| Konu: | İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI İLE BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 138 |
| Tarih: | 09.09.2014 |
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Birkaç gündür, Meclisin olağanüstü toplantıya çağrılmasıyla ilgili konuşurken iktidar partisi sözcüleri, grup başkan vekilleri, şahsıma ve dolayısıyla grubumuza sürekli iltifatta bulunuyorlar, diyorlar ki: "Meclisin kapanması gerekmişti, bu konuda biz bir irade koyduk ama Özgür Özel bir basın toplantısı yaptı, üzerimize kamuoyu baskısı geldi, bu yüzden Meclisi acil toplantıya çağırdık."
Eğer buranın toplanmasına, burada bu torba kanunun çıkmasına biz vesile olduysak Soma'daki işçiler adına, madenciler adına, atanamayan öğretmenler adına, SGK ve vergi borçlarının yapılandırılmasını bekleyenler adına çok mutluyuz. Bu, bizim açımızdan bir gurur vesilesi. Ama yandaşa çektiğiniz peşkeşlere bakarsak, hukuku askıya almanıza bakarsak o zaman da bu benim açımdan bir utanç vesilesine dönüşüyor. Bu kadar paradoksal bir durumu yönetmeye çalışıyorsunuz ama bilin ki artık bu sefer iş elinize yüzünüze bulaştı. Kendi grubunuza dahi anlatamayacak bir noktaya geldiniz. Eskiden beri yaptığınız bir işi, olumlu beklentileri, olumsuz şeylerin, zehrin etrafına şeker etmek ve vatandaşa yutturma dönemi artık sona geldi; takke düştü, kel göründü.
Ama, tabii, şöyle bir gerçeklikle karşı karşıyayız: Soma'daki madencilere verilen sözler... Keşke Sayın Kapusuz salonda olsa, çıksa burada cevap hakkını kullansa. Çünkü Soma'daki madenciler, o geldiğinde, on gün içinde bu kanunu çıkarmakla ilgili söz verirken, fevkalade mütedeyyin bir belagatle orada yeminler ederken bu 15 tane maddeyi söyledi. Ama bugün geldiğimiz noktada, bu 15 maddeden -kanunlaştığı takdirde- 15 sözünüzden 3'ünü tam tutuyorsunuz, 4 tanesini yarım yamalak tutuyorsunuz, buçuklu, 7 tane madde öyle veya böyle tutuluyor ama 8 tane sözü tutmadan buradan gideceksiniz, bir kere bunun açıkça altını çizelim. Ve çok net olarak söylemek gerekirse, herkes bilsin ki, sizlerin gözünde, grubun gözünde farklı şeyler olabilir ama AKP'yi yöneten o derin bir güç var ya, onun gözünde ne Soma'nın ne madencinin ne şehitlerin geride bıraktıklarının şu kadarcık bir hükmü yokmuş, şu kadarcık bir hatırı yokmuş, onları da çok açık olarak çıkalım burada sizlerle tartışalım.
Ama başka bir şey var esas, başka bir şey. Bir sürü önerge verdik, önergede muhalefet blok olarak hareket etti. Dedik ki, Soma'da madenler bize bir şey gösterdi, Türkiye'deki en güvenli maden buydu, dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Soma Komisyonuna söyledi. "En güvenlisi bu." diyor Sayın Bakan, o zaman diğer madenlerdeki madencilerin hayatlarından endişe edelim.
Şunu bilelim arkadaşlar, o günden bugüne Türkiye'deki madenlerin iş güvenliğiyle ilgili ne bu torbada -varsa biri çıksın göstersin Sayın Bakan- ne yönetmeliklerde, ikincil, üçüncül mevzuatta bir arpa boyu yol almadık. Şu anda Türkiye'de 13 Mayıs sabahı 301 madencimize mezar olan, 301 canımızı alan Eynez madeni ne kadar güvenliyse, 49 bin maden işçimizin her gün girdiği madenler en fazla o kadar güvenli.
Hiçbir şey yapılmadan şimdi Meclisi kapatıp gideceğiz. Onlarca önerge sunduk, dedik ki: "Bir kere, madenlerle ilgili güvenlik tedbirlerini araştıralım, derhâl önerelim, derhâl kanunlaşsın." Önergeler 3 parti tarafından imzalandı, AKP oylarıyla reddedildi. Şimdi, bugün, 1.200 tane madenci 3 vardiya hâlinde Soma AŞ'nin kazadan sonra kapatılan diğer madenine çalıştırılmak üzere indirilmeye başlandı. Maden ocağının yeni genel müdürüne sordum: "Diğer madende yangın, alev yürümez olacağına alev alabilen banttan çıkmıştı. Şimdi açtığınız madende, Işıklar'da bant alev yürümez mi?" "Hayır, değil Vekilim." "Karbonmonoksit yerine oksijen maskesi gerekiyordu, alındı mı?" "Henüz alınmadı Vekilim." "Demir olması gereken, oksijen, içeri temiz hava taşıyan borular plastikti, düzelttiniz mi?" "Hayır, aynıları." Neden? Mevzuatı düzeltmedik, biz yapmadık yapılması gerekenleri. Şimdi, bu adamlar o madeni tekrar açıyorlar ve bakın, hangi anlayış açıyor? İş Teftiş Kurulu Başkanına sordum, doğruladı, tutanaklarda var. Bu Işıklar Maden Ocağı bir ay önce açılacaktı. O, karbonmonoksiti, metanı ölçen sensörlere, madene dışarıdan temiz hava getiren borudan bir baypas yaparak, bir yırtık açarak hava üfletiyorlardı. Bu tespit edildi, savcılığa şikâyet edildi; edilen adam yine madenin genel müdürü, anlayış aynı anlayış ve 1.200 evladımız ölüme gidiyor. Sadece Işıklar'da değil, Türkiye'nin dört bir yanında 50 bin madenciyi her gün ölüme yolluyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) - Sorumluluk hepimizindir. Bunu bu gece yatmadan önce son bir kez daha düşünün lütfen.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)