| Konu: | İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI İLE BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 132 |
| Tarih: | 13.08.2014 |
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biraz önceki konuşmamın 108'inci maddeyle devamı üzerinde şu olayı bir ortaya koymak istiyorum: Şimdi, Başbakan Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı adaylığının açıklandığı gün TRT'nin Erdoğan ile diğer adaylara ayırdığı süreyi karşılaştırmak isteyen RTÜK üyelerine, kurumun "Yayını kaydedemedik." şeklinde bir cevap verdiğini biraz önce söylemiştim. "Uydu linki düştü ya da yayını kaydedemedik" türünden mazeret ileri sürenlerin, bu kurumu düşürdükleri gülünç durumu halkın sağduyusuna emanet ediyorum.
4-5-6 Temmuz günlerinde muhalefete 3 dakika, iktidara 333 dakika süre verildiğine yönelik bir soru üzerine AK PARTİ'nin Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Erdoğan'ı İbrahim Tatlıses veya Orhan Gencebay'a benzeterek şu utanç verici konuşmayı yapıyor, diyor ki: "Onların medyada göreceği ilgi ile bir taverna sanatçısının göreceği ilgi aynı olabilir mi?" Bu cevap aslında bir itiraftır. Anlaşılıyor ki AKP kendi kontrollerindeki TRT yönetimiyle yanlı yayın yapma konusunda hemfikirdir. Konunun RTÜK'e intikal etmesi üzerine RTÜK'ün AKP'li başkan vekili Fendoğlu, TRT'nin asimetrik yayınıyla ilgili olarak "Medya haber değeri peşindedir. Bir konunun haber değeri varsa o adayın o sözlerinden alır ama haber değer niteliği yoksa adayların bazı konuşmalarını almayabilir." Demek ki haber değeri olup olmadığını RTÜK'ün ilgili kurulları karar veriyor ve onlar yönlendiriyor.
Yayınlarında her siyasi partiye karşı eşit ve tarafsız yayın yapmakla görevlendirilmiş olan bir kurumun, iktidar partisinin yayın organı hâline geldiği açıktır. O zaman, doğrudan doğruya bu TRT'yi "AK TRT" hâline getirin, kendinize bağlayın, bandrolünü de AK PARTİ Genel Merkezi, il ve ilçe başkanlıklarından verin kardeşim, bizi de burada çıkıp fuzuli konuşturmak durumunda kalmayın. Ondan sonraki gelen iktidar da sizden devralsın, o da kendisine bağlı bir şekilde bunu götürsün.
Bu durum, kabul edilemez. Cumhurbaşkanlığı seçimi gibi bir konunun, haber değeri ya da taverna, arabesk sanatçısı bağlamında ucuz ve uçuk değerlendirilmesini ancak vicdan tutulması yaşayanlar yapabilir.
"Demokrasi şartların eşit kılınmasıdır." beyler; Alexis de Tocqueville diyor, ben demiyorum. TRT, kamuoyu oluşturma şartlarını iktidar partisi lehine anormal derecede bozarak antidemokratik bir ortamın oluşmasına katkı sağlamaktadır. TRT, seçim süreçlerinde iktidar lehine asimetrik şartlar üreterek halkın bilinçlenmesini önlemektedir. Böyle bir kurum ve yönetim anlayışı demokratik devletlerde değil, çadır devletlerinde olur. Böyle bir muamele de milletlere değil, aşiretlere ancak yapılabilir.
TRT, yasalarla belirlenmiş olan amacına ihanet eden, iktidar tarafından kimliği yok edilmiş olan bir kuruluş hâline gelmiştir. TRT, AKP'nin propaganda, manipülasyon ve ajitasyon makinesi durumundadır. Taraflı ve bağımlı yayın yapmaktadır. TRT, iktidarın algı yönetim aracı olarak kullanılmaktadır. Milletten toplanan vergilerle finanse edilen bir kuruluşun, yasalara rağmen yanlı yayın yapması kabul edilemez. TRT, seçim sürecini manipüle ederken YSK'nın ne iş yaptığı sorusunu da burada sormak gerekir.
Hatırlanacağı üzere, TRT ve yandaş kanallar geçtiğimiz 30 Mart yerel seçimlerinin kampanya döneminde de -tıpkı Cumhurbaşkanı seçim sürecindeki gibi- yasaları açıkça çiğneyerek iktidarın borazanı gibi yayın yapmıştır. Seçimlerin adil ve eşit şartlarda yapılmasını sağlamakla görevli olan Yüksek Seçim Kurulu, seçim bittikten, ay bacayı savdıktan, atı alan Üsküdar'ı geçtikten sonra verdiği cezalarla gündeme gelmiştir ki bu da alay ve eleştiri konusu olmuştur. Aynı olay, bir kez daha tekrarlanmıştır. Dahası, TRT Genel Müdürünün TRT'yi eleştiren siyasi parti liderlerinin sözlerini kestirme talimatı vermesidir. Türkiye'de, açıkça, demokrasinin değil, bürokrasinin egemenliği AKP'nin yönlendirmesiyle kurulmuştur. TRT, taraflı ve bağımlı yayın yapmaktadır. Tepesinden tabanına kadar partizan unsurlar tarafından yönetilmektedir. TRT'yi yönetenler, yasa ve Anayasa'yla kendilerini bağlı görmemektedir. TRT'yi, Türk milletini AKP'lilerden, demokrasiyi ise iktidardan ibaret gören bir zihniyet yönetiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - TRT, kamu yerine, iktidar partisine hizmet ediyor. İktidar yetkilileri, yasalara karşı bu TRT'nin partizanca yaptığı yayınları savunur hâldedir. TRT âdeta, bugün efendisine hizmet eden bir köle aygıtı durumundadır, lüzumu yoktur, tamamen kapatılmalıdır.
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)