Konu: | Yükseköğretim Personel Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri |
Yasama Yılı: | 5 |
Birleşim: | 10 |
Tarih: | 05.11.2014 |
CHP GRUBU ADINA ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; önemli bir süreçten geçiyoruz eğitimde. Bu süreç içerisinde iki yıl üst üste aynı süreci yaşayan 2 kardeş aynı sistem içerisinde okuyamadı. 5 bakanın değiştiği bu dönemde, aynı parti programına bağlı olan hiçbir bakan bir öncekinin yaptığının devamını getiremedi. Bu, bir boks ringine benzedi ve salvolar uçuşmaya başladı, on iki yıl içerisinde tam 13 tane temel yasa değişti.
Şimdi, on iki yılın AKP iktidarı döneminde bir çocuğun durumuna bakacak olursak, 2003'te 6 yaşında olan Ayşe -kendisi şu anda 17-18 yaşında- ilkokul 1'inci sınıfa başlarken 2004'te pilot uygulamalarıyla ilköğretim müfredatında köklü bir değişiklikle karşılaştı. Çocukların ezberden kurtarılacağı ve eleştirisel düşünceye sevk edileceği söylenerek Ayşe cümlelerle değil seslerle tanıştı. Fişler tarihe karıştı, alfabede ilk cümle "A" olmaktan çıktı "E" hâline getirildi. 2005 yılında üç yıllık lise eğitimi de değiştirildi, dört yıla çıkarıldı. Aynı yıl Liselere Giriş Sınavı yerine OKS çıktı. Öğrencilerin üç yıllık ortaöğretimin ardından yine tek bir sınava girmesi esas alındı ancak sınav içeriği, müfredatı ve katsayıları farklılaştırıldı. İlk OKS 2006 yılında yapıldı. Yani Ayşe'nin ve ailesinin önünde Anadolu liselerine hazırlanmak için uzunca bir zaman vardı ya da onlar öyle olduğunu sanıyorlardı. Ancak bir yıl sonra yani tam 2007 yılında Ayşe 4'üncü sınıftayken OKS yerine üç aşamalı Seviye Belirleme Sınavı ortaya çıktı. Artık 6, 7 ve 8'inci sınıflarda birer sınav yapılacak, yıl sonu başarı notuna göre sonuçlar belirlenecekti. Son OKS de o yıl yapıldı. Ayşe 6 ve 7'nci sınıfta okuyan bihaber çocuklarla beraber SBS sınavlarına o yıl girdi.
Ayşe 6'ncı sınıfta SBS'ye girdi, ancak 7'nci sınıfa geçtiğinde yeni Bakan Nimet Çubukçu bu sefer çocukların üç yıl dershaneye bağımlılığını azaltmak istediğini söyleyerek tekrar tek sınav uygulamasına geçildiğini söyledi. Yani Ayşe ucundan dâhil olduğu sistemi bıraktı, 8'inci sınıfta başka bir içerikte ve bir düzende sınava hazırlanmaya başladı. Aynı yıl tüm düz liselerin Anadolu lisesi olması için de karar çıktı. Artık Ayşe'nin kafası tamamen karışmıştı. Gerçi kendisi yine şanslıydı, sekiz yıllık zorunlu eğitimi bitirip liseye başlamıştı ki 4+4+4 sistemine geçildi, eski ortaokul sistemine geri dönüş yapıldı. Bir keşmekeşten kurtuldum derken yeni sistemde, kreşe gidecek çocuklar yani kardeşi 5 yaşında okula başlamak durumunda kaldı. Kamuoyuyla hiç tartışılmadan, Mecliste bile sözümüz dinlenmeden 2012'de getirilen bu sistem imam-hatip ortaokulları ve liselerini hızla çoğalttı. Ayşe imam-hatibe gitmese bile eğitimdeki hızlı değişimden nasibini aldı ve zorunlu 3 din dersiyle birlikte sekiz saatlik din eğitimi de almaya başladı. Ayşe 10'uncu sınıfa geçtiğinde yani tam 2013'te TEOG sistemi devreye girdi. Ayşe boş sınıflara rağmen imam-hatip liselerinin hızla artış nedenini anlamamızı sağlayan bu sistemden yırtmış gözüküyordu. Temel eğitimden ortaöğretime geçiş, TEOG'da -az önce arkadaşım anlattı- 30 kilometreden bin kilometreye varan mesafelerle bu sistemi de AKP Hükûmeti ve Millî Eğitim Bakanlığı eline yüzüne bulaştırdı. (CHP sıralarından alkışlar)
Aynı Ayşe şimdi 11'inci sınıfta ve üniversiteye hazırlanıyor, bugün için öngörülen sınava ve dershanelere hazırlanıyor 1 Eylül 2015'e kadar. Sonra? Sonra dershaneler kapatılacak. Son yılda Ayşe'ye neler olacak biz bilmiyoruz. Millî Eğitimin bildiğini, onu da bilmiyoruz. Sayın Nabi Avcı'nın bize, STK'lara, akademisyenlere söylediği değil, biz basından takip ediyoruz kendisini, bir röportajın satır aralarında "TEOG sistemi gibi bir sistem gelecek." diye.
Bugün itibarıyla en azından Ayşe'nin önündeki üniversite sistemine bakacak olursak sözü çok uzatmadan, orası da bir çorba. 2009'da sınav iki aşamalı hâle getirildi. YÖK katsayı makası daraltıldı. Sonra 2011'de uygulamayı toptan kaldırdılar. YÖK 2006 yılında başlattığı içi doldurulmamış bir atılımla üniversite sayısını 77'den 188'e çıkarttı. Ayşe'nin şimdi puanı ya da ailesinin parasına göre okuyabileceği birçok üniversite var. Ülkenin imkânlarından, öğretim politikasından, istihdamdan, bağımsız kurulan bir üniversiteden mezun olacak gibi gözüküyor. Ancak niteliksizleşen bu süreçte eğitimini aldığı işi yapabilecek mi bilinmiyor, tıpkı atanması yapılmayan öğretmenler gibi. Artık sıradan bir kasiyer için bile "Üniversite mezunu aranıyor." deniliyor.
Beyler, amacımız nedir? Eğitim muhafazakârlaşıyor, ticarileşiyor, niteliksizleşiyor. Kime, neye hizmet ediyoruz? OECD'nin 44 ülkede yaptığı problem çözme ve yaratıcılık -PISA- sınavında Türkiye sondan 2'nci. Herhâlde niyetimiz sondan 1'inci olmak.
Beyler, bugün Millî Eğitim Komisyonuna bir öneri daha geldi. Millî Eğitim Komisyonunda Grup Başkan Vekilimiz Levent Gök'le birlikte Millî Eğitim Komisyonunu terk etmek zorunda kaldık. Neden mi? İbn-i Haldun Üniversitesi diye, açılan bunca üniversitenin üstüne bir üniversite daha geliyor. Bu üniversiteyi TÜRGEV Vakfı kuruyor. TÜRGEV Vakfının yönetiminde kimler bulunuyor diye arkadaşlarımızla beraber baktık: Bilal Erdoğan, Cumhurbaşkanının oğlu; Esra Albayrak, Erdoğan'ın kızı; Serhat Albayrak, Erdoğan'ın damadı; Reyhan Uzuner, Bilal Erdoğan'ın kayınvalidesi; Ziya İlgen, Erdoğan'ın eniştesi; Şule Albayrak, Esra Albayrak'ın eltisi; Mehmet Ergün, Erdoğan'ın yakın arkadaşı; Bülent Turan, Mustafa Ataş ve Doğan Kubat, AKP İstanbul milletvekilleri; Hasan Can, AKP Ümraniye Belediye Başkanı; Mevlüt Uysal, AKP Başakşehir Belediye Başkanı; Mustafa Demir, AKP Fatih Belediye Başkanı; Yasemin Solmaz, iş adamı Remzi Gür'ün kızı; Eker Ayhan, Tarım Bakanı Mehdi Eker'in kızı.
Arkadaşlar, TÜRGEV'in listesinde bulunan bunların şaibelerle ilgili listesinde 99,9 milyon Arabistan'dan gelen para ile Ağaoğlu'ndan aldıkları yardıma varıncaya kadar her şey var. Bu kirliliğe dâhil olmamak için ve millî eğitimde yaptığınız bu yıkıma artık dur demek için, millete seslenmek için bugün biz görevimizi yaptık. Millet er ya da geç görevini yapacak, sizleri gönderecek. (CHP sıralarından alkışlar)