| Konu: | İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI İLE BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 132 |
| Tarih: | 13.08.2014 |
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu Meclis, normal olarak 1 Temmuzda tatile girecekti, öyleydi ama bu dönem çeşitli saiklerle en son 28 Ağustosa kadar uzattık. Neden 28 Ağustosa kadar uzattık? Sebebi torba kanun. Aslında, torba kanuna baktığınızda, 4 veya 5 maddesini bir kenara ayırdığımızda diğer maddeler de burada bulunan bütün milletvekillerinin destek verdiği maddeler. Yani gerçekten, bu torba kanunun bu Meclisten geçmesini istiyorsa Hükûmet, bu 4-5 maddeyi bir kenarda tutardı, diğer maddeleri getirir görüşürdü, Meclis tatile girerdi. Zaten sayısal çoğunluğunuz var, daha sonra Meclis açıldığında diğer o 4-5 madde, o sayısal çoğunluğunuzla geçerdi ama buradaki amaç şu: Germeye devam etmek. Ülke geriliyor, Meclis geriliyor, burada 4-5 tane genç arkadaş kendini tatmin ediyor, oradan laf atıyor, içeriye gidiyor, aynaya bakıyor "Ne güzel laf attım ya." diyor. Yahu güzel de esas meseleyi ıskalıyoruz, farkında değilsiniz.
Farkında mısınız, Türkiye, çok uzun bir süredir etrafında kaynayan kazanı hiç konuşmadı Mecliste. Mesela, Irak'ın bölünmesiyle alakalı Türkiye'nin bir lafzı oldu mu, Irak'ın toprak bütünlüğüyle alakalı? Amerika'nın böyle bir lafzı var, devam ediyor ama Türkiye'nin böyle bir lafzı yok. Bir taraftan, orada, Kürtleri düşman belledik, şimdi geldik oradaki peşmerge güçlerini dost belledik. Bunu alıp Meclise getirmek, Mecliste muhalefetle beraber bunları konuşmak yerine, muhalefeti yok sayacağız, onlarla gerileceğiz, kavga edeceğiz, sonra seçime gideceğiz.
Yahu iyi, güzel de, seçim kazanıyorsunuz da Türkiye neler kaybediyor? Mesela, Suriye'ye bakıyorsunuz, Suriye'nin ne olacağı konusunda kimsenin herhangi bir bilgisi var mı? Eskiden "akil insanlar" bildiğimiz insanların -şimdi o bölücülere akil insanlar diyorlar- onların dahi konuştuğu bir Meclis vardı, onların davet edilip dinlenildiği bir Meclis vardı. Bırakın şimdi onları, burada milletvekilleri dahi etrafında dönen dolapları istişare etmekten yoksun. Sebep, Adalet ve Kalkınma Partisinin, kendisini dev aynasında görmesi. Bir gün bu olaylar tersine döndüğünde, bu etrafımızdaki olan olayların bütün müsebbibinin siz olacağınızı bir kere daha hatırlatmak istiyorum.
Bakın etrafımızda neler oluyor: Irak'ta Türkmenler eziyet görüyor. Türkmenleri Bağdat pasaportu taşıyor diye kapıdan buraya almıyorsunuz. Bu, günah değil mi? Vicdanınız nasıl rahatsız olmuyor bundan?
Biz, biraz evvel Sayın Zühal Topcu ve Sayın Reşat Doğru ile beraber Atatürk Araştırma Hastanesine gittik. orada Gazze'den gelen 3 tane kızımızı ziyaret ettik, Azerbaycan'dan gelen asker Serkan'ı ziyaret ettik. Serkan'ın bacağı kopmuş, 19 yaşında genç, ampute, Ermenistan sınırında Ermenilerin attığı bombayla yaralanmış. Gazze'de 14 yaşındaki Ahud, kafa travması geçirmiş, hafızasını kaybetmiş, "Beni anneme götürün." diye bağırıyor. 20 yaşındaki Linda, annesini ve kızını kaybetmiş, belden aşağısı felç.
Etrafımızda bunlar oluyor arkadaşlar ve biz bunları burada hiç konuşamadık. Sadece Gazze'den yaralı getirdik, burada propaganda yapalım. Gazze'ye, Türkmenistan'a makarna gönderdik. Yahu, bırakın adamlara makarna göndermeyi, ilaç göndermeyi. Bu insanların dünyada herhangi bir şekilde hakkını arayabiliyor musunuz? Sayın Başbakan bir gün herhangi bir dünya lideriyle veyahut da Avrupa'dan bir liderle, ortak tarihimiz olan bu ülkelerdeki durumu konuşma imkânı buldu mu? Hayır. Çok günübirlik siyasetin içerisinde gerçek siyaseti kaybediyorsunuz. Bizi de buraya kurban ediyorsunuz. Kavgadan siz nemalanırken bizi de buna kurban ediyorsunuz.
Benim buradan tavsiyem şu, Sayın Başkan: Bu millete eziyet ediyorsunuz. Yaz tatili bitiyor, ağustos devam ediyor, Meclis çalışıyor. Çıkardığımız kanundaki 144 madde cidden, çok ciddi anlamda destek verdiğimiz maddeler, diğerleri sizin yaptığınız birtakım haksız uygulamalar, hukuksuz uygulamaların üstünü örtecek maddeler. Bunları ayırın bir kenara, bu millete anlatın daha sonra. "Biz bunları bu yüzden, bu yüzden çıkarmak istiyoruz." deyin. Bu millete de eziyet etmeyin, kendinize de eziyet etmeyin, bize de eziyet etmeyin. Ama lütfen, bu Meclisin saygınlığına uygun hareket edin. Gelin buraya, Türkiye'nin meselelerini konuşun. Türkiye'nin meselesi sadece seçim almak değildir. Seçimi alırsınız, tebrik ederiz, alkışlarız, hayırlı uğurlu olsun.
Türkiye'nin meselesi bitti mi arkadaşlar? Yani, Türkiye'de ekonomiyi şu veya bu şekliyle bugüne kadar sürükleyen, yara almadan, bere almadan bir nebze buraya getiren bir Ali Babacan'a bir danışmanın sözleri Türkiye'nin gündemi oldu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - O danışmanın da beş altı sene evvel neler dediği ortada. Yani, "Jölecan"a Babacan'ı yediriyorsunuz. Bu da Türkiye'ye yakışmıyor.
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)