| Konu: | Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 14 |
| Tarih: | 13.11.2014 |
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye sağlık enstitüleri başkanlığının kurulmasına dair tasarının 3'üncü maddesinin (3)'üncü fıkrası üzerine bir değişiklik önergesi veriyoruz Milliyetçi Hareket Partisi olarak. Sözlerime başlamadan önce yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Biz vermiş olduğumuz bu önergede, (3)'üncü fıkranın tasarı metninden çıkarılıp yerine Türkiye sağlık enstitüsü başkanlığının merkezinin Ankara'da olmasını istiyoruz. Tabii bunun için de değerli arkadaşlar, devlet teşkilatını bilerek, devlet teşkilatlanmasını bilerek bu önergeyi veriyoruz. Biliyorsunuz, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 2'nci maddesine göre, Türkiye Cumhuriyeti'nin başkenti Ankara'dır. Yani bu yapıya göre de bütün bakanlıklar teşkilatlanmasını Ankara merkezli yaparlar. Hükûmet Ankara'da, Cumhurbaşkanlığı Ankara'da -hatta biliyorsunuz Ankara'daki binaları da yetmiyor, yeni yeni, koca koca saraylar yapıyorlar kendilerine- bütün bakanlık merkezleri burada, Millî Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı Ankara'da. Şimdi kurulan enstitüye bakıyoruz, bu enstitünün başkanı, Bakan, yönetim kurulu üyeleri, hepsi Ankara'da ikamet ediyor. Bu nasıl bir organizasyon kabiliyetidir ki, şahıslar Ankara'da ama enstitü, zaman zaman işte Bakanın, yönetim kurulu üyelerinin toplantıya katılacağı enstitü İstanbul'da. Acaba Sayın Bakan İstanbul'da ikamet ettiği için kanunu kendisine mi uyduruyor? Yani böyle bir şey olabilir mi arkadaşlar? İstanbul'a götürülme gerekçesinin Meclise ve muhalefete çok net bir biçimde açıklanması lazım.
Şimdi, İstanbul'a götüreceğiz diyoruz. İstanbul artık devasa bir metropol hâline gelmiş, yönetilemez durumda; nüfus 15 milyonun üzerine çıkmış. Şimdi, artık literatürde "Acaba İstanbul'a özgü yeni yönetim şekilleri mi oluşturalım?" konusu tartışılıyor. Hem bir taraftan bu tür tartışmalar yapılacak hem başta ikamet olmak üzere konut, ulaşım, altyapı... Bu konularda artık iflas bayrakları çekilecek İstanbul adına ama siz hâlâ daha İstanbul'u büyütmeye çalışıyorsunuz.
Değerli arkadaşlar, burada akıl şunu gerektiriyor: Mümkün olduğu nispette İstanbul'daki kamu kurumlarının devletin desteğine muhtaç Anadolu'ya taşınması lazım. Siz aklın getirmiş olduğu, aklın emretmiş olduğu bu hususu elinizin tersiyle itiyorsunuz, İstanbul'a götürmeye çalışıyorsunuz.
Değerli arkadaşlar, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yıllarına çok iyi odaklanmamız lazım. Mustafa Kemal Atatürk, başkentin Ankara'ya taşınması hususuyla ilgili olarak itilaf devletlerine karşı çok ciddi bir mücadele veriyor. Bu mücadeleye, arkadaşlar, biraz odaklanır isek, itilaf devletleri niye İstanbul'da kalsın istiyor? Yani kendilerine göre gerekçeleri farklı olabilir ama itilaf devletlerinin bu bütün kamu kurumlarının İstanbul'da tutulması ile AKP'nin bütün kamu kurumlarının merkezinin İstanbul'a taşınmasıyla alakalı bir ortaklık arıyor insan ister istemez.
Lütfen, bir kendinize gelin. İstanbul'da artık çok büyük bir deprem bekleniyor. İstanbul'un yarınıyla ilgili, on iki yıldır, özellikle deprem hususuyla ilgili attığınız bir adım yok. Tamir edilmeyi bekleyen, depreme karşı dayanıklı hâle getirilmeyi bekleyen binlerce hane var, siz bununla ilgili tedbir üretememişsiniz, hâlâ daha kamu kurumlarını İstanbul'a götürmeye çalışıyorsunuz. Sizin, kıymetli arkadaşlar, niyetiniz, Ankara'nın kapısına kilit vurmak mı? Bu nasıl bir anlayıştır?
Mümkünse -tekrar ediyorum- İstanbul'da yoğunluk sağlayan kamu kurumlarını devletin ilgisine muhtaç daha küçük illere taşıyalım. Ama artık İstanbul üzerinde bu kadar stres, bu kadar baskı yapmanın hiç kimseye faydası yok.
Bu önergemiz tamamen aklın emrettiği bir şeydir. Hepinizin desteğini bekliyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)