| Konu: | İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI İLE BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 137 |
| Tarih: | 08.09.2014 |
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Değerli milletvekilleri, HES'lerin Türkiye'de acımasız tahribatının, doğanın, kültürün, ekolojinin göz göre göre katliamının ve her gün orada yerleşimlerde yaşayan insanların güvenlik güçleriyle karşı karşıya geldiği... Artvin'de, Yusufeli'nde, Denizli'de, Acıpayam'da, Hasankeyf'te, Munzur'da, İda Dağı'nda, Türkiye'nin en güzel yerlerinde şirketler geliyor, oradaki ırmakları, dereleri babalarının malını satın alıyorlarmış gibi alıyorlar, orada yaşayan binlerce, milyonlarca insanın orada hiçbir yaşam hakkı hukuku yokmuş gibi gelip bir de Hükûmetin desteğiyle oranın tescilini alıyorlar, sonra dereleri kurutup tarihi, doğayı, yerleşim yerlerini mahvediyorlar; 21'inci yüzyılda açıkça vahşi bir katliam yapılıyor.
Şimdi, Artvin Yusufeli ile Acıpayam'da baraj yapılıyor. Oradaki insanların mağdur edilmesi öyle birkaç kuruşla geçiştirilecek bir olay değil arkadaşlar. Bir tarihi mahvediyorsunuz. Bakın, Yusufeli ve çevresi Kalkolitik Çağ ve Tunç Çağı'na ait kalıntılarla milattan önce 5500 yıllarına gidiyor. Denizli'nin tarihi çok daha eski.
Şimdi, bu maddeyle ilgili bir önergesi daha var AK PARTİ Hükûmetinin, Hasankeyf'le lgilii diyor ki iskânla ilgili: "Hasankeyf'i de ekleyelim çünkü 2008'de iskânla ilgili ilan yaptık, kimse itibar etmedi, kimse gelip müracaat etmedi. E, sular altında kalacak 2014 yılında. Sular altında kalacağı için evleri, bu yurttaşlarımızı zorunlu iskâna tabi tutalım." Vallahi, cumhuriyetin kuruluşu dönemlerinde göç ve nüfus hareketliliğini sağlamak için, asimilasyon için zorunlu iskânı biliyorduk ama HES barajları nedeniyle de şimdi hükûmetler 21'inci yüzyılda zorunlu iskân uyguluyor. 2014'te Hasankeyf Barajı su tutacak arkadaşlar ve Hasankeyf sular altında kalacak bu ekim, kasım, aralık ayından itibaren ve bu yerleşimlerin iskânının hiçbiri yapılmamış yani şehir merkezindekilerin. Orada kamulaştırma yapmışlar, vatandaşın değerli sulu arazilerini, bağlarını, bahçelerini, evlerini o kadar düşük bir fiyata istimlak etmiş ki devlet, o 1990'lı yılların acımasız köy yakma olaylarının yaşandığı dönemlerde vatandaş sesini çıkaramamış.
Şimdi, orada, hemen Ilısu Barajı'nın gövdesinin altında Hesta diye tarihî bir köy var. Bu Hesta'nın -Dicle'nin kıyısında, bağları, bahçeleri meşhur en büyük köylerden birisi- yeni iskân yeri, şehir olarak yeni yerleşim yeri seçilmiş ama bir minaresi vardı -cami de yoktu- bir de okul yeri arkadaşlar. Çünkü, köylülere 2000'li yıllarda çok düşük bir para verilmiş, şimdi o köylülerin ev yapacak gücü yok. Bunun gibi birçok yerleşim yeri...
Sadece bu projede, 1 ilçe, 101 köy, 47 mezra, 70 yerleşimi sular altında bırakıyorsunuz. Şimdi, bunu bu şekilde getirerek bu tahribatı önleyebilir misiniz? Enerjinin getirdiği kâr ile bunun, doğanın, tarihin, yerleşimin getirdiği kârı kıyaslamak bir ekonomi aklıdır, mantığıdır arkadaşlar. Otuz yıllık projelere otuz bin yıllık tarihi feda etmek nasıl bir mantığın izahı olabilir? Burada çok ciddi bir vebal altındadır, Hükûmetin en zayıf karnesinin olduğu noktadır bu. Hükûmet burada Hasankeyf'i sular altında bırakmıştır, o diğer yerleri de bırakacaktır ve dünyanın hiçbir yerinde HES'lerdeki elektrik üretim oranı Türkiye'de olduğu gibi dünya standartlarının 3 katı değildir arkadaşlar. Türkiye, gerçekten, enerji politikalarıyla ülkesini her gün perişan eden, tahrip eden bir konumdadır. Bu açıdan, verdiğimiz önergenin geçerli, haklı nedenleri vardır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HASİP KAPLAN (Devamla) - Kabul edilmesini diliyoruz.
Zaten dinlemiyorlar Başkan.
Hasankeyf'in hatırı için de oylamadan önce karar yeter sayısı istiyorum. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)