GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI İLE BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:138
Tarih:09.09.2014

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Manisa'da birlikte siyaset yaptığımız, biraz önce kürsüye gelen ve bu karışıklıktan sonra benim yerini aldığım Sayın Erkan Akçay'dan özür diliyorum öncelikle.

Cumhuriyet Halk Partisi olarak 13 Mayıs faciasından sonra bütün önceliğimizi üç konu üzerinde yoğunlaştırdık. Birincisi, kazada hayatını kaybeden ve bize emanet kalan maden faciasının mağduru ailelerin ve onlara iktidar partisi tarafından verilen sözlerin tutulmasının takipçisi olmaktı. İkinci husus, şu anda hâlâ daha madenlerde çalışmakta olan 49 bin işçinin özlük hakları, çalışma şartları, örneğin; haftalık çalışma saatleri, günlük çalışma saatleri, işe gidiş gelişleri, onunla ilgili düzenlemeler ve ardından üçüncü husus da iş güvenliği konusuydu. Biz bunun altını çizdikçe ve komisyonlarda bunun üzerinde durdukça iktidar partisi de bu konuda bir şeyler yapmaya başladı. O günlerde Soma ilk üç dört gün boyunca Türkiye'nin gündeminde yoğun şekilde yer alıp ama bir yandan da maden sahipleri hem iktidara yakın basın tarafından hem özellikle yedi aylık, yedi yıllık performansı berbat ama yedi günlük halkla ilişkiler performansı üzerinden değerlendirilen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı tarafından korunup kollandıkça bir infial hâli ortaya çıktı. Bunun üzerine, Soma'da arkadaşlarını kaybetmiş olan madenciler bir oturma eylemi başlattılar. Bu oturma eyleminde belli talepleri vardı ama esas olarak kendilerinin sorunlarının dinlenmesini, dertlerinin dinlenmesini, kendilerinin görünür olmasını amaçlıyorlardı. Bununla ilgili elbette bütün muhalefet partileri oraya gitti; MHP milletvekilleri, o zamanın BDP milletvekilleri, bizler. Sonra, buna Başbakan duyarsız kalamazdı ve gitmedi elbette ama "Orayı temsil eden iyi bir örneklem oluşturup bana getirin." dedi. Oradan 9 tane işçiyi aldılar, getirdiler, her maden ocağından, kamudan, özelden, her meslek grubundan. O madencilerle burada bakanlar görüştü, Başbakan görüştü. Daha sonra, iktidar partisinin Halkla İlişkiler Başkanlığı diye bir Başkanlığı var, oranın Başkanı Salih Kapusuz 10 kişilik bir heyetle, şimdiki Başkanın da olduğu, Sayın Malatya Milletvekili Öznur Çalık'ın da olduğu bir heyetle Soma'ya geldi. "Burada oturmakta haklısınız ama biz, beş -dediler, düzeltti birisi- hadi beş Meclis günü olsun, on gün içinde sizin sorunlarınızı çözeceğiz. Çözmezsek gelin bizi bulun." dediler ve o madencilerin oturma eylemini bitirmesini istediler. Muhalefet milletvekilleri, bizler oradaydık, biz de dinliyorduk, madenciler bize döndüler "Ne yapalım?" diye. Dedik ki: Devlet sözüdür, verilmiştir, keşke yazılı olsaydı, söz uçar yazı kalır ama mevcut durumda da devletin sözüne itibar etmek lazım; siz bilirsiniz, biz size eylem yapın falan demeyiz. O işçiler Salih Kapusuz'a ve heyetine inanarak o eylemi bitirdiler. O beş gün oldu on gün, o on gün oldu yirmi gün, elli gün, yüz gün. Geldiğimiz noktada, eğer bu gece bu kanun çıkarsa... "Beş gün sonra olmazsa ben buradayım arkadaşlar." diyordu Salih Kapusuz, bir de böyle son derece muhafazakâr bir belagatle, dinlerken insanın tüyleri diken diken oluyor. Ve o çocuklar inandılar. O çocuklara "beş gün, on gün" diye verilen sözler tutulmadı, tutulmadı, AKP kongresine, Tayyip Erdoğan-Cumhurbaşkanı Abdullah Gül çekişmesine falan kurban gitti, buraya kadar geldi ama bugün siz kanunun tümüne onay verip evlerinize dönerken Türkiye'de 49 bin madenci için bu kadar sürede iş güvenliği açısından hiçbir şey yapmadığınızı bilerek gidin lütfen.

Şunu bilin: 13 Mayıs günü Soma'da patlayan maden ne kadar güvenliyse şu anda Türkiye'deki herhangi bir maden o kadar güvenli. O 301 madencinin hayatını kaybettiğinde ne hissettiyseniz o duygularınıza son derece saygılıyım, samimiyetinize inanıyorum ama şunu da bilin: Yarın 301 kişi daha ölebilir. Onun mesuliyeti de boynumuzdadır, boynunuzdadır.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)