GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI İLE BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:137
Tarih:08.09.2014

CELAL DİNÇER (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

639 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 131'inci maddesi üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Önceki gün İstanbul'da iş cinayetinde hayatını kaybeden işçilerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına da başsağlığı diliyorum, bu tür rant ilişkilerine, birilerine rant kazandırmak için bu tür hukuksuzluklara göz yumanları da huzurlarınızda kınıyorum.

Görüşmekte olduğumuz bu kanun tasarısıyla, normalde zaten fiilen ortadan kalkmış olan bucaklar kaldırılıyor. Biz Büyükşehir Yasası'nın görüşülmesi sırasında bunları dile getirdik, dedik ki: "Artık işlevini kaybetmiş bucaklar ne olacak?" "O başka konu." dediniz ancak aradan geçen kısa bir süreden sonra yeni bir torba kanuna madde ekleyerek bucakları kaldırıyorsunuz.

Değerli arkadaşlar, şimdi, ben, bucakların kaldırılması konusunun yerinde ve doğru olduğunu söylüyorum, zaten yok hükmünde olan bir kurumu yasal olarak ortadan kaldırıyorsunuz. bu savunulacak bir konu ama aynı kanunla bir iyinin yanına o kadar kötü bir madde ekleyerek Türkiye'de bugünü Meclis tarihine kara bir gün olarak geçiriyorsunuz. Güzel bir maddeyi bu eklediğiniz maddeyle kara bir güne çeviriyorsunuz. Bu maddenin ihdasıyla millî iradeyi yok ediyorsunuz. Dediğim gibi, Meclis tarihine kara bir gün olarak geçecek bu konu.

Bugün ağzınızdan düşürmüyorsunuz, "millî irade" diyorsunuz, şimdi millî iradeye saygı duymuyorsunuz. Son yapılan yerel seçimlerde millet iradesini ortaya koydu, Ataşehir'de Cumhuriyet Halk Partili bir belediye başkanını seçti, hizmetinden memnun olduğu için seçti.

AKP'nin on iki yıllık iktidarında hep neyi konuştunuz? "Millî irade" dediniz. Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında millî iradenin ne olduğunu herkes biliyor ama siz işinize geldiği zaman millî iradeyi savunuyorsunuz, işinize gelmediği zaman millî iradeyi ayaklar altına alıyorsunuz.

Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında vatandaşlar eşittir, belediyeler de bir kamu kuruluşudur, kamu kuruluşlarının da eşit olması gerekiyor ama kamu kurumu arasında ayrıcalık yapıyorsunuz. A belediyesi, B belediyesi, C belediyesi diye ayrım olabilir mi? Devlet, babadır; hükûmet, devletin başıdır. Peki, niçin belediyeyi ayırıyorsunuz? Yani, oradaki -biraz evvel değerli konuşmacı arkadaşlar söylediler- 150 trilyonluk rantı, Cumhuriyet Halk Partili bir belediyenin alacağı vergiyi başka bir beldeye geçiriyorsunuz.

Değerli arkadaşlar, oradaki halka sordunuz mu, plebisit yaptınız mı? Oysa, Ali Serindağ Vekilimiz söyledi, bu konuda çıkmış bir yönetmelik var, sınır değişikliği, bu yönetmelikleri niye uygulamıyorsunuz? Her şeyde millî irade diyorsunuz da niçin oradaki halka sormuyorsunuz? O mahalle hangi belediye hudutlarında kalmak istiyor?

Değerli arkadaşlar, şimdi size soruyorum: Mevcut belediye ile Ümraniye Belediyesinin bu bölgeye ruhsat vermesi arasında hukuken ne fark olacak? Bunu size soruyorum, cevabını bekliyorum. Aynı yasayı uygulamayacaklar mı? Değerli arkadaşlar, yoksa başka taahhütler mi var bu konuda ki alelacele bu kanunu değiştiriyorsunuz? Bu kanun değişikliği için yukarıdan talimat mı aldınız, birileri emir mi verdi de gece yarısı bunu değiştiriyorsunuz?

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) - Nereden çıkardın?

CELAL DİNÇER (Devamla) - Yoksa rüyanızda mı gördünüz, aniden böyle bir şey çıktı karşınıza?

Değerli arkadaşlar, yapmayınız, hep söylüyorum, yazık ediyorsunuz. Bu kadar yoğun işlem içinde, Meclisin yoğun işleri içinde, bu kadar sıkıntının içinde bu mu çok önemliydi? Normal prosedürle işlemesi gereken bir sınır değişikliği niye bu hâle geldi? Yargının iptal ettiği her şeyi yasayla düzeltiyorsunuz.

Geçenlerde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'e "Atatürk Orman Çiftliğiyle ilgili yargı karar verdi, ne yapacaksınız?" denildi.

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) - Paralel yargı, paralel yargı.

CELAL DİNÇER (Devamla) - "Kolay, bir madde değişikliğiyle hemen onu da kanunla geçiririz, bu işi bitiririz." diyor. İyi o zaman, yargıyı ortadan kaldırın, yargıya ne gerek var ki kaldırın, siz nasıl olsa her şeyi kanunla düzeltiyorsunuz, yargının verdiği kararlara saygı duymadan her şeyi düzeltiyorsunuz. Hukuksuzluğu devam ettiriyorsunuz.

Değerli arkadaşlar, iptal kararlarını uygulamamak için, oldu olacak, dediğim gibi, yargıyı kaldırın, iptal kararı vermesin, daha kestirme bir çözüm olur. Yeni Türkiye düzeni bu olsa gerek değerli arkadaşlarım.

Sizin bu hukuksuzluğunuzu, adaletsizliğinizi önce Allah'a, sonra aziz milletimize havale ediyorum.

Hepinizi tekrar saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)