile zaman zaman bazı grupları rencide ettiği, söylemleriyle onları aşağılayan bir tutum sergilediği gözlenmektedir.
AHMET YENİ (Samsun) - Öneriyle ilgili kendi düşüncenizi söyleyin!
ALİ SERİNDAĞ (Devamla) - Siz de biliyorsunuz, kısa bir süre önce, Cumhurbaşkanlığı seçimi nedeniyle yapılan kampanyada Sayın Başbakanın ifade ettiği, bazı gruplardan bahsederken "Affedersiniz, Ermeni..." kelimesini kullandığı hepimizin malumudur.
AHMET YENİ (Samsun) - Sayın Vali, kes bunları, kes!
AHMET AYDIN (Adıyaman) - Sayın Valim, öyle değil, o konuştuğu öyle değil!
ALİ SERİNDAĞ (Devamla) - Böyle bir anlayıştan herkese eşit gözle bakmayı, herkese birinci sınıf yurttaş muamelesi yapmayı beklemek maalesef mümkün görünmemektedir. Siz ne derseniz deyin, bu, tüm halkımızın gözü önünde cereyan eden bir şeydir. Siz buna Mecliste tepki göstereceğinize söyleyen zata tepki gösterseydiniz daha inandırıcı olurdunuz. Kaldı ki tüm gerekçelere rağmen, tevil etme çabalarına rağmen bu sözü sarf eden Sayın Başbakan herhangi bir düzeltmede de bulunmamıştır, neden tepki gösteriyorsunuz? Herhangi bir düzeltmede bulunmuş mudur? Herhangi bir düzeltmede de bulunmamıştır.
AHMET AYDIN (Adıyaman) - Bir şey söylemedi ki zaten. İfadesinin öyle olmadığını kendiniz biliyorsunuz.
ALİ SERİNDAĞ (Devamla) - Sayın milletvekilleri, Türkiye bölgesinin en güçlü ülkesidir. Sayın Abdurrahman Akdağ'ın da ifade ettiği gibi, herkesin gözü Türkiye'nin üzerindedir. Bunun bilincinde olmanız lazım, tüm tavırlarınızı ona göre belirlemeniz lazım. Bakınız, etrafımızda ateş çemberi var, ülkemize her gün binlerce insan sığınmaktadır, bazılarını âdeta davet ettiniz, bazılarını da ülkeye almamak için binbir gayret gösteriyorsunuz. IŞİD, sizin, AKP Hükûmetinin uyguladığı politikalar sonucu ortaya çıkan bir terör örgütüdür. Bölgeyi ve bölge ülkelerini tehdit etmektedir.
Şimdi, geriye gittiğiniz vakit IŞİD'in kimler tarafından desteklendiğini, kimler tarafından silahlandırıldığını, kimler tarafından lojistik destekle desteklendiğini herkes biliyor.
Değerli milletvekilleri, IŞİD'in yarattığı terör sadece Irak'ı değil tüm bölge ülkelerini tehdit etmektedir ve daha önce Suriye olayları nedeniyle ülkemize sığınan insanlar da ülkenin en önemli sorunu olmaya devam etmektedirler. Bakınız çok kısa bir süre önce, üç gün önce Gaziantep'te bir olay oldu. Gaziantep'te bir yurttaş, kiracısı olan Suriyeli bir kişiyi evinden çıkması için ikaz etmiş, daha doğrusu evinden çıkmasını istemiştir. Suriye vatandaşı olan zat, o Türk vatandaşını bıçakla öldürmüştür ve bu olaydan sonra Gaziantep'te olaylar meydana gelmiştir. On, on iki mahallede olaylar meydana gelmiş, Suriyeli olmaktan başka günahı olmayan bazı insanlar darp edilmiştir ve Suriye plakalı araçların da bir bölümü yakılmıştır. Bir şehri bu hâle getirirseniz toplumsal olaylara engel olmak mümkün değildir.
Bakın, biz sizi çok uyardık, bu konuda soru önergeleri de verdik. Dedik ki: Gaziantep artık istiap haddini aşmıştır. Gaziantep gelen göçü barındıramamaktadır, karşılayamamaktadır. Hazmetme kapasitesi aşılmıştır. Gaziantep'te 200 bini aşkın Suriyeli kayıtlıdır ama kentte 500 bine yakın Suriyelinin yaşadığı ifade edilmektedir. Siz bu insanların ne yaptıklarını, neyle geçindiklerini, ne işle uğraştıklarını kayıt altına almazsanız olacak olaylar da bunlardır. Biz, daha evvel "Olaylar geliyor." dedik size ama tedbir almadınız. Bakın, Maraş'ta olaylar oldu, Adana'da olaylar oldu, Gaziantep'te olaylar daha önce de oldu, şimdi de olmaya devam ediyor, Urfa'da oldu. Bunlarla ilgili hiçbir önlem almadınız. Tam tersine, IŞİD'e "terör örgütü" bile diyemiyorsunuz. Sebep nedir? Efendim, sebep neymiş? "Başkonsolosluk görevlilerine zarar gelmesin." diye... Bakın, IŞİD sizi tehdit ediyor, siz bu tehdide boyun eğiyorsunuz.
Süleyman Şah Türbesi Türkiye'nin toprakları sayılıyor ama Süleyman Şah Türbesi şu anda IŞİD'in ablukası altındadır. Süleyman Şah Türbesi'nde güvenlik görevini yerine getiren nöbetçilerimiz bile ancak IŞİD izin verdiği vakit değiştirilebilmektedir ve siz bunlara ses çıkarmıyorsunuz.
Gene, basında yer alan haberlere göre, IŞİD Başkonsolosluk görevlilerini canlı kalkan olarak kullanmak üzere IŞİD liderlerinin evine dağıtmıştır. Bunlar basında yer aldı ve siz de yalanlamadınız.
O zaman sizin IŞİD'le ne tür bir pazarlığın içerisinde olduğunuzu Türk milleti bilmek istemektedir. Acaba sizin IŞİD'e böyle davranmanız IŞİD'e cesaret mi veriyor, yoksa IŞİD'i Başkonsolosluk görevlilerine karşı daha iyi davranmaya mı sevk ediyor, bunu sizin iyi araştırmanız lazım.
Bakın, Türkiye çok ciddi bir ülkedir. Türkiye, bölgesinin en güçlü ülkesidir, dünyanın da sayılı ülkelerinden biridir. O nedenle, bakınız, pilotları rehin alınan ülke Türkiye, uçağı düşürülen ülke Türkiye, askerlerinin başına çuval geçirilen ülke Türkiye, Başkonsolosluğu basılan ülke Türkiye, başkonsolosluk mensupları rehin alınan ülke Türkiye, şoförleri rehin alınan ülke Türkiye ama Türkiye bunlara ses çıkaramıyor. Türkiye bu duruma düşürülecek bir ülke değildir değerli milletvekilleri. Hepimizin, başta iktidar partisi milletvekillerinin bu duruma müdahale etmesi lazım. Türkiye'nin kaybettiği itibarını bir an önce tekrar elde etmesi için çalışma yapması lazım. Siz tepki göstererek, siz olanları olmamış gibi göstererek Türkiye'yi dünyada itibarlı bir ülke hâline getiremezsiniz. Biz bunları söylüyoruz. Biz diyoruz ki: Türkiye insan haklarına saygılı bir devlettir, olmalıdır. Türkiye, ülkesinde yaşayan herkesi birinci sınıf yurttaş olarak kabul etmelidir, kimseyle ilgili, bilhassa yöneticiler, nefret söyleminde bulunmamalıdır, bununla ilgili de tedbir alınmalıdır. Değişik kültürlerin ülkemizin zenginliği olduğunu kabul ediyoruz ama iktidar mensuplarının da öncelikle buna riayet etmesi, kimseyi ötekileştirmemesi, kimseyi dışlamaması gerekir diyoruz. Bunu her fırsatta da söylemeye devam edeceğiz.
İkinci olarak da Türkiye, bölgesinin güçlü ülkesi olması nedeniyle de kendisine yönelebilecek olan tehditleri de karşılayabilecek güçte olduğunu herkese göstermelidir.
Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)