GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI İLE BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:137
Tarih:08.09.2014

ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bu 137'nci maddedeki önerimiz: Burada yapılan düzenlemeyle beyannamesini kanuni süresinden bir ay sonra verenler cezanın onda 1'ini, beyannamesini ikinci ay içinde verenler cezanın beşte 1'ini verirken, beyannamesini üçüncü ayın başında verenler cezanın tamamını ödemektedir. Önergemizle beyannamesini üçüncü ayın içerisinde verenler cezanın üçte 1'ini verecektir.

Tabii, bu da, muhtemeldir ki verdiğimiz her önerge gibi reddedilecektir. Bu bakımdan, önergeden ziyade içinde yaşadığımız günlerle ve Türkiye'nin geleceğinde son derece karanlık sayfalar açması ihtimali yüksek meselelerle ilgili düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.

Sayın milletvekilleri, bir ülke suni gündemlerle idare edilmez. Yani bir hükûmet vardır, bunun bir başbakanı vardır, ülkenin bir cumhurbaşkanı vardır, seçilmiştir. Bir de bakıyoruz, bir NATO zirvesi oluyor. Bu zirvede ertesi gün Sayın Cumhurbaşkanımızın Obama'yla görüşmesini "Bir buçuk saat görüşüldü, şöyle itibarlı bir görüşme oldu, böyle güzel bir görüşme oldu." diye yandaş basın prezante ediyor, bir başkası, başka basın da çıkıyor ertesi gün "Kırk dakika görüşüldü." diyor. Şimdi, sayın milletvekilleri, ne bir buçuk saat görüşme itibarın göstergesidir ne de kırk dakika görüşmek itibarsızlıktır. Ama bunu bu şekilde takdim etmek ne yapar? Bizim dışarıdaki itibarımızı düşürür, biz bunun hiç farkında bile olmayız ama bir gün önümüze gelir.

Şimdi, ne oluyor? Sayın Cumhurbaşkanımız "paralel" denilenin, "cemaat" denilenin -artık herkes kendine göre burada bir deyim buluyor- liderinin teslim edilmesini istiyor. Tabii, Sayın Bülent Arınç da açıkladı yani öyle aldım verdimle olmaz bu işler, hukuki bir altyapısının olması gerekir. Şimdi, bu, örgüt kabul ediliyor, öteki de örgütün lideri varsayılıyor ve teslim edilmesi isteniyor. Dışişlerimiz, bu cemaatin dışarıdaki okullarının, dışarıdaki büyükelçileri çağırarak, o ülkelerin büyükelçilerini çağırarak kapatılmasını istiyor. Fakat aynı Dışişleri değil mi bu on iki yıl içerisinde bu okulları Türkiye'nin yurt dışı protokollerine sokan? Kaldı ki mahzuru da yoktu. İşte, o zaman ne olur? Ciddiyetinizi kaybedersiniz dışarıda. İçerideki önemli değil, içeride bu Hükûmet seçilmiş, meşru Hükûmettir, milletin önemli bir bölümü oy vermiştir, iktidarın gücü vardır, baskısı vardır ve Türkiye'de demokrasi vardır, biz de meşru Hükûmet olarak kabul ederiz, etmek zorundayız zaten ama dışarıda bu tür şeyler itibar erozyonuna yol açar. Bu bakımdan, iktidarlar her ülkede vardır fakat demokrasi muhalefetin olduğu ülkelerde vardır. Muhalefeti dinlemek, muhalefetin sözlerine kulak vermek aslında en fazla faydayı iktidarın kendisine getirir.

Bu duygu ve düşüncelerle hepinize saygılarımı sunuyorum, teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)