GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş'ın, (2/285) esas numaralı Toplu Konut Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/202)
Yasama Yılı:5
Birleşim:3
Tarih:14.10.2014

AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum.

Helikopter kazasından kaybettiğimiz 4 şehidimizin ve Sayın Cumhurbaşkanının koruma ekibindeyken kaza yapan, kazada kaybettiğimiz 3 polis şehidimizin ruhları şad olsun diyorum ve sözlerime başlıyorum.

Değerli arkadaşlar, 20 Ocak 2012 tarihinde verdiğimiz, 2985 sayılı Toplu Konut Kanunu'nun ek 2'nci maddesinin değiştirilmesini istediğimiz yasa teklifimiz, bizim teklifimizden on yedi ay sonra, diğer grup başkan vekilleriyle birlikte bizim Grup Başkan Vekilimizin imzasıyla yasalaşmıştır. Bunun yasalaşmış olması nedeniyle yüce Meclise teşekkür ediyor ve saygılarımı sunuyorum yeniden.

Değerli arkadaşlar, şehitlerimiz ve yakınları ile malul gazilerimiz için verdiğimiz bu teklif yasalaştı ama göre başka sorunlarımız da var. Örneğin Kore gazileri, örneğin Kıbrıs gazileri, örneğin muharip gazilerin de çok ciddi sorunları var; bu sorunlara da yüce Meclisin çok kısa sürede çözüm bulmasını talep ediyorum.

Değerli arkadaşlar, bu vesileyle şunu belirtmek isterim ki, Türkiye geçen hafta içerisinde çok ciddi toplumsal karmaşalar yaşadı. Terör ve terör örgütünün eylemleri nedeniyle, sokak gösterileri nedeniyle Türkiye'nin dört bir yanında olaylar çıktı, Türk Bayrağı yakıldı, Atatürk heykelleri yıkıldı, kamu binaları, müzeler, okullar talan edildi, bankalar talan edildi, sokaklara çıkılamaz hâle geinldi ve AKP iktidarı, 12 Eylül'den bu yana ilk defa 6 ilde -yeniden başa döndük sokağa çıkma yasağı ilan etti. Sokağa çıkma yasağı ilan ettikten sonra da değişik açıklamalar gördük. İçişleri Bakanı, misliyle karşılık vereceklerini, daha otoriter, daha ciddi güvenlik tedbirleri ve cezaları ağırlaştırıcı hükümler getireceklerini söyledi.

Değerli arkadaşlar, terör sorunu Türkiye'de aslında demokrasi sorunu, hukuk sorunu ve insan hakları sorunu. Bu sorunlar çözülmeden terörün üstesinden gelmek mümkün değil. Bunun yanında Türkiye'nin jeostratejik konumu nedeniyle dış güçlerin de her zaman Türkiye'de karışıklığa meydan vermek için yapabilecekleri provokasyonlara açık bir hâldeyiz. Bunların önlenmesinin yolu, Türkiye'de demokratik hakların genişletilmesidir. Bunların kısıtlanmasıyla, yeniden güvenlikçi politikalarla, yeniden polis şiddetiyle, asker şiddetiyle Türkiye'yi kasıp kavurup 12 Eylül dönemine döndürmeyle Türkiye'nin bu sorunları çözülmez; demokrasiyle çözülür, hukuk devleti ilkeleriyle çözülür.

Şimdi, Hükûmet, bu sorunları çözmek için Parlamentoda hiçbir önerimize olumlu bakmadı, bütün destek taleplerimizi geri çevirdi yani "Siz susun." dedi, "Siz karışmayın." dedi, "Siz bilmezsiniz." dedi. Ben bilirim anlayışıyla getirdiği nokta da burası. Ben bilirim anlayışıyla gelinen noktada, Türkiye 2002'nin çok öncelerine döndü ve yeniden sokaklarda terör hortladı, yeniden sokaklarda şiddet hortladı ve yeniden sokaklarda karmaşa ve güvensizlik hortladı. Bunların önüne geçmenin bir tek yolu -biraz önce söylediğim gibi- demokrasiyi hâkim kılmaktır. Hükûmet "çözüm süreci" diye bir süreç başlattı, akillikleri kendisinden menkul bir sürü insanı sokağa sürerek bunlarla çözüm arayışına girdi. Şimdi, 36 ilde neredeyse olağanüstü hâl ilan edecek hâle geldik; akillerin bir tekinden bir tek cevap, bir tek kelime yok, Hükûmetin akilleri ortadan kayıp.

Hükûmet, yeniden, çözüm süreciyle ilgili paketler hazırladığını söyledi. Sayın Baluken'in beyanına göre, Meclisin haberi yok, bizim haberimiz yok, onun beyanına göre, 6 maddelik bir çözüm paketini yeniden Meclise getireceğini söylüyor. Şimdi, topluma sunacağı çözüm paketinde, PKK'lı teröristlerin dağdan inenlerine iş bulunacağını, rehabilite edileceğini söylüyor Hükûmet ama bunlarla savaşan binlerce insanın ne hâlde olduğunun, yanında arkadaşı vurulmuş askerin, yanında arkadaşı parçalanmış askerin askerden döndükten sonra işsiz kaldığının, onun da rehabilitasyona muhtaç olduğunun farkında değil.

Türkiye eğer toplumsal barışa ulaşmak istiyorsa toplumsal barışı sağlamanın yolu da çözümü sağlamanın yolu da Parlamentodur. Parlamentodan bugüne kadar kaçıra kaçıra bu sorunu, bu hâle döndürdünüz. Parlamento soruna sahip çıkmaya hazırdır. Parlamentoya getirin, Parlamentoda birlikte çözelim. Toplumsal barışı ancak Parlamentoda çözebiliriz. Yoksa, Oslo'da, Amerika'da görüşmeler yapılarak, İmralı'dan talimat alarak bu sorun çözülmez. Bu sorunun çözüm yerinin Meclis olduğunu söylüyorum, Meclisi göreve çağırıyorum.

Saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)