| Konu: | SÖZLÜ SORU ÖNERGELERİ |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 3 |
| Tarih: | 14.10.2014 |
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; yeni yasama döneminin hepimize hayırlı uğurlu olmasını temenni ederek sözlerime başlamak istiyorum.
Tabii, 24'üncü Dönem sözlü soru önergelerinin cevaplarına Adalet Bakanlığıyla beraber başlıyoruz. Adalet Bakanlığına ait (6/132) numaralı sözlü soru önergesiyle Bakanlığımıza ait farklı numaralarda sözlü soru önergelerinizi Hükûmetimiz adına cevaplandırmak için söz almış bulunuyorum.
Öncelikle, Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulan ve Adalet Bakanlığımız tarafından cevaplandırılması istenen sözlü soru önergelerinin cevabıyla başlamak istiyorum.
Ensar Öğüt'ün (6/132) esas numaralı sorusu... 12 Eylülde yapılan Anayasa değişikliğiyle getirilen kişisel verilerin korunması ve sendikal hakların uygulanmaya konulmasına ilişkin Anayasa'da yer alan önemli düzenlemelerden biri olan özel hayatın gizliliği kapsamında kişisel verilerin korunmasına ilişkin olarak Anayasa'nın 20'nci maddesinde herkesin kendisiyle ilgili kişisel verinin korunmasını isteme hakkına sahip olduğu düzenlenmiştir. 21 Şubat 2014 tarihli ve 6526 sayılı Terörle Mücadele Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'la kişisel verilerin korunmasına ilişkin önemli düzenlemeler yapılmış, kişisel verilerin ve özel hayatın daha etkin korunması amacıyla kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydedenlere verilecek cezalar artırılmıştır. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu kapsamında uygulanan koruma tedbirleri vasıtasıyla elde edilen kişisel veri niteliğindeki bilgilerin de daha etkin bir korumaya kavuşturulması amaçlanmıştır.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun "Kişisel verilerin kaydedilmesi" başlıklı 135'inci maddesindeki suçun cezasının alt sınırı altı aydan bir yıla, "Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme" başlıklı 136'ncı maddesindeki suçun cezasının alt sınırı ise bir yıldan iki yıla çıkartılmıştır. Yine "Verileri yok etmeme" başlıklı 138'inci maddesindeki suçun cezası bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası olarak yeniden düzenlenmiş, ayrıca maddeye eklenen (2)'nci fıkrayla yok edilmesi gereken verinin Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre elde edilen bir veri olması durumunda cezanın bir kat artırılacağı hüküm altına alınmıştır.
Kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı: 12/9/2010 tarihinde yapılan halk oylamasında kabul edilerek yürürlüğe giren, 7/5/2011 tarihli ve 5982 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'la, Anayasa'nın 20'nci maddesine eklenen son fıkra kapsamında temel bir hak olarak düzenlenmiş ve kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usullerin kanunla düzenleneceği hüküm altına alınmıştır. Bu çerçevede, kişisel verilerin korunması kanun tasarı taslağı 11 Şubat 2013 tarihinde Bakanlar Kuruluna sunulmuş olup, 21 Ocak 2014 tarihinde de yenilenerek Başbakanlığa gönderilmiştir.
Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkı 12/9/2010 tarihli halk oylamasıyla kabul edilen 7/5/2010 tarihli ve 5982 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'la hukuk sistemimize girmiş yeni bir hak arama yoludur. Bireysel başvuru hakkı Anayasa'nın 148, 149 ve geçici 18'inci maddesi hükümleriyle hukuk sistemimize girmiştir.
30/3/2011 tarihli 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 45 ile 51'inci maddeleri bu Anayasa hükümlerini daha somut hâle getiren düzenlemelere yer vermektedir. Aynı kanunun geçici 1'inci maddesinin (8)'inci fıkrasında, 23/9/2012 tarihinden sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılacak bireysel başvuruların inceleneceği hükmüne yer verilmiştir.
12/7/2012 tarihli ve 28351 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi İç Tüzüğü de bireysel başvuruların işleyişi konusunda hükümler içermektedir.
Sayın Mesut Dedeoğlu'nun (6/4465) esas numaralı sorusu enerji alanındaki yatırımlara ilişkindir.
Ülkemizin büyüyen ekonomisine paralel olarak enerji talebi de giderek artmaktadır. Artan enerji talebini karşılamak için enerji sektörüne önemli yatırımlar yapılmaktadır. Son on iki yılda sadece enerji sektörüne elektrik üretiminden iletimi ve dağıtımına kadar 110 milyar TL'lik yatırım yaptık. Önümüzdeki on yıllık dönemde de enerji sektörüne yaklaşık 120 milyar TL'lik yatırım yapmayı planlıyoruz. Yapılan yatırımların büyük bir çoğunluğu özel sektör tarafından gerçekleştirildi. Elektrik ve Doğal Gaz Piyasası kanunlarıyla yeniden yapılanma ve reform sürecinde yatırımların özel sektör eliyle yapılabilmesi için gerekli rekabetçi, şeffaf ve iyi işleyen bir piyasa yapısı oluşturduk. Enerji sektörüne yön veren Elektrik Piyasası, Doğal Gaz Piyasası, Petrol Piyasası, Sıvılaştırılmış Petrol Piyasası kanunlarının her birinin temeli rekabetçi bir piyasa yapısına dayanmaktadır.
Bilindiği üzere, günlük ve mevsimlik değişiklikleri karşılamak ve doğal gaz temininin azalması veya durmasıyla meydana gelebilecek doğal gaz arz açığını gidermek ve sistemin sağlıklı çalışmasını sağlamak amacıyla doğal gazın depolanması gerekmektedir. Bu doğrultuda Silivri'deki Kuzey Marmara ve Değirmenköy Doğal Gaz Yeraltı Depolama tesisleri 20 Temmuz 2007 tarihinde işletmeye açılmıştır. Doğal gazın yer altında depolanabilirliği açısından uygun olan ve Tuz Gölü'nün derinliklerinde bulunan tuz domlarının doğal gaz deposu olarak yer altında kullanımı amacıyla geliştirilen Tuz Gölü Doğalgaz Yeraltı Depolama Projesi'ne ilişkin çalışmalar devam etmektedir. Yapımı devam eden Tuz Gölü Doğalgaz Yeraltı Depolama Projesi kapsamında birinci aşamanın 2016 yılında tamamlanarak yaklaşık 500 milyon metreküp çalışma gazı kapasitesine, ikinci aşamasının da 2019 yılında tamamlanarak toplam 1 milyar metreküp çalışma gazı kapasitesine ulaşılması planlanmaktadır. Projenin tamamlanmasıyla günlük maksimum 40 milyon metreküp doğal gaz Türkiye doğal gaz şebekesine verilebilecektir.
Ülkemizin coğrafi konumundan dolayı şehirlerimizde yıllık doğal gaz tüketiminin yaklaşık yüzde 80'inin kış aylarında ısınma amaçlı gerçekleştiriliyor olması, gerek aylık ve gerekse günlük bazda yaz ve kış dönemi doğal gaz tüketimleri arasında büyük farklılıklar bulunması sebebiyle kış aylarında yurt dışından ithal edilen doğal gazın arz kaynaklarından ülkemize sevkinde meydana gelebilecek olan azalma ya da kesintiler dikkate alınarak arz güvenliği çalışmaları gerçekleştirilmektedir. Bu kapsamda, kış aylarının yoğun ve sert geçme ihtimali ve doğal gaz tüketiminde oluşabilecek sorunlara ilişkin olarak mevcut doğal gaz ve LNG alım satım anlaşmalarımız çerçevesinde azami miktarlarda doğal gaz temin edilmekte, TPAO Kuzey Marmara ve Değirmenköy Yeraltı Doğal Gaz Depolama tesisleri ve LNG terminalleri kapasiteleri de azami oranda kullanılmakta ve ayrıca ihtiyaç hâlinde uluslararası piyasalardan spot LNG temin edilmektedir.
Ülkemizin elektrik ve doğal gaz güvenliğinde herhangi bir problem bulunmamaktadır. Ancak Ukrayna krizi ve diğer gelişebilecek olayları da tabii ki yakinen takip etmekteyiz.
Sayın Mesut Dedeoğlu'nun (6/4461) esas numaralı sorusu enerji alanında kamunun etkin denetimine yönelik çalışmalara ilişkin.
30 Mart 2013 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun 15'inci maddesinin 1'inci fıkrasında yer alan "...dağıtım şirketleri hariç elektrik piyasası faaliyetleri ile lisanssız faaliyet gösteren kişilerin bu Kanun kapsamındaki inceleme ve denetimi Kurum tarafından yapılır. Bu Kanun kapsamında tanımlanan elektrik dağıtım şirketlerinin denetimi ise Bakanlık tarafından yapılır." hükmü kapsamında elektrik dağıtım şirketlerinin faaliyetlerini inceleme ve denetim yetkisi Bakanlığımıza aittir. Bu kapsamda, Bakanlığımız tarafından hazırlanan Elektrik Dağıtım Şirketlerinin Faaliyetlerinin İncelenmesi ve Denetlenmesine Dair Yönetmelik ve Tebliğ 13 Nisan 2013'te Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Söz konusu mevzuat kapsamında, elektrik dağıtım şirketlerinin yatırım faaliyetleri, müşteriler ile ilgili faaliyetleri, işletme ve bakım faaliyetleri, genel aydınlatma faaliyetleri, mali konular, mal ve hizmet alım ve satımıyla ilgili faaliyetler, bilişim ve şebeke işletim sistemleri altyapısı, hizmet kalitesi ve hukuki süreçler konularında inceleme ve denetimler Bakanlığımız tarafından yürütülmektedir. Ayrıca, Elektrik Piyasası Kanunu, Doğal Gaz Piyasası Kanunu, Petrol Kanunu ve Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ile ilgili yönetmelikler doğrultusunda Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından inceleme ve denetimler yapılmaktadır. Elektrik ve doğal gaz sektöründeki denetimler EPDK ve EPDK tarafından yetkilendirilmiş bağımsız denetim kuruluşları tarafından gerçekleştirilmektedir. Bunun yanı sıra, doğal gaz piyasasında yapılan şebeke yatırımlarının denetimi için EPDK tarafından yetkilendirilmiş teknik denetim şirketleri de bulunmaktadır.
Petrol ve LPG piyasalarında ise EPDK'nın yanı sıra iş birliği protokolü yapılan İçişleri Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından da denetimler yapılmaktadır. Yapılan denetimlere zaman zaman Gelir İdaresi Başkanlığı da iştirak edebilmektedir.
Sayın Mesut Dedeoğlu'nun (6/4470) esas numaralı enerji temini ve enerjide dışa bağımlılığın azaltılması konusunda yürütülen çalışmalara ilişkin ve Sayın Ali Halaman'ın (6/5069) esas numaralı doğal gaz ve elektrik fiyatlarına ilişkin soruları... Elektrik enerjisi ekonomik ve sosyal kalkınmaya zemin hazırlayan ve yaşam kalitesinin gelişimini temin eden pek çok hizmetin vazgeçilmez bileşenlerinden bir tanesidir. Bu nedenledir ki enerjinin güvenli, kesintisiz ve karşılanabilir maliyetlerle arzının temini ekonomik büyümenin ön koşuludur.
Enerji maliyetlerinin azaltılması için dışa bağımlılığın azaltılarak yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarımızın elektrik enerjisi üretimindeki payının artırılması ve yeni teknolojilerin hayata geçirilmesi, ayrıca verimliliğin artırılması enerji politikalarımızın arasında öncelikle yer almaktadır. Bu kapsamda, rekabetçi piyasa koşullarında yenilenebilir enerji üretiminin teşviki güçlendirilmiş, kaynak bazlı farklılaştırılmış alım garantileriyle yatırımcılara ek güvenceler verilmiştir. Bu teşvik mekanizmaları, küçük HES'ler ve rüzgâr santralleri başta olmak üzere, yenilenebilir kaynaklardan enerji üretiminin gelişmesine katkı sağlamaktadır. Bununla birlikte enerji satış fiyatlarında son yapılan fiyat düzenlemelerinden sonra ülkemiz, AB ülkeleri arasında, tüm vergiler dâhil, konutlarda elektriği en ucuz kullanan 4'üncü, sanayide elektriği en ucuz kullanan 1'inci, konutlarda ve sanayide doğal gazı en ucuz kullanan 1'inci sıradaki ülkedir.
Ülkemizde on iki yıl önce 200 kilovatsaatlik bir elektrik tüketim bedelinin asgari ücret içindeki payı yüzde 18 iken bugün bu değer yüzde 8,8'e düşmüştür. Başka bir ifadeyle, asgari ücret alan bir vatandaşımız 2002 yılındaki gelirinin yüzde 18'ini elektrik faturası olarak ödemekteyken bugün ancak yüzde 8,8'ini elektrik faturası olarak ödemektedir.
Ülkemizde on iki yıl önce 125 metreküplük doğal gaz tüketimi bedelinin asgari ücret içerisindeki payı yüzde 32,2 iken bugün bu değer yüzde 16,6'ya düşmüştür. Başka bir ifadeyle, asgari ücret alan bir vatandaşımız 2002 yılındaki gelirinin yüzde 32,2'sini doğal gaz faturası olarak ödemekteyken bugün yüzde 16,6'sını doğal gaz faturası olarak ödemektedir.
2002 yılından itibaren vatandaşımızın geliri içindeki enerji faturası olarak ödediği miktar önemli ölçüde hemen hemen yarı yarıya azalmıştır ve daha da azaltılması için enerji ve kalkınma politikalarımız doğrultusunda bu çalışmalar sürdürülmektedir.
Fiyatların belirlenmesine ilişkin olarak. Elektrik tarifeleri: Tarifeleri düzenlemeye tabi tüketicilere uygulanacak olan fiyatlara ilişkin hesaplamalarda Perakende Satış Hizmet Geliri ile Perakende Enerji Satış Fiyatlarının Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ gereği görevli tedarik lisansı sahibi tüzel kişinin enerji alım maliyetleri göz önünde bulundurulmaktadır. Enerji alım maliyetleri, görevli tedarik lisansı sahibi tüzel kişinin TETAŞ, kendi üretim şirketi ve diğer özel sektör üretim şirketleri, YEK belgeli üretim şirketleri veya dengeleme ve uzlaştırma piyasasından temin edilen enerji maliyetleri ile tebliğde belirtilen Piyasa Mali Uzlaştırma Merkezi (PMUM) kaynaklı diğer maliyetleri kapsamaktadır. Tüketicilerin korunması açısından, özel sektör üretim şirketlerinden yapılacak alımlarda piyasa fiyatlarının esas alınacağı hükme bağlanmıştır. TETAŞ'ın toplam satış tarifesi kanun kapsamında EPDK tarafından onaylanmaktadır. Enerji alım maliyetlerindeki değişim hesaplanırken söz konusu tüm kaynaklardan yapılan alımların maliyetleri göz önünde bulundurularak ilgili dönemin enerji tarifesine yansıtılmaktadır.
Doğal gaz tarifeleri ise doğal gaz toptan satış piyasasını düzenleyen 31/12/2011 tarih ve 28159 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 22/12/2011 tarih ve 3577 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu Kararı'nın 1'inci maddesi "Doğal gaz toptan satış fiyatları taraflar arasında serbestçe belirlenir." hükmüne istinadendir. "Fiyatların belirlenmesinde eşit taraflar arasında ayrım yapılmaması ve şeffaflık ilkeleri dikkate alınır." hükmüyle piyasa oyuncularının rekabet koşullarını bozmadan faaliyet göstermelerini ve fiyatlarını serbestçe belirlemelerini karara bağlamıştır. Söz konusu kararın 2'nci maddesi ise "Tedarikçilerin, dağıtım şirketlerine satış yapması durumunda, tedarikçiler her bir dağıtım şirketi için ilgili ayda uygulayacakları iletim ve sevkiyat kontrollerine ait bedeller, varsa depolama bedeli ve asgari alım-azami çekiş benzeri taahhütlerden kaynaklanabilecek bedeller dâhil nihai toptan satış fiyatlarını tek bir fiyat olarak belirler ve her ayın ilk günü dağıtım şirketlerine bildirir." hükmüyle toptan satış şirketlerinin dağıtım şirketlerine yapacakları satışlara ait fiyat teşekkülünü belirlemiştir.
Sayın Ensar Öğüt'ün (6/5215) esas numaralı sorusu doğal gaz anlaşmaları ve BOTAŞ'ın bazı faaliyetlerine ilişkin.
Ülkemiz doğal gaz talebinin karşılanmasını teminen Boru Hatları ile Petrol Taşıma Anonim Şirketi (BOTAŞ) tarafından uzun dönemli alım satım anlaşmalarıyla Rusya Federasyonu, Azerbaycan ve İran'dan boru hattıyla, Nijerya ve Cezayir'den ise sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ithalatıyla gerçekleştirilmektedir. Ayrıca, özel sektör tarafından da Rusya Federasyonu'ndan uzun dönemli alım satım anlaşmalarıyla doğal gaz ithal edilmek suretiyle doğal gaz talebinin karşılanması sağlanmaktadır.
Genel olarak uzun dönemli doğal gaz alım satım anlaşmalarında asgari alım taahhüdünde yani "al ya da öde" miktarlarına ilişkin hükümler yer almakta olup "al ya da öde"yle ilgili miktarların ödemeleri, doğal gaz satıcısı olan tarafın yaptığı yatırımların bir garantisi olarak değerlendirilmekte ve tüm dünyada yapılan uzun dönemli doğal gaz kontratlarında ve satım anlaşmalarında bu tür hükümlere yer verilmektedir. Bu hükümler çerçevesinde asgari alım taahhüdünün altında kalan miktarlar için o dönemdeki anlaşma fiyatları üzerinden belirli bir oranda ödeme yapılmakta ve daha sonraki yıllarda bu gaz miktarı telafi edilmektedir. Dolayısıyla, asgari alım taahhüdü çerçevesinde yapılan ödemeler boşa gitmemekte, herhangi bir kayba yol açmamakta ve telafi esnasında yapılacak ödemelerden de düşülmektedir.
Bununla birlikte, BOTAŞ'ın girmiş olduğu al ya da öde miktarlarının telafileri ilgili anlaşmalarda belirtilen süreler içerisinde, zamanında ve hiçbir kayba yol açmadan yapılmaya devam edilmektedir.
BOTAŞ'ın son beş yıldaki sigorta tutarları 25 milyar 169 milyon 949 bin 676 dolardır. BOTAŞ Risk Analiz Komisyonunca sigortaya tabi unsurların hangi değerden, hangi tip sigortaya, hangi limit, muafiyet ve istisnalar ile hangi risklere karşı sigorta teminatı altına alınacağı hususlarında yapılan çalışmalara istinaden hazırlanan rapor doğrultusunda sigorta işlemleri yürütülmektedir.
BOTAŞ, faaliyetleri doğrultusunda, boru hatlarıyla taşıma, liman hizmetleri, Rusya, İran ve Azerbaycan'dan boru hatlarıyla gelen doğal gazı, Nijerya, Cezayir ve spot piyasadan temin edilen LNG'yi yurt içi dağıtıcı şirketlere, nihai kullanıcılara ve yurt dışı alıcılara teslimini sağlayarak gayrisafi yurt içi hasılaya katkı sağlamaktadır.
BOTAŞ'ın bağlı ortaklığı olan BOTAŞ International Limitet Şirketi BIL, 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 58'inci maddesinin üçüncü fıkrası çerçevesinde 3 Temmuz 1996 tarihinde kurulmuş ve 22/04/1998 tarihinde de BIL'in ilk yıllık genel kurulu yapılmıştır. 30 Mart 1998 tarihli özel kararla, BIL Ana Sözleşmesi'nin 57'nci ve 58'inci maddeleri çerçevesinde, şirket genel kurul toplantılarının yıllık değil gerektiğinde yapılmasına ve bu tür toplantıların "olağanüstü toplantı" olarak da adlandırılmasına karar verilmiştir. Ancak, daha sonra 4/5/2010 tarihinde yapılan BIL olağanüstü genel kurulunda, şirket olağan genel kurul toplantılarının her yıl mutat olarak mayıs ayı içerisinde toplanmasına karar verilmiş olup bu karar çerçevesinde BIL'in olağan genel kurulu her yıl mayıs ayında yapılmaktadır.
Sayın Ensar Öğüt'ün (6/5003) esas numaralı akaryakıt ithalatına ilişkin sorusu...
Ülkemizin ham petrol ithalatı 2012 yılında 143 milyon varil, 15,9 milyar dolar; 2013 yılında 136 milyon varil, 14,8 milyar dolar ve 2014 yılı Haziran ayı sonunda da 57,3 milyon varil yani 6,2 milyar dolar civarındadır.
Ülkemizin doğal gaz ithalatı 2012 yılında 45,9 milyar metreküp, 2013 yılında 45,3 milyar metreküp ve 2014 yılı Temmuz ayı sonunda da 28,5 milyar metreküptür.
Ülkemizin doğal gaz ve LPG ithalatı 2012 yılında 23,2 milyar dolar, 2013 yılında 21,2 milyar dolar ve 2014 yılı Haziran ayı sonunda da 11,5 milyar dolardır.
Ülkemizin enerji ithalatının yarısından daha fazlası ulaştırma sektöründe kullanılmaktadır.
Birim petrol bedelleri işlem gördüğü petrol borsası -Brent, Dubai vesaire- ve ticari ilişkiler çerçevesinde yapılanmaktadır.
Bilindiği üzere doğal gaz ithal bir enerji kaynağı olup yapılan uluslararası anlaşmalar çerçevesinde temin edilmektedir. Doğal gaz satış fiyatını oluşturan unsurlardan biri olan güncel alım fiyatları, uluslararası ham petrol ve petrol ürünü fiyatlarına endeksli formüllerle belirlenmekte ve bu bağlamda güncel alım fiyatları geçmiş altı ila dokuz aylık ham petrol ve petrol ürünleri fiyat ortalamasına göre hesaplanmaktır. Dolayısıyla, ham petrol ve petrol ürünlerindeki fiyat artışı veya azalışı doğal gaz alım fiyatlarına etki etmektedir. Bununla beraber, doğal gaz alım maliyetlerini doğrudan etkileyen ABD dolar kurundaki değişimler de satış fiyatlarının belirlenmesinde etken unsur olmuşlardır.
Doğal gaz alım satım anlaşmaları yirmi-yirmi beş yıllık uzun dönemli uluslararası ilişkiler açısından ekonomik ve siyasi etkileri olan ticari akitler olup bu anlaşmaların hükümleri ticari gizlilik içermektedir. Gizli tutulan konuların açıklanması anlaşmaya aykırılık teşkil eder. Bu durum gerektiğinde anlaşmanın feshi veya bu nedenle doğan zararın giderimi gibi yaptırımlara da yol açabilir. Anlaşmalarda yer alan fiyat maddesi de aynı gizlilik hükümlerine sahiptir. Öte yandan, anlaşmalardaki gizlilik maddesine aykırı durumların, alıcının veya satıcının üçüncü şahıslarla taraf olduğu diğer anlaşmalar açısından da ticari sıkıntılar yaratması söz konusudur.
Ayrıca, 4646 sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanunu'nun 4'üncü maddesinde "Ticari gizliliği olan bilgiler kurum hariç üçüncü taraflara açıklanamaz." ve 7'nci maddesinde de "Doğal gaz piyasasında faaliyet gösteren taraflar ticari yönden hassas bilgi ve belgeleri gizli tutmakla yükümlüdür." hükümleri yer almaktadır.
Sayın Özcan Yeniçeri'nin (6/5787) esas numaralı sorusu, enerji verimliliği yüksek ürünlerin teşvik edilmesi adına yürütülmekte olan çalışma ve projelere ilişkin. Son yıllarda Avrupa Birliğinin çevreye duyarlı tasarım gereklerine dair düzenlemeler ile enerji etiketleme düzenlemelerinin uygulamaya girmesiyle elektrikli ev aletleri piyasasında enerji verimli ürünlerin hâkim duruma gelmesi büyük ölçüde sağlanmıştır. Ancak bu piyasa dönüşümünün tamamlanması ve özellikle de hâlen kullanımda olan eski ve verimsiz ürünlerin daha verimli olarak yenileriyle değişiminin hızlandırılması için, finansman destek mekanizmalarının hayata geçirilmesi amacıyla, Bakanlığımız koordinatörlüğünde, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP), Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD) ve Arçelik iş birliğiyle yürütülen Türkiye'de Enerji Verimli Ürünlerin Piyasa Dönüşümü Projesi kapsamında Türkiye'de uygulanmasında yarar görülen destek modelleri hakkında çalışmalar yapılmıştır. Bununla birlikte, enerji verimliliği yüksek beyaz eşyalara ÖTV indirimi sağlama konusunda Maliye Bakanlığı tarafından da bir kısım çalışmalar yapılmaktadır.
Sayın Özcan Yeniçeri'nin (6/5344) esas numaralı sorusu alternatif yakıt kullanımıyla alakalı. Alternatif yakıt kullanımının yaygınlaştırılmasını sağlamak amacıyla elektrikli araçlarda kullanılan batarya ve alternatif yakıt kullanan araçların ana parçalarının üretiminin desteklenmesi adına yapılan çalışmalar Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile TÜBİTAK tarafından beraberce yürütülmektedir.
Sayın Ali Halaman'ın (6/5203) esas numaralı, Adana'ya yönelik proje ve yatırımlara ilişkin olarak da... Geçtiğimiz yıl, Bakanlığımız, bağlı ve ilgili kuruluşlarımız ile elektrik ve doğal gaz sektöründe faaliyet gösteren dağıtım şirketleri tarafından Adana ili ve çevresinde birçok yatırım gerçekleştirilmiştir. Elektrik sektöründe kamu ve özel şirketler tarafından Adana ilimizde 2013 yılında toplam 28,9 milyon TL, 2002 ila 2013 yılları arasında da toplam 304,4 milyon TL'lik yatırım yapılmıştır. 2002 ila 2013 yılları arasında madencilik sektöründe 3 milyon, petrol ve doğal gaz sektöründe de özel şirketlerle beraber toplam 148 milyon TL yatırım yapılmıştır.
Adana'da son on iki yılda enerji ve tabii kaynaklar alanında yapılan toplam kamu yatırımı yaklaşık 300 milyon TL olup elektrik ve doğal gaz dağıtım şirketlerinin yatırımıyla beraber bu miktar 455 milyon TL'ye ulaşmıştır.
Sayın Ensar Öğüt'ün (6/4735) esas numaralı, Ardahan'a yönelik yatırımlarla alakalı... Geçtiğimiz yıl, Bakanlığımız, bağlı ve ilgili kuruluşlarımız ile elektrik ve doğal gaz sektöründe faaliyet gösteren dağıtım şirketleri tarafından birçok yatırım yapılmıştır. Bunlardan, 2013 yılında toplam 12,5 milyon TL, 2002 ila 2013 yılları arasında da toplam yaklaşık 78 milyon TL'lik yatırım yapılmıştır.
Ardahan'da son iki yılda yapılan yatırımların toplam tutarı -son on iki yılı da dâhil edersek- 84,1 milyon TL olup bütün şirketlerle beraber yaklaşık 100 milyon TL'lik bir yatırım gerçekleşmiştir.
Sayın Ensar Öğüt'ün (6/4777), (6/4786), (6/4809), (6/4810) ve (6/4836) esas numaralı sözlü soru önergelerinde... Bakanlığımız tarafından, başta komşularımız olmak üzere, enerji ve madencilik alanında iş birliği potansiyeli barındıran ülkelerle çeşitli mutabakat zabıtları ve/veya anlaşmaları imzalanmıştır. Önergede konu edilen illerimiz dâhil olmak üzere, ülkemizin tamamında, enerji alanındaki potansiyel dâhilinde, karşılıklı yarar temelinde ve uygun koşulların sağlanması durumunda yabancı ülkelerle ileriki dönemlerde de iş birliği geliştirilebilecek ve farklı anlaşmalar imzalanacaktır.
Yine, Sayın Ensar Öğüt'ün (6/5792), (6/5793), (6/5794), (6/5795), (6/5796), (6/5797) ve (6/5798) esas numaralı farklı sorularında... 11/9/2014 tarihinde yayımlanan 6552 sayılı Kanun'la, elektrik dağıtım ve perakende satış şirketlerinin özelleştirilmesinden önceki, TEDAŞ'a yani kamuya olan tarımsal sulama borçları ile kamu kuruluşu ve belediyelere ait borçların ödenebilmesi için büyük imkân sağlanmıştır. Tarımsal sulama borcu olan çiftçilerimizin kooperatif ve sulama birliklerimizin borcunu ödeyerek devletimizle helalleşmesi için kaçırılmayacak bir fırsat doğmuştur. 30 Kasım 2014 tarihine kadar bölgesindeki dağıtım ya da perakende şirketine müracaat eden çiftçilerimiz eğer borçlarını 31 Aralık 2014 tarihine kadar tek seferde öderse sadece anaparayı ödeyeceklerdir, hiçbir gecikme cezası ya da faiz olmayacaktır. Yine, 30 Kasım 2014 tarihine kadar müracaat edilmesi hâlinde, senede bir kez yıl sonuna kadar ödenebilecek şekilde, beş yıla kadar da vade yapılabilecek ve yıllık yüzde 5 gecikme uygulanacaktır. Örneğin, 2005 tarihinde 1.000 TL borcu olan bir çiftçimiz, bu kanun çıkmasa borcunu 4.230 TL olarak ödeyecekti. İcra takibi ve mahkeme masrafları ile borç miktarı 7-8 bin TL'yi bulacaktı. Ülkemizdeki mekanizma bu. Yapılan düzenlemeyle, 30 Kasım 2014 tarihine kadar çiftçimiz, müracaat etmesi hâlinde, 31 Aralık 2014 tarihine kadar tek seferde ödeme yapması durumunda sadece anapara olan 1.000 TL'yi ödeyerek devletle helalleşecektir. Çiftçimiz borcunu taksitli ödemek isterse beş yıla kadar senede bir kez ödeme yapacak şekilde, beşinci yılın sonunda ise 1.295 TL ödeyerek gene devletle helalleşmiş olacaktır.
Ayrıca, yine özelleştirme öncesi TEDAŞ'a borçlu olan belediyelerin ve kamu kuruluşlarının da borçlarını ödeyebilmeleri için aynı kanunda kolaylıklar sağlanmıştır. 31 Aralık 2014 tarihine kadar peşin ödeme yapılması durumunda yıllık ortalama yüzde 21 gecikme yerine yıllık ortalama yüzde 7 gecikme uygulanarak borçlar ödenebileceği gibi, otuz altı aya kadar da iki aylık ödeme periyotları ile 18 eşit taksitle yıllık yüzde 5'lik gecikme uygulamasıyla ödeme yapabileceklerdir.
Sayın Ali Halaman'ın (6/4367) esas numaralı, Adana ve ilçelerindeki elektrik hizmetleriyle alakalı sorusu... Konuya ilişkin Toroslar Elektrik Dağıtım Anonim Şirketinden alınan bilgide özetle: "Abonelere kaliteli ve kesintisiz hizmet vermek amacıyla bakım, onarım ve yenileme çalışmaları sürdürülmektedir. Adana İl Müdürlüğü sorumluluk alanında 3.659 adet orta gerilim ve alçak gerilim dağıtım trafosu bulunmaktadır. Bu trafolar muhtelif zamanlarda yatırım çalışmaları doğrultusunda tesis edilerek devreye alınmıştır. Söz konusu trafoların kontrolleri periyodik aralıklarla yapılmakta ve gereken durumlarda trafoların değişimi gerçekleştirilmektedir."
Sayın Arif Bulut'un (6/4933) esas numaralı, Antalya'nın Serik ilçesinde yaşanan elektrik sorunlarıyla alakalı konulara ilişkin sorusu... Yine, Akdeniz Elektrik Dağıtım Şirketinden alınan bilgide "Dağıtım bölgesinde kaliteli ve kesintisiz hizmet vermek amacıyla mevcut trafoların ve alçak gerilim şebekesinin yenileme çalışmalarıyla alakalı ihaleye çıkılmış ve ihaleyi alan firmaya yer teslimi yapılmıştır. Tesis çalışmaları en kısa sürede tamamlanacaktır." denilmektedir.
(6/4934) esas numaralı sorusuyla Sayın Arif Bulut Antalya'nın Serik ilçesiyle alakalı benzer bir konuyu gündeme getirmiştir ve konuya ilişkin yine Akdeniz Elektrik Dağıtım Anonim Şirketinden alınan bilgide özetle "Bölgenin enerji aldığı trafo merkezi fideri Aksu Enerji nakil hattının iletken tertibi 2x(3x266) patridge, Gebiz hattını besleyen hattın iletken tertibi 2x(3x3) pigeon ve köy gruplarının iletken tertibi de swallow'dur. Aksu Enerji nakil hattının bakım ve onarım çalışmaları ile TEİAŞ'ın 154 kilovolt enerji nakil hattının iletken değişimi çalışmaları nedeniyle programlı elektrik kesintileri uygulanmıştır. Planlı ve bildirimli elektrik kesintileri kesinti tarihinden önce ilgili mevzuat çerçevesinde kamuoyuyla paylaşılmaktadır. Ayrıca gerilim düşümü yaşanan bölgeler tespit edilmiş ve yatırım programına alınarak gerekli çalışmalar başlatılmıştır. 2014 yılı içerisinde Gebiz'in bütün köylerinde bakım çalışmaları da yapılmıştır." denilmektedir.
(6/5312) esas numaralı Sayın Mehmet Ali Susam'ın... Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği'nin 25'inci maddesi "Elektrik enerjisinin yeniden bağlanması için müşteri tarafından ödenecek kesme-bağlama bedeli, kesme-bağlamanın dağıtım şirketi tarafından perakende satış lisansı sahibi tüzel kişiye bildirimini takip eden bir sonraki döneme ait ödeme bildirimine yansıtılır. Fiilen elektriği kesilmeyen aboneden kesme-bağlama bedeli talep edilmez." hükmünü amirdir. Bu hüküm gereğince elektrik dağıtım şirketleri yeniden elektrik bağlanması durumunda tüketicilerden kesme-bağlama bedeli talep edebilirken fiilen elektriği kesilmeyen tüketicilerden kesme-bağlama ücreti talep edemezler. Görevli tedarik şirketi ve dağıtım şirketi uygulamalarında fiilen kesme- bağlama işlemi yapılmadan kesme-bağlama bedelinin alındığına ilişkin şikâyet ve bilgi edinme başvuruları EPDK tarafından ilgili mevzuat çerçevesinde incelenmektedir. Şirket uygulamasının açıklanan mevzuata uygun olmadığının tespiti hâlinde şirket tarafından işlemin iptal edilmesi, söz konusu işlem nedeniyle tahsil edilen bir bedel varsa bedelin müşteriye iadesi istenmekte ve gerekli yaptırımlar uygulanmaktadır. Tüm dağıtım şirketlerine kesme-bağlama bedellerine ilişkin hususlarda ilgili mevzuat çerçevesinde uygulama yapılması gerektiği, fiilen elektriği kesilmeyen müşteriden kesme-bağlama bedeli alındığının tespiti hâlinde söz konusu bedelin müşteriye iade edilmesinin gerektiği, aksi takdirde kanun uyarınca ilgili yaptırımların uygulanabileceği bildirilmiştir.
Sayın Alim Işık'ın (6/4596) esas numaralı, bazı illerde doğal gaz satışına dair soruduğu soru önergesi: Ülkemizde 2012 yılında 45,2 milyar metreküp ve 2013 yılında 45,6 milyar metreküp doğal gaz tüketilmiştir. 2012 yılında ülkemiz doğal gaz tüketiminin yüzde 48'i elektrik sektöründe, yüzde 22'si sanayi sektöründe, yüzde 20'si konutlarda ve yüzde 10'u da diğer sektörlerde kullanılmıştır. 2013 yılında ülkemiz doğal gaz tüketiminin yüzde 45'i elektrik sektöründe, yüzde 25'i sanayi sektöründe, yüzde 21'i konutlarda ve yüzde 9'u da diğer sektörlerde kullanılmıştır.
Doğal gaz satışlarındaki konu edilen düzenleme il bazında değil sayaç bazında bir düzenlemedir. Söz konusu düzenleme ön ödemeli sayaç bulunan tüm illerde geçerli genel bir düzenlemedir. Söz konusu uygulamaya Doğal Gaz Piyasası Dağıtım ve Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği'nin "Sayaç, Ölçüm ve Müşteri Şikâyetleri" başlıklı 40'ıncı maddesinde değinilmektedir. Bu kapsamda ön ödemeli sayaç kullanan bir tüketicinin bir ay içinde satın alabileceği tüketim miktarı, aynı ilde kendisiyle benzer müşterilerin -örneğin, bahse konu tüketici konut ise tüm konutlarda- aynı çeyrek dönemdeki doğal gaz kullanım miktarlarının ortalaması alınarak bulunan iki aylık tüketim miktarına denktir. Dolayısıyla, il bazında veya tüketici bazında sabit bir limit söz konusu değildir.
Bu düzenlemenin amaçları, fiilî tüketimi yansıtmayan ön ödemeli sayaçlarda adil faturalandırmanın sağlanması; doğal gaz fiyat artışları öncesi spekülatif doğal gaz alımının sınırlandırılması ve abonelerin finansal getiri elde etme istekleri doğrultusunda sistemi spekülatif bir yatırım aracı olarak kullanmalarının önlenmesi; gerek (K) faktörü düzeltmesi gerekse kalorifik düzeltmenin karta yükleme anında yapılması nedeniyle, sistemde gerek balans gerekse doğru değerlerle tüketimin oluşmaması sorunun çözümlenmesi ve dolayısıyla, ön ödemeli sayaçların piyasa oyuncularına getirdiği piyasanın işleyişini bozabilecek söz konusu mali risklerin en aza indirilebileceğiyle alakalı konulardır.
Diğer taraftan, ön ödemeli sayaç kullanan sınırlı sayıda tüketicinin mekanik sayaç kullanan büyük orandaki tüketicilerle karşılaştırıldığında sağladıkları avantajların adaletli bir düzeye indirilmesi ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla, vatandaşın lehine uygulama talep edilirken talep edilen uygulamanın sadece belirli bir kesim vatandaşın değil, tüm vatandaşların lehine olması için gayret gösterilmiştir. Bir tüketicinin belirli bir şehirde bir ayda tüketeceği doğal gaz miktarının ortalamadan büyük miktarlarda sapması mümkün olmayıp sınırlanan miktar en fazla ortalama iki aylık doğal gaz tüketim miktarıdır.
(6/5639) esas numaralı Sayın Ali Halaman'ın sorusu... Ankara genelinde faaliyet göstermekte olan işletmelerin iç tesisatlarında dağıtım şirketlerinin bilgisi olmadan değişiklik yapan ve sayaçların ölçüm kapasitesinin üzerinde tüketim yapan tüm işletmelerin tesisatlarını mevzuata ve ilgili standartlara uygun hâle getirmeleri gerekmektedir.
Dağıtım şirketlerinin uygulayacakları bağlantı, güvence ve sayaç açma-kapama bedelleri, perakende satış ve taşıma tarifeleri EPDK tarafından belirlenmekte olup, dağıtım şirketlerinin tarife dönemi içerisinde gerçekleştirdiği tüm işlemler göz önünde bulundurularak belirleme yapılmaktadır.
Doğal gaz piyasası mevzuatında depozit bulunmamakla beraber Dağıtım ve Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği'nin "Güvence bedeli" başlıklı maddesi doğrultusunda dağıtım şirketi, mekanik sayaç kullanan abonelerden abonelik sözleşmesinin imzalanması sırasında bir defaya mahsus olmak üzere güvence bedeli alabilir. Ancak, ön ödemeli sayaç kullanan abonelerden güvence bedeli alınmaz. Güvence bedelleri ile bunların hesaplanmasına ilişkin usul ve esaslar, her yıl tarife önerisiyle birlikte dağıtım şirketleri tarafından EPDK'ya önerilir ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından da belirlenir.
(6/5030) esas numaralı Sayın Özcan Yeniçeri'nin MTA ile alakalı yaptığı sorusu önergesinde: MTA bünyesinde konuyla ilgili olarak çalışmalar "Jeolojik Unsurların Halk Sağlığına Etkisi" yani "Tıbbi Jeoloji" adlı proje ve kurumların talepleri üzerine yapılan ücretli etütlerdir. Tıbbi Jeoloji Projesi'nde Nevşehir iline ağırlık verilerek çalışılmıştır. Projede yapılan revizyonla Kırıkkale, Kırşehir, Kahramanmaraş ve Sivas illeri de çalışmaya eklenmiştir.
Türkiye, flora ve faunaları, uluslararası dergilerde yayınlanmakta ve uluslararası platformlarda da poster olarak sunuşları yurt dışı ve yurt içi bilim camiasıyla paylaşılmaktadır. Paleontoloji biriminde 2005 yılı ile 2013 yılları arasında uluslararası dergilerde toplam 37 makale ve uluslararası toplantılarda 50 bildiri ve poster sunumları yapılmış, tanımlanan fauna ve flora bilim dünyasıyla paylaşılmıştır. Belirtilen makalelerin bazılarında MTA personelimiz tarafından ilk kez 1 yeni cins ve 15 yeni tür tanımlanmış olup bilim dünyasına kazandırılmıştır.
(6/5031) esas numaralı, Sayın Özcan Yeniçeri'nin yine MTA tarafından geliştirilen zemin etütleriyle alakalı olarak... Bahse konu dönemlerde MTA tarafından yapılan zemin etütlerinin sayısı 2005, 2007 ve 2009 yıllarında 1'er adet olmak üzere toplam 3 adet, yer altı yapıları için jeolojik etütlerin sayısı 2003 yılında 1 adet, 2011 yılında 2 adet, 2012 ve 2013 yıllarında 1'er adet olmak üzere toplam 5 adet ve eko şev stabilite etütlerinin sayısı ise 2002, 2005, 2007 ve 2008 yıllarında 1'er adet, 2009 ve 2011 yıllarında 2'şer adet olmak üzere toplam 8 tanedir.
(6/5032) esas numaralı, Sayın Özcan Yeniçeri... 2002 ila 2013 yılları arasında MTA tarafından 753 adet mağara etüdü, 303 adet kuyu logu ölçümü ve 250 adet kuyu sıcaklık ölçümü yapılmıştır.
(6/5776), (6/5777) ve (6/5778) esas numaralı, Sayın Ensar Öğüt farklı konularda... Maden ocakları, sürekli değişen, birçok açıdan tehlike oluşturabilecek parametreleri barındıran bir çalışma ortamıdır. Bu nedenle en tehlikeli iş kolu sınıfındadır. Kazaya sebebiyet verebilecek göçük, havalandırma, yangın gazları, kavlak, toz, elektrik, patlatma, nakliye gibi parametrelerin sürekli anlık takip ediliyor olması, kontrol altında tutulması ve tehlike sınırına yaklaştığı belirlenen ortam ve koşulların uygun hâle getirilmesi için gerekli tedbirlerin iş yerindeki yetkili organlar tarafından zamanında alınması gerekmektedir.
İş sağlığı ve güvenliği gibi teknik olan ve sürekli gelişen bir alanda mevzuatın dinamik bir yapıya kavuşması çok önemlidir. Kanunda belirtilen hükümlerin uygulanmasını düzenlemek üzere kanun ile belirlenen sınırlar dâhilinde uygulamaların ayrıntıları alt düzenlemelere bırakılmış ve bu kapsamda 19/9/2013 tarihli ve 28770 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan
Maden İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği, Avrupa Birliğinin maden sektörüne yönelik 92/104/EEC ve 92/91/EEC sayılı iki temel direktifiyle Maden ve Taş Ocakları İşletmelerinde ve Tünel Yapımında Alınacak İşçi Sağlığı ve Güvenliği Önlemlerine İlişkin Tüzük temel olarak hazırlanmıştır. Söz konusu düzenlemeyle, yer üstü ve sondajla maden çıkartılan iş yerlerinde çalışanların sağlık ve güvenliğinin korunması için uyulması gereken asgari şartlar belirlenmiştir.
Mevzuatta kaçış ve yaşam odaları hususu incelendiğinde 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun "İşverenin genel yükümlülüğü" başlıklı 4'üncü maddesinde "İşveren, çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olup bu çerçevede, mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbirin alınması, organizasyonun yapılması, gerekli araç ve gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hâle getirilmesi ve mevcut durumun da iyileştirilmesi gibi çalışmalar yapar." hükmüyle birlikte, Maden İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği'nin 8'inci ve 9'uncu maddelerinde "İşveren, bir tehlike anında çalışanların çalışma yerlerini en kısa zamanda ve güvenli bir şekilde terk edebilmeleri için uygun kaçış ve kurtarma araçlarını sağlar ve kullanıma hazır bulundurur.", "İşveren, işyerinin bütününde gerekli haberleşme ve iletişim sistemini kurar." ve "İşveren, ihtiyaç hâlinde yardım, kaçış ve kurtarma işlemlerinin derhâl uygulamaya konulabilmesi için gerekli uyarı ve diğer iletişim sistemlerini hazır bulundurur." hükümleri yer almaktadır. Dolayısıyla, mevzuatta yer alan hükümlerde iş yerlerinde önlem alınmasını temin etmek üzere işverene çok sayıda yükümlülük verilmiş ve gelişen teknoloji ve yeni mevzuat yaklaşımına uygun olarak çalışma ortamında her türlü tedbirlerin alınması gerektiği belirtilmiştir.
Bununla birlikte Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından 24/09/2014 tarih ve 29129 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe konulan Maden İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği'nde birtakım yeni düzenlemeler yapılmıştır. Buna göre yer altı kömür madenleri için kaçış yolları, kaçış yolundaki engeller, galeri yüksekliği ve eğimi, madenin jeolojik yapısı ile kaçış yolunu aynı anda kullanacak kişi sayısı gibi hususlar göz önünde bulundurularak bu madde kapsamında alınacak önlemlerin gerek işletme ruhsatı başvurusunda düzenlenen maden işletme projesinde gerekse maden işletme projelerinin revize edilmesinde projede bulunması ve Bakanlığımızca da onaylanmasının sağlanması hükme bağlanmıştır.
Ayrıca, Bakanlığımız tarafından iş kazalarının önlenmesi ve faaliyetlerinin kontrol altında tutulabilmesi açısından Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliği'nde düzenleme yapılarak özellikle yer altı işletmelerinde, yer altı işletme faaliyetlerinde teknik nezaret görevi üstlenecek maden mühendislerinde, yer altı maden işletmelerinde en az iki yıl, yer altı kömür işletmelerinde ise en az beş yıl deneyim şartı getirilmesi; teknik nezaretçinin, atandığı ve sorumlu olduğu ruhsat sahasının faaliyetlerini ve üretimlerini on beş günde, yer altı işletmelerinde on günde, yer altı kömür işletmelerinde ise beş günde en az bir defa denetlemesi; vardiyalı çalışan yer altı işletmelerinde her vardiyada daimî nezaretçilerin bulundurulması ve ruhsat sahasında birden fazla işletmeci olması, üretimin farklı işletmeciler tarafından gerçekleştirilmesi ve bu işletmelerde daimî nezaretçi atama şartlarının bulunması hâlinde her işletme için ayrı ayrı daimî nezaretçi görevlendirilmesi hüküm altına alınarak iş kazalarının önlenmesine yönelik yaptırımların güçlendirilmesi amaçlanmıştır. Yönetmelik en kısa sürede yayımlanarak yürürlüğe konulacaktır.
Bakanlığımız Maden İşleri Genel Müdürlüğü (MİGEM) ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından ilgili mevzuatlar doğrultusunda denetimler yapılmaktadır. İş sağlığı ve güvenliğine ilişkin denetimler Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında yürütülmekte, MİGEM tarafından yapılan denetimler ise Maden Kanunu ve Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliği kapsamında, proje uygunluğunun denetlenmesi amacıyla gerçekleştirilmektedir. İşçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda kanun kapsamında gerekli eğitim, korunma ve müdahale düzenlemeleri yer almaktadır.
Bakanlığımız, esas olarak, işletme projelerinde beyan edilen ve uygun bulunan hususların yerine getirilip getirilmediğini denetlemektedir, bu görevi yerine getirirken verilen işletme projesindeki hususlarda projeye aykırı faaliyet gösteren ocaklarda can ve mal güvenliğini tehdit edici bir durumu tespit etmesi hâlinde üretim faaliyetlerini durdurmaktadır. Bu kapsamda denetim faaliyetleri sıklaştırılmıştır. 13/10/2014 tarihi itibarıyla, 145 adedi kömür -açık ve kapalı- ocağı olmak üzere toplam 3.335 adet sahanın faaliyetleri Maden Kanunu'nun çeşitli hükümleri kapsamında durdurulmuştur.
Arkadaşlar, bu sayıyı ben tekrar etmek istiyorum: Bu kapsamda denetim faaliyetleri sıklaştırıldı ve 13/10/2014 tarihi itibarıyla -güncel tarihle- 145 adedi kömür, hem açık hem de kapalı olmak kaydıyla, toplam 3.335 adet sahanın faaliyetleri Maden Kanunu çerçevesinde durdurulmuştur.
Maden ocaklarında iş kazalarının meydana gelmemesi için dünyada tecrübe edilerek uygulamaya konulan bütün iş güvenliği ve emniyet kuralları takip edilmek suretiyle ilgili çalışmalar sürdürülmektedir.
Sayın Ensar Öğüt'ün (6/5700) esas numaralı soru önergesi... Bahse konu 2012 mali yılı itibarıyla TEİAŞ'a ait dış kredi stok borcu 771 milyon 84 bin 421 TL'dir. BOTAŞ tarafından 2012 yılında Tuz Gölü Yer Altı Depolama Projesi kapsamında 100 milyon dolar Dünya Bankası kredisi kullanılmıştır.
Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğünün 2013 yılı kârından hesaplanan ve 2014 yılı Ekim, Kasım ve Aralık aylarında taksitler hâlinde ödenecek toplam 190 milyon TL civarında temettü borcu bulunmaktadır. Kurumun vadesi geçmiş borcu bulunmamaktadır.
Sayın Ensar Öğüt'ün (6/5697) esas numaralı Bakanlığa bağlı KİT'lerle ilgili çeşitli hususlara ilişkin soru önergesi... Bakanlığımız bağlı kurumları olan MTA ve TAEK kamu iktisadi teşebbüsü statüsünde bulunmamakta olup 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli II sayılı cetvelde yer alan özel bütçeli kurumlar kapsamındadır. Bakanlığımız ile ilgili KİT statüsündeki kurumların öz sermayeleri toplamı 36 milyar 882 milyon 738 bin 971 TL'dir.
Sayın Ali Halaman'ın (6/4348) esas numaralı soru önergesi, yine Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlardaki engelli kadroyla alakalı.
Engelli vatandaşlarımızın iş istihdamı konusunda Bakanlığımız tarafından gerekli hassasiyet gösterilmekte ve imkânlar dâhilinde engelli vatandaşlarımızın istihdamı sağlanmaktadır. Bakanlığımız merkez teşkilatında 41 adet engelli kadrosu bulunmakta ve hâlen 34 engelli personel görev yapmaktadır. 2014 Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavı yerleştirme sonucuna göre 7 engelli personelin daha ataması yapılmıştır. Bakanlığımız bağlı kuruluşlarında 94 engelli personel görev yapmaktadır ve hâlihazırda açık bulunan memur statülü 12 adet engelli kontenjanı için yine sınav sonucuna göre atama yapılmasıyla alakalı Devlet Personel Başkanlığı nezninde 14 adet kadro için engelli alımının yapılması planlanmıştır; dolayısıyla bizde herhangi bir boşluğun yaşanmasına müsaade etmeyecektir.
Sayın Mesut Dedeoğlu'nun (6/4559) esas numaralı sorusunun -yine 4/C statüsüyle alakalı, geçici personel konusunda- cevabı:
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun ilgili sayıları, fıkraları ve bentlerinde SGK primleri farklı olarak hesaplanmaktadır.
Ayrıca, memurların özlük hakları 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda belirlenmekte iken bunların sosyal ve özlük hakları, maaş tahakkukları ile çalıştırılma esasları, ilgili sayı ve tarihleriyle, Bakanlar Kurulu kararlarıyla beraber özelleştirme uygulamaları sonunda bununla alakalı, esaslar da net olarak belirlenmiştir ve her yıl Bakanlar Kurulu kararıyla belirlenen ücretlerle bir mali yılda on bir ay ve yirmi sekiz günü geçmemek üzere üst yönetici ve personel arasında yapılan sözleşme çerçevesinde çalıştırılmaktadır.
Sayın Alim Işık'ın (6/5836) esas numaralı sorununun cevabı:
Önergede konu edilen hususlarla ilgili bir personelimize açılan herhangi bir soruşturma bulunmamaktadır.
Yine Sayın Alim Işık'ın (6/5862) esas numaralı sorusunun cevabı:
4857 sayılı İş Kanunu'nun 2'nci maddesine 2006 yılında eklenen ek fıkranın ilgili bentlerinde "Hizmet alımına dayanak teşkil edecek sözleşme ve şartnamelere;
a) İşe alınacak kişilerin belirlenmesi ve işten çıkarma yetkisinin kamu kurum, kuruluş veya ortaklıklarına bırakılması,
b) Hizmet alım sözleşmeleri çerçevesinde ya da geçici işçi olarak aynı iş yerinde daha önce çalışmış olanların çalıştırılmasına devam olunması yönünde hükümler konulamaz." hükmüne göre hizmet alımı yoluyla gerçekleştirilen faaliyetlerde çalışan hizmet alımı işçileri yüklenici firmalar tarafından işe alınmakta ve firma tarafından işten çıkartılmaktadır.
Sayın Alim Işık'ın (6/5889) esas numaralı sorusunun cevabı:
Söz konusu dönemde mobbingle alakalı Bakanlığımızın aleyhine açılan herhangi bir dava bulunmamaktadır.
Yine, Sayın Alim Işık'ın (6/5912) esas numaralı sorusunun cevabı:
Söz konusu tarihlerden bu yana Bakanlığımız merkez birimleri ile bağlı kurumlarımızın çalışanlarından 72 personel emekliye ayrılmıştır.
Yine, Sayın Alim Işık'ın (6/5947) esas numaralı sorusunun cevabı:
Bakanlığımız merkez birimlerine bağlı 7 personel istifaen görevden ayrılmıştır.
Sayın Mesut Dedeoğlu'nun (6/4557) esas numaralı sorusunun cevabı:
Bakanlığımız merkez teşkilatına ait kira ödemesi yapılan bina bulunmamaktadır.
Sayın Mesut Dedeoğlu'nun (6/4562) esas numaralı sorusunun cevabı:
Yine, 72 adet ve bağlı kuruluşta 115 adet servis aracıyla, ilgili personelimize servis hizmeti verilmektedir.
Ben bunu sayın heyetimizin ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin Genel Kuruluna arz ediyorum.
Teşekkür ederim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)