| Konu: | İstanbul Tahkim Merkezi Kanunu Tasarısı |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 11 |
| Tarih: | 06.11.2014 |
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tahkim merkezinin neden İstanbul'da olduğu, başka yerlerde kurulmadığına ilişkin değişik arkadaşlarım soru sordu; Sayın Halaman da sordu, Ali Rıza Bey de Mersin'i istiyor, öyle anlaşılıyor, başka arkadaşlarımız da sordular. Tabii, İstanbul bir finans merkezi, aynı zamanda bir ekonomi merkezi, bir ticaret merkezi, dünyanın da ana merkezlerinden bir tanesi. O yüzden, bunun İstanbul'da kurulması doğal olandır. Eğer biz, İstanbul'a kurmayıp da onun dışında Türkiye'mizin herhangi bir güzel ilinde kursaydık eksiklik olurdu ama İstanbul'un yanında başka yerlerde de kurulur mu? Elbette, bunlarla ilgili değerlendirme yapılabilir. Fakat dünyadaki örneklere baktığımızda tahkim merkezlerinin genellikle ekonomiyle irtibatlı olan yerlerde, daha güçlü, yoğun irtibatlı olan yerlerde olduğunu görüyoruz. Biz de bu çerçevede böyle bir adım attık. Yani, İstanbul'da olması normal.
"Bu, birden fazla, ileride çoğaltılabilir mi?" Tabii, bunu zaman ve ihtiyaçlar belirleyecek ama ben çoğaltılmasına ihtiyaç olabileceğine pek ihtimal vermiyorum çünkü bunu çoğaltmak belki başka başka sorunlar da çıkarabilir. Bir konuda ihtisas merkezi olması, güven merkezi olması, kişilerin buraya güvenlerinin güçlü bir şekilde tesis edilmesi uygulama bakımından da son derece önemli. Dünyanın başka ülkelerinde de bunun örneklerinin, Türkiye'de şu anda kurduğumuz gibi, olduğunu görüyoruz. Ama ileride ihtiyaç olursa elbette başka yerlere aktarım konusu değerlendirilebilir. Şu aşamada yeni olduğu için böyle bir durum yok.
Tabii, ikincisi: Bunun, tahkim merkezinin bütçesiyle ilgili soru soruldu. Bütçeyi biz, Başbakanlık bütçesinden sürekli karşılamayacağız, bir yıl koyuyoruz ve kendisi kendisini finanse edecek yani orada gelir kaynakları da var. Dolayısıyla buraya sürekli bir bütçe tahsisi yok. Yani bir arkadaşımız sordu: "Hem bir yandan, siz, buradan bütçe veriyorsunuz hem de bağışlar alınıyor." Buna ilişkin eleştiriler de yapıldı. Şimdi, bir yıl kuruluş aşaması olduğu için...
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak) - Sayıştay Başkanlığının eleştirisi var Sayın Bakan.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - ...biz bir yıl süreyle bunu yapıyoruz. Ancak bu tahkim merkezi kurulduğunda, ilk aşamada bunun sekretaryasını TOBB yürütecek. Onlarla yaptığımız görüşmede "Bu yeni olduğu için bir geliri de kısa sürede olmayabilir. Bu topal doğabilir. O yüzden bunu biraz uzatalım." dediler. Biz, bir önergeyle belki bunu iki yıla çıkaralım ki kuruluşu sağlıklı olsun, finans sorunu yaşamadan kurulsun. Ondan sonra, işlemeye başladıktan sonra, zaten bu kendi kendini finanse edecektir. Buraya insanların zorunlu olarak bir müracaatları yok, gönüllü olarak bir müracaatları var. Ve bu merkezin kararları tarafların rızasıyla beraber uygulanabilir kararlar oluyor ve bütün bunlar, ayrıca yargı denetimine de açık olan kararlar. Yargıya da taraflar götürebilir veya anlaşmayınca zaten burada bir netice çıkmaz.
Öte yandan, tabii, tahkimin görev alanıyla ilgili de arkadaşlarımız sorular sordular. Esasında, kanunun 1'inci maddesine baktığınızda burada çok açık bir şekilde kanunun amaç ve kapsamı düzenleniyor. Burada, nedir? "Yabancılık unsuru taşıyanlar da dâhil olmak üzere, uyuşmazlıkların tahkim veya alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleriyle çözülmesini sağlamak üzere..." deniyor. Bu, bir nevi, tahkim kapsamında, alternatif çözüm kapsamında olan hususları kapsayan bir uygulama. Özel hukuk...
KAMER GENÇ (Tunceli) - Hangi uyuşmazlıkları?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Uyuşmazlıklar, idarenin özel hukukla uyuşmazlıkları, imtiyaz şartname ve sözleşmelerine ilişkin uyuşmazlıklar tabii buraya tabi olacak. Kamu düzenine ilişkin olanların, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf yetkisi bulunmayan hususların tahkimin görevine girmediği zaten tartışmadan varistedir. Burada herkes bunda hemfikir.
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak) - Bir sınırlama yok ki orada.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Esasında bu kanun, İstanbul Tahkim Merkezinin bir nevi teşkilat kanununu düzenliyor. Bu tahkim merkezindeki organlar nedir, bunlar kimlerden oluşur? Hangi kaynaklardan gelir, finansı nedir? Bunların çalışması, usulü vesaire... Bu noktada ana kuralları düzenliyor ve bu çerçevede de bir yapılanmayı öngörüyor. HMK'daki tahkime ilişkin hükümler ile 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu hükümleri de yine bu kapsamda uygulanacaktır, bu çerçevede ele alınacaktır. Yoksa bu layüsel, "Kafama göre kural koydum, kafama göre çözdüm, kafama göre hallettim." diyen bir şey kesinlikle değil. Bunu ben özellikle ifade etmek istiyorum. Bu son derece önemli.
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak) - Bakanlıklar bu eleştiriyi getiriyorlar, sizin bakan arkadaşlarınız Sayın Bakan.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Sayın Dibek, adli yargıda hâkim, savcı sayımız şu anda 12.500; idari yargı hâkim, savcı sayısı 1.700. Buna yüksek yargı dâhil yani Yargıtay, Danıştay üyeliği yapanlar dâhil. Sayımız budur. Bunu da burada arz etmiş oluyorum.
Sayın Alim Işık'ın sorusunu bir önceki sorular çerçevesinde değerlendirdim, birinci kısmını. Denetimli serbestlikle ilgili hususlarda şu anda yeni bir çalışmamız yok. Ancak, bizim, bu denetimli serbestliği daha yararlı hâle getirmek ve amaca uygun kullanılması hususunda Bakanlığımızın yürüttüğü çalışmalar var. Şu anda Türkiye'de 270 bin civarında insanımız denetimli serbestlik kapsamında bir infaza tabi durumdadır. Yani bu müessese, kurulduğu günden bugüne büyük bir fonksiyon icra etmiştir, bundan sonra da bu fonksiyonunu icra edecektir. Biz bunu geliştirmek, uygulamadaki eksikleri, aksaklıkları görerek daha iyi hâle getirmek üzere sürekli takip ediyor, konuyu tartışıyor, yeni dönemde de bunu daha verimli ve daha uygun nasıl yaparız, onun üzerinde hep beraber çalışıyoruz. Yasal düzenlemeyi gerektiren, şu aşamada bizim elimizde herhangi bir sorun yok. Ama eğer öyle bir durum olursa elbette Meclisin huzuruna getiririz. Ancak kamuoyunda, denetimli serbestlik kapsamına girecek... Şu anda cezasının infazına bir yıl kalanlar bundan istifade ediyorlar. Şimdi bunu artırmaya ilişkin kamuoyunda çok değişik talepler var, baskılar var. Tabii, buna dair ben buradan bir ümit vermek istemem işin doğrusu, çünkü iki yıla kadar bizde tutuklama yasağı var, çocuklar için bu üç yıla kadar. Şimdi, şu anda denetimli serbestlik kapsamında on sekiz ay hapis cezası alan kişi hiç içeride yatmıyor yani daha doğrusu cezasının infazı çünkü on iki ay, bu infazı yapılacak. Sadece içeri giriyor, içeride belli bir süre, bir hafta, iki hafta kalıyor, olduğu gibi dışarı çıkıyor.
Tabii, bu uygulamanın kamuoyunda yarattığı olumsuzluğu da bizim görmemiz lazım. Belki burada bu sistemi daha iyi işler hâle getirmek bakımından farklı alternatifler düşünülebilir ama şimdi biz bunun uygulamadaki sonuçlarını düşünüyoruz çünkü bir suç işlenmiş, yargılanmış, ceza almış, on sekiz ay hapis cezası almış, içeri giriyor, bir hafta sonra dışarı çıkıyor. Bu suçun size karşı işlenmesi hâlinde sizin düşünceniz, bir başkasına karşı işlenmesi hâlinde... O da önemli. O yüzden biz bu konuyu çok değişik şekilde ele alıyoruz. Belki ileride daha farklı alternatiflerle huzurunuza gelebiliriz ama bunu artırma noktasında bir düşünceye sahip olmadığımızı özellikle buradan ifade etmek isterim. Çünkü bunu da bekleyen çok insan var gelen mesajlardan anlıyorum ama şu anda bunun üzerinde bir çalışmamızın olmadığını özellikle ifade etmek isterim.
Tabii, burada, sürekli, konuşmalarda şahsımıza dönük, kendi seviyesine uygun bir üslupla konuşan milletvekilimiz var.
KAMER GENÇ (Tunceli) - Benim seviyem senden çok yüksek.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Tabii, size ben cevap vermek istemiyorum.
KAMER GENÇ (Tunceli) - Korkaklığından vermiyorsun, korkaklığından!
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Sadece söyledim, "Yalan söylüyorsunuz." dedim. Bak, bir kez daha buradan söylüyorum, daha önce de bunu söylediniz siz. İşte, bir "Gidin, onu görevden alın, evrakları imha edin." lafını benim söylediğimi kaçtır burada söylüyorsunuz. Bu lafı benim söylediğimi söyleyip ispat etmeyen namussuz ve şerefsizin ta kendisidir. İspat edin! (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Sayın Bakanım, lütfen...
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Şimdi, siz medyada, şurada burada okuduklarınıza bakıyorsunuz, benim beyanıma itibar etmiyorsunuz. Ben ne söylediğimi biliyorum; ben hep hukuka sahip çıkan bir yaklaşım içerisinde oldum, hukuka sahip çıktım ama siz bu kürsüyü de kirletiyorsunuz, bu Meclisi de kirletiyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Sayın Bakan, Sayın Bakanım, lütfen...
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Hakkınız yok!
BAŞKAN - Doğru değil söyledikleriniz...
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Ben yalanlara, iftiralara cevap vermiyorum ama her tarafı kirletiyorsunuz.
KAMER GENÇ (Tunceli) - Ne iftirası, ne yalanı ya?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Ayıptır!
KAMER GENÇ (Tunceli) - Telefon ettin.
REFİK ERYILMAZ (Hatay) - Sayın Başkan, soruma cevap bekliyorum; süre geçiyor.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Sayın Yılmaz bütçeyle ilgili söyledi; bu, kanuna koyduğumuz zaman mümkün olabilir. Yani biz şu anda kanunda bir düzenleme yapıyoruz, o kanuna bir istisna getirebiliriz. Bu, özel hukuk tüzel kişiliği. Biz, geçici bir şekilde bir ihtiyacı gidermek üzere koyuyoruz, bu zaruretten.
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak) - Sayıştay Başkanlığının görüşü böyle.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Kanundan kaynaklı bir şey yapıyoruz. O engeli aşmak için de kanuna biz bu yönde hüküm koyuyoruz.
Bursa Adalet Sarayı... Evet, Bursa Adalet Sarayı 400 bin metrekare kapalı alana sahip olacak. Uygulama projelerinin şu anda incelemesi devam ediyor; Ocak veya Şubat 2015'te ihaleye çıkacağız. Bursa'mıza buradan hayırlı olmasını diliyorum. Şu anda bu çalışma da son aşamaya geldi.
Tabii, 17-25 Aralık çok konuşuldu...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Sayın Başkan, şu cevabı vereyim; bir cümle...
BAŞKAN - Bir cümle...
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - 17-25 Aralıkla ilgili herkes kendi zaviyesinden bakıyor.
KAMER GENÇ (Tunceli) - Niye hâkimleri görevden aldınız, niye savcıları görevden aldınız?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Kimsenin kendi zaviyesinden bakmasına benim bir itirazım yok, herkes öyle değerlendirebilir. Ama düşünün ki insanlar uğraşıyorlar 60 yaşında, 70 yaşında ve birileri bir iddia koyuyor ortaya, gazeteler manşet yapıyor. Sonra, o iddia doğru mu eğri mi bunu bilme imkânınız yok. Bütün Türkiye'nin hâkimleri gelse eğer iddialar asılsızsa, iftiraysa o manşeti temizlemeye yetmiyor.
Hepimizin burada kişilerin lekelenmeme hakkına riayet etmemiz, masumiyet karinesini korumamız bizim vazifemizdir. Soruşturmayı başlatan, bir savcı; soruşturmayı yürüten, bir başka savcı; takipsizlik kararını veren, yine bir savcı. Soruşturmayı açan savcıya iman ediyoruz, "Doğrudur." diyoruz, soruşturmayla ilgili nihai karar veren savcıya "Bu yanlıştır." diyoruz.
KAMER GENÇ (Tunceli) - O savcı doğru mu karar vermiş?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Bu objektif bir yaklaşım değil. Sonuçta bunların ikisi de yargı kararıdır, yargı buna dair bir karar vermiştir, bunlar da itiraza tabidir.