| Konu: | Yükseköğretim Personel Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 10 |
| Tarih: | 05.11.2014 |
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) - Sayın Başkan, çok teşekkür ediyorum.
Değerli milletvekilleri, bugün güzel bir kanunu görüşüyoruz, tasarıyı görüşüyoruz. Katkıları olan herkese çok teşekkür ediyorum.
Birçok konuyu Türkiye Büyük Millet Meclisinde tartışıyoruz. Değerli arkadaşlar, meselelerimizi doğru tartışmamız lazım. Tarih, devlet adamları için zengin bir hazinedir ve kıssalardan hisseler çıkarmak lazım. Vakıf tartışmalarını yaşıyoruz. Bir kıssayı sizlerle paylaşarak bize rehber olmasını istirham ediyorum. Ebî Vakkas, Hazreti Ömer, Nuşirevan ve çeşitli kahramanlar... Hazreti Ömer bir gün İran'a ticarete gider Ebî Vakkas'la beraber ve cirit oynayan gençleri seyrederken 200 devesi çalınır, parasız pulsuz kalırlar ve giderler bir hana sığınırlar. Hancı üzgün olduklarını görünce sorar: "Ne oldu?" Olayı anlatırlar. Hancı der ki: "Kral Nuşirevan adaletli bir adamdır, gidin ona derdinizi anlatın." Giderler, anlatırlar ama Nuşirevan 2 kese altın verir, bunları gönderir. Hancı sorar geldiklerinde "Ne oldu?" "Böyle oldu." "Hayır, böyle olmaz. Nuşirevan bunu yapmaz." der. İkinci gün hancı tercüman olarak gider ve olayı anlatırlar, Kral Nuşirevan özür diler ve der ki: "Yarın, kaybolan emanetleriniz size ulaşacak ama sizden bir şey rica ediyorum: Şehri terk ederken biriniz doğu kapısından, biriniz batı kapısından çıkın." Ertesi günü doğu kapısından çıkarken Ebî Vakkas 2 tane darağacında cesetle karşılaşır, sorar "Nedir bu?" diye halka. Derler ki: "Bu Nuşirevan'ın veziri ve oğlu." Hazreti Ömer'in çıktığı kapıda gene birisi vardır darağacında. Hazreti Ömer "Ne oldu? Kimdir bu?" diye sorar, derler ki: "Nuşirevan'ın tercümanı." Ve olayı kavrarlar. Yanlış tercüme eden de asılmıştır, çeteyi kuran oğlu ve veziri de asılmıştır. Aradan yıllar geçer. Ebî Vakkas Şam Valisidir ve bir Yahudi'nin arsasını cami yapmak gerekçesiyle kamulaştırır, rızasız kamulaştırır. Ve bu Yahudi'ye yol gösterilir, Medine'ye gider. Medine'ye gittiğinde İslam'ın Halifesi Hazreti Ömer'e bir hurma ağacının altında dinlenirken rastlar.
Bunlardan ders çıkarmamız lazım. Şam'daki debdebeyi görür, giyim kuşamını görür saraylıların ama Halifenin hâlini görür ve merak eder nasıl bir şeydir bu diye. Hazreti Ömer'e olayı anlatır. Hazreti Ömer -kıssadır- bir kemik parçasının veya derinin üzerine şöyle bir şeyi yazar: "Bilesin ki ben Nuşirevan'dan daha az adaletli değilim." Ve bunu Ebî Vakkas'ın eline gitmesi için Yahudi'ye verir. Ebî Vakkas'a geldiğinde Yahudi "Halifeden sana mesaj var." der, verir. Ve Ebî Vakkas o mesajı gördüğünde sapsarı kesilir, kafasını yerden kaldıramaz, bu olayı anlatır. Der ki, böyle böyle olmuştu. Ve ondan sonra o kamulaştırmadan vazgeçilir ama diğeri de arsayı bağışlar, Müslüman olur ve cami gene inşa edilir.
Değerli milletvekilleri, vakıf, vakfetmek, bir varlığı olan insanın menkul veya gayrimenkul gelirlerinden hayır işlemesi için bir kurumsallaşmadır. Acaba bugün "vakıflar" adı altında yapılan birtakım icraatlar, gerçekten vakıf sahiplerinin, vakfedenlerin kendi menkul veya gayrimenkul değerlerinden mi yapılıyor, yoksa hepimizin, bütün milletimizin varlığı olan hazine arazilerini, beytülmali, ekmek elden su gölden, birilerine vakfederek mi bu hizmetler yapılıyor? Burada bir yanlışlık var.
Değerli milletvekilleri, hatta vakfa giren paraların kaynağı bile aslında vakfı kirletir. Sizlere bir şey soruyorum: Kirli suyla abdest alınır mı? Kirli suyla alınan abdestle namaz kılınır mı, ibadet yapılır mı? Bu, inancımızın neresinde var? Bugün vakıflar vasıtasıyla birçok istismar yapılmaktadır. İşte, yapılan bağışlarda devleti dolandıran, uluslararası kara paranın içinde olan, halka zulmeden birtakım insanların, kaçakçısından başkasına varıncaya kadar, paraları vakıf amaçlı sözde bir şeyler hizmet edilmeye çalışılıyor.
Değerli milletvekilleri, biz vicdanı olan insanlar olmalıyız...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ UZUNIRMAK (Devamla) - ...ve bilmeliyiz ki değerler uğruna siyaset yaparken hiçbirimiz Nuşirevan'dan daha az adaletli olmamalıyız. Hazreti Ömer'in yaşantısıyla, o değerlerle yönettiğimize inanıyorsak, bugün bu saraylar lüzumsuzdur değerli arkadaşlar. Bu ülkenin bu kaynaklarını doğru kullanmamız lazım. Evet, bin oda, daha tefrişi hesap edilmiş değil, bin odanın tefrişinin nereye çıkacağı belli değil. Mermerlerin faturaları İtalya'dan geliyor.
BAŞKAN - Evet, teşekkür ediyorum Sayın Uzunırmak.
ALİ UZUNIRMAK (Devamla) - Ama Türkiye mermer ihracatçısı bir ülke. Bunları bile bu yüce Meclisin görmesi gerekiyor değerli arkadaşlar.
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)