GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI İLE BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:138
Tarih:09.09.2014

HALUK AHMET GÜMÜŞ (Balıkesir) - Teşekkür ederim.

Sayın üyeler, Hükûmet "Biz ülkeyi şöyle büyüttük, böyle geliştirdik." diye açıklamalar yapıyor. Bakın, "Gelişmiş ülke oluyoruz." demenin ancak şu şartlar ortaya çıkarsa manası olabilecektir: Ülkeniz sıkıntılı bir coğrafyada yer alırken siz başarılı bir dış politikayla barışı tesis etmiş olacaksınız. Bütün komşularınız varlığınızdan memnun olacak, "Ne güzel, Türkiye iç işlerimize saygılı ve iç barışımıza katkı veren çabalar içerisinde." demelidirler. İşsizlik sorun olmaktan çıkmıştır, yüksekokullarımızdan mezun olan gençler kolaylıkla iş bulabilmektedirler. Yüz binlerce mezun genç, öğretmen olarak atanabilmek için yıllarca beklemezler ve bunlar intihar etmezler. Bu ülkede, devlet kadrolarında adaletin ve basiretin havası eser. Hükûmet, devlet kadrolarını insanların siyasi görüşlerine bakmadan oluşturur. Adam kayırma, rüşvet, yolsuzluk, hırsızlık ve yöneticilerin suistimali söz konusu bile olmaz. En küçük bir şüphede başbakan dâhil tüm hükûmet kadroları istifa etmeye hazırdır. İnsan hayatı önemlidir. İşçi ölümlerinde ülke, dünya ortalamalarının altına inmiştir. İşçi güvenliği gelişmiş ülkelerin ayarındadır. Artık, bu ülkede toplu ölümler yaşanmaz. Devlette rantçılık, imar yolsuzluğu, kaçak inşaatlar söz konusu değildir. Millî gelir kişi başına yükselir ama her vatandaş bu yükselişten hak ettiği payı alır. Bazıları zenginliğine zenginlik katarken bazıları "Yarın ne yapacağım?" demez, "Oy vermezsem hükûmet bana yardım etmez, kredi borcumu ödeyemem." diye korkmaz.

Gelişmiş ve demokrasiyle yönetilen ülkede her şey açık olur, oylamalar gizli yapılsa da tasnif açık olur. İktidar partileri özgürce genel başkanlarını seçerler. Bir önceki genel başkan, yasalar uygun olmadığı hâlde, "Hükûmeti ben yöneteceğim ve hatta başbakanı da ben belirleyeceğim, siz de kabul edeceksiniz." demez. Gelişmiş, adaletli bir ülkede iktidar partisi en sevmediği bakanını sırf "Bir önceki başbakan istedi." diye seçmez, başbakan yapmaz.

Değerli arkadaşlar, gelişmiş ve adaletin hüküm sürdüğü, demokratik bir ülkenin ranta açık, en değerli bölgelerinde -tıpkı Ataşehir'de dün sabaha karşı yapıldığı gibi- belediye sınırları sabaha karşı değiştirilmez, halkın verdiği oya saygı duyulur. Oraya hangi belediye başkanı seçildiyse mahalle onun tarafından yönetilir.

Gelişmiş bir ülkede, kimse "Sen şu şirketi kayırdığın için, belediyenin sahibi olduğu şu arazileri yağma sistemine açacağın için sabaha karşı bu yasayı değiştiriyorsun." demez.

Gelişen, demokratik, hak ve adaletin egemen olduğu bir ülkede, en önemli bilim kurumlarının başına hayvanat bahçesi müdürleri getirilmez. Bu hayvanat bahçesi müdürleri başbakanın ses kayıtları hakkında hüküm verirse ortalık ayağa kalkar.

Gelişen, demokratik ve adaletin hüküm sürdüğü bir ülkede, başbakan kendi hakkındaki şaibelerin hesabını vermeden cumhurbaşkanlığına kapağı atmaz, cumhurbaşkanı şemsiyesi daha güvenli bir şemsiye görevini yapmaz.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Kapağı atmadı, seçildi.

HALUK AHMET GÜMÜŞ (Devamla) - Gelişen, demokratik bir ülke, işçi ölümlerinde dünya 3'üncüsü, yaşama kalitesinde dünya 55'incisi olmaz.

Gelişen, demokratik, hak ve adaletin hüküm sürdüğü bir ülkede, Irak'taki akrabalar kaderlerine terk edilmez. Irak Türkmenlerine ABD, Avusturya, Fransa yardım ederken ilgili bakanlar "Yardım ediyoruz." deyip uzaktan seyretmezler. Akrabalara "Sen Sünni'sin, sen Şii Müslüman'sın." diye ayrım yapılmaz, bunun saygısız, çağ dışı ve ilkel bir yaklaşım olduğu bilinir. Gelişen demokratik bir ülke, diğer ülkelerde terörist diye nitelendirilen grupları kendi kamplarında barındırmaz, kışlalarında eğitmez. Bu ülke, ileride kendisine mi yöneleceği, komşusunun içini mi karıştıracağı belli olmayan grupları içinde barındırmaz; barındırırsa hükûmete iktidar yolunu açan dış güçler bir gün "Hadi, o gruplara müdahale edin." derlerse o hükûmetler rezil olurlar, aşağılanırlar ve yapmadıkları durumda, Almanya'nın dinlemesi gibi, onlara bir şey söylenemez. Almanya sizi dinlemiştir, "Niye bizi dinliyorsunuz?" denemez; acaba onun arkasından hangi "tape"ler açıklanacaktır diye merak edilir.

Çok teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)