GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI İLE BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:137
Tarih:08.09.2014

ERDAL AKSÜNGER (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Aslında bir önceki öneriyle aynı, hemen hemen birbirine benzer mahiyette bir konu. Yine bir baskı unsuru olması gereken, yirmi dört saatlik... Aslında bunun da zaten biz hukuka aykırı olduğunu söyledik ama bunu dört saate indirme keyfî bir uygulama, teknik olarak da mümkün değil ama kendilerince bunu zaten ayıklayacakları için, vatandaştan gelen bu tür mağduriyetler konusunda bence kılını kıpırdatmayacakları için, onlara göre zaten o tasnifi yapacaklar, iktidarı ilgilendiren konularla ilgili konular olduğunda dört saatte bunun hâlledilmesi istenecek. Üstelik bunlar bir tane adamın iki dudağına bakıyor, başka kimseyle alakası yok.

Şunu çok merak ediyorum: Bu memlekette içeride ciyak ciyak bağırıyorsunuz "O dinlemiş, bu dinlemiş; bu böyle yapmış, şu şöyle yapmış." diye. Mesele, Türkiye dinlendiği zaman niye bağırmıyorsunuz? Kaç senedir herkes söylüyor.

Bakın, çok basit bir şey söyleyeceğim size. Geçen sene bir Amerikalı ajan, Amerikan ulusal güvenlik ajanı Rusya'da açık açık "Amerika Türkiye'yi böyle dinliyor." diye anlattı, Snowden'in anlattıklarını söylüyorum. Biz Dinleme Komisyonunda bunu söylerken bize komplocu gibi bakılıyordu zaten, o ayrı bir konu. Ya, kimse çıtını çıkarmıyor. Bırakın onu, Yunanistan Dışişleri Bakanı Pangalos dedi ki: "Biz Ankara'yı dinledik." Niye sesiniz çıkmıyor? Almanya'daki Yeşiller Partisi Türkiye'yle ilgili "Türkiye dinleniyor." Diyor ve bununla ilgili kendisi orada ciyak ciyak Parlamentoda bağırıyor, burada çıt yok kardeşim ya. Problem ne? İçeride bir problem olduğu zaman meydanlarda mangalda kül bırakmıyorsunuz, o bunu yapmış, bu paralel olmuş, şu şöyle yapmış, bu böyle olmuş; kabul, bunların hepsi kabul. Birbirini kim dinliyorsa... Ahlaken sorunlu konulardır bunların hepsi, hukuk dâhilinde olmayanları söylüyorum ki bu hukuk dâhilinde olanların da problemi şuydu zaten Türkiye'de: Mevcutta, dışarıda böyle bir örgütlenme olamaz, devletin kurumlarını suistimal eden kadrolar bu işi yapıyordu zaten, bunu herkes biliyor. Tamam, bağırdınız, çığırdınız, onu bunu içeriye tıktınız.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - O kadroları kim atadı?

ERDAL AKSÜNGER (Devamla) - Peki, Almanya'da iki parti "Türkiye'yi dinlemişler, benim Hükûmetim bu işi yapamaz." diye ciyak ciyak bağırıyor, burada ses yok. Amerika'ya gittiniz, geldiniz, bununla ilgili ortaya herhangi bir haber düştü mü? Düşmez. Yunanistan diyorsunuz işte, "Tükürerek boğarız." diyen adam vardı ortalıkta. Adam, Dışişleri Bakanı kendisi söyledi, "Biz Ankara'yı dinledik." diye. Var mı bir işlem? Yok.

Peki, bu zafiyetler nereden kaynaklanıyor? Millî İstihbarat Teşkilatı ne iş yapıyor? Millî İstihbarat Teşkilatı ne iş yapıyor biliyor musunuz? İçeride mevcut iktidarı kollamaya, korumaya çalışıyor. Şimdi, bu zafiyet nereden kaynaklanıyor? BND'nin bu söylediğinin üzerine bir şey söyleyeyim -bunu belki bilmiyordur millet- diyor ki BND: "Bakın, orada radikal örgütler tarafından Türkiye'ye sızmalar yaşanıyor, bazı planlar yapılıyor. Bununla ilgili biz Millî İstihbarat Teşkilatından -yani Türkiye'nin istihbarat teşkilatından- bilgi istiyoruz." Çünkü bu zaten öyledir, gizli istihbarat teşkilatı bunlara çalışır. Doğrudur, dışarıdan gelecek mihraklara karşı çalışma yapar MİT ama MİT'i artık güvenilir bulmadıkları için Alman BND, MİT'le çalışmıyor, en düşük düzeyde çalışıyor. Kendi istihbaratı için gelip yoğun bir şekilde Türkiye'de casusluk faaliyeti yapıyor, Avrupa'yla ilgili konularda, bu da çok doğal zaten. Kaldı ki bununla ilgili içeride kelime eden kimse yok, konuşan kimse yok. Varsa yoksa içeride birilerinin birilerini dinleme olayı var. Ya, Türkiye'nin zafiyeti o kadar büyük ki istihbarat kurumlarının bütün zafiyetlerini biliyorlar. Amerika'yı es geçiyorum, zaten çok üst düzey bir teknolojiyle çalıştığı için senin onu çözebilme imkânın da şu anda mevcut değil, öyle adımlar da atılmış durumda olmadığından dolayı onu kenara bırakıyorum. Ama Avrupa'da 1950'den 1976'ya kadar hiçbir şey yapılmasına izin vermeyen Almanya, şurada, önümüzdeki geçtiğimiz altı yedi senede çok açık açık her tarafımızdan bizi, bütün stratejik kurumlarımızı da dinlediklerini itiraf ettiler, tüm bilgilerin onlarda olduğunu itiraf ettiler. 1.700 kişiyle ilgili bilgilerin ellerinde olduğunu itiraf ettiler. Neden ses yok ortalıkta? Neden ses yok?

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ne var o bilgilerde acaba?

ERDAL AKSÜNGER (Devamla) - O bilgilerde neler var? Sıkıntılı konular mı var onlarla ilgili? Türkiye'nin askerî, stratejik kurumları, içerideki istihbarat kurumları, güneydoğudaki olayları, rehineler konusu; BND'de de hepsi kayıtlı. Bizde neden yok? Belki bizde zaten vardır, o ayrı bir konu ama itiraz eden de yok. Bu, aslında geldiğimiz noktanın ne kadar kötü olduğunu gösteriyor, yüksek perdeden konuşmamanın aslında arka planında neler olduğunu hepimize gösteriyor. Gizli istihbarat örgütlerinde burayla ilgili farklı konular var.

O yüzden, bırakın bunları, insanların üzerine baskıyı, dışarıya bakın diyorum, hepinize teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)