| Konu: | Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 14 |
| Tarih: | 13.11.2014 |
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar, 615 sıra sayılı Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Kurulması ile İlgili Kanun Tasarısı'nın çok önemli gördüğümüz maddelerinde meramımızı anlatmaya çalışıyoruz, buna da devam edeceğiz. Bu 19'uncu madde de öyle bir madde. Aynı zamanda, bu, TÜSEB'in de aslında son maddesi. Bu maddeyle birlikte TÜSEB kurulmuş olacaktır ve ülkemize hizmet etmeye başlayacaktır. Ancak, burada bir emek gasbı söz konusu olduğundan, buradaki karşı görüşümüzü sizlere anlatmak durumundayım. Burada, diyor ki maddede: "Efendim, bu enstitü başkanlığı AR-GE konuları için gerekli gördüğü her türlü bilgiyi, kamu kurum ve kuruluşları ile vakıflara ait olanlar dâhil tüm yükseköğretim kurumlarından talep edebilir." Ve diyor ki: "Bu bilgiler talep edildiğinde herkes vermek zorundadır."
Şimdi, arkadaşlar, akademiden gelenler bilir; bir bilgi üretmek, bir fikir üretmek gerçekten zordur. Bazen yıllarca çalışırız, bir tek cümle elde ederiz yıllarca çalışmanın sonucunda. Bazen yıllarca çalışırız, bir kelimeyi ancak değiştirebiliriz. Bazen onu bile yapamayız. Şimdi, herhangi bir alanda ömrünü vakfetmiş olan bir insan bir bilgi elde ettikten sonra bu bilgiyi TÜSEB "Bana vereceksin." diye emreder ve vermez ise kanuni suç işlemiş olacak. Komisyonda bizim yaptığımız çalışmalarla, sağ olsun arkadaşlarımızın da kabul etmeleriyle "fikrî haklar saklı kalmak kaydıyla" ibaresini eklettirdik ancak bu yeterli değildir. Hiçbir bilim adamı, ben dâhil olmak üzere o dönemlerde, kanunu bugünkü hâlimizle açıp noktasına virgülüne kadar bakmayız. Bize bir yazı gelirse TÜSEB'den "Efendim, işte, falanca kanunun feşmekanca maddesi gereğince bu bilgiler sizden istenmektedir." Dediğinde, ya, biz onu veririz. "Ne yapalım, boynumuz kıldan ince." deriz, veririz ve bizim bir ömür boyu elde ettiğimiz bilgiler TÜSEB'in eline geçer. Ha, bu TÜSEB düşman bir kuruluş mu? Elbette değil. Elbette değil ama ben Mersin Üniversitesinde elde ettiğim bir bilgiyi veya hocalarım İstanbul Üniversitesinde elde ettiği bir bilgiyi neden TÜSEB'e versin? Çünkü o bilgiyi zaten kendisi de kullanacak ve benim ülkemin adını uluslararası arenada kendisi duyuracak. Ama "TÜSEB bilgiyi istiyor." dediğinde, "Hayır, ben bu bilgiyi veremem." demiyor. Bu bilgiyi kendisi paylaştığında, uluslararası dergilerde yayınlandığında zaten bütün dünya bu bilgiyi kullanacak. Yani bilgi saklamak diye bir şey söz konusu değil. Ama burada bu bilgiyi eğer bu şekilde alırsanız o bilgiyi üreten insanların emeğine yazık olur.
Ama bu bilgi alma ve bilgiyi satma alışkanlığı maalesef AKP hükûmetleri döneminde tavan yapmıştır. Maalesef, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ulusal bir televizyona çıkarak "72 milyon insanın bütün sağlık bilgilerini 72 milyon liraya sattım. Ucuza vermişim, daha da pahalıya satacağım bir dahaki sefere." diyebilmiştir ama daha sonra da Anayasa bu satışı iptal etmiştir, doğru bulmamıştır.
Bakın, bilgi paylaşmak güzel ama, bilgi çağında yaşıyoruz ama kişisel bilgilerin korunması kanununu çıkarmadığınız sürece bütün bu bilgiler kaçakçılıkta kullanılabilir, istismar edilebilir. Son zamanlarda yurt dışından ithal edilen ilaçları kimlerin kullandığı bir firmaya sızdırıldı, yakın bir zamanda, sizin döneminizde. Kişisel bilgilerin korunması kanunu olmadığı için bu adama "Ha, bir daha yapma." demekle yetineceksiniz. Ama bu adam bu ilaçları kullanan insanların adreslerini, telefonlarını aldı, şimdi bunlara telefon ediyor, diyor ki: "Senin kullandığın ilacı ben 1 lira daha ucuza getirdim, gel benden al."
Şimdi, bilgiye bu kadar sahip olamadığımız bir ortamda bu bilgilerin de düzgün bir şekilde depolanacağı ve amacına uygun kullanılacağı konusunda endişelerimiz var. Bunu gelin düzeltelim ve diyelim ki: O bilgiyi üreten kişinin rızası varsa verelim. Rızası varsa verilsin, buna bir itirazımız yok. Ama rızası yoksa bunun adı gasptır ve doğru değildir.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)