GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi
Yasama Yılı:5
Birleşim:14
Tarih:13.11.2014

NURETTİN DEMİR (Muğla) - Değerli Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; 615 sıra sayılı Yasa Tasarısı'nı görüşmeye devam ediyoruz.

Ön lisans eğitimi almış olan hemşirelerin uzaktan eğitimle lisans eğitimi düzeyine çıkmaları tabii ki çok güzel bir şey. Hemşirelerimiz ve herkes daha üst, bir kademe daha eğitim görmek veyahut da mesleğinde yükselmek ister. Onu çok yerinde bulduğumuz bir madde olarak görüyoruz. Tabii, burada önemli olan, bu hemşire arkadaşlarımızın sadece uzaktan eğitim sırasında almış olduğu teorik bilgilerini pratik bilgiler hâline dönüştürebilmeleri ve bunun için de bir programın yapılması. Mutlaka hasta başında, hastanelerde bu pratiklerini, pratik eğitimlerini tamamlamalarının da önemli olduğunun altını çizmek istiyorum.

Hemşire, doktor ve sağlık çalışanları bir ekip; hemşireler de bu ekibin en önemli maddelerinden bir tanesi, ekiplerinden bir tanesi. Gece-gündüz demeden, zorlu koşullarda çalışan hemşireler, hepimiz biliyoruz ki insan sağlığının en önemli faktörleridir, elemanlarıdır. Sadece ülkemizde değil, dünyanın birçok yerinde hemşireler zor koşullar altında çalışmaktadırlar. Branşlaşmanın olmaması, kurumlarda bulunan yöneticilerin hemşireleri her koşulda çalışacak birer köle olarak görmeleri, anayasal düzlemde mesleğin reel bir tanımlamasının olmaması, özlük haklarının gasbedilmesi gibi temel sorunların dışında, hemen hemen tüm kurumlarda baş gösteren birçok lokal sorunla karşı karşıya kalmaktadırlar. Bunun son örneği 9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesinde yaşanmaktadır; özellikle, Bakanlık ve kurum politikaları gereği görünmez kılınan mesleğin sorunları, hemşirelik mesleğinin ve sorunlarının geldiği noktayı gözler önüne koymak açısından tipik bir örnek. Burada, 1 hemşireye en az 12 hasta düşmektedir. Bu durum, hemşirelerin hata yapma olasılığını artırmaktadır. İş yüklerinin artmasından kaynaklı mesleklerini verimli bir şekilde yerine getiremeyen hemşireler, maaş koşullarının düzeltilmesini, ek ödemelerinin artırılmasını, kreş saatlerinin çalışma saatlerine göre ayarlanmasını ve izin raporlarında kesinti olmamasını istiyorlar.

Şimdi, tabii ki hemşireler genellikle eğitimi yeni bitirdikleri için, bunların doğum izinleri oluyor, doğumları oluyor ve şimdiki doğum izinlerinin de uzamış olması diğer, geride kalan, hemşire sayısının az olduğu ekiplere gerçekten çok fazla yük bindiriyor. Dolayısıyla, biraz -bir önceki konuşmamdaki gibi- hemşirelerin ve sağlık çalışanlarının burada da artırılması, kadrolarının iyileştirilmesi çok önemli diye düşünüyorum.

Türkiye'nin tüm illerinde benzer sorunlar yaşayan hemşirelerin sosyal hayatları kalmadığı gibi, idari amirler tarafından yıldırma, baskı, hakaret, diğer şekillerde "mobbing" uygulanması, huzurlu, mutlu çalışma ortamını, aynı zamanda da mesleki ve ekip içi barışı bozmuştur. Yer değişikliklerinin ceza olarak uygulanması; çalışanı, hemşireyi etkileyecek kararlarda idarenin, çalışanın düşüncesini alma gereği görmeden, dayatmalarla uygulatması ya da uygulatmaya çalışması; sürekli tutanak, yasal işlem, disiplinle sindirme çabaları; hak arayanların ise cezalandırılmaları, aynı şekilde çalışma motivasyonunu etkilemektedir.

Hemşirelik uygulamalarını denetlemesi ve görevlendirildiği birimin sorunlarıyla ilgilenmesi gereken süpervizörlerin sorunlarla ilgilenmemesi, hemşirelik uygulamaları ve bakımı hakkında bilgi sahibi olmayan ve yasada da belirtilmesine rağmen, hemşire dışında teknikerlerin süpervizör olarak görevlendirilmesi gerçekten meslek içi çatışmalara neden olabiliyor.

Bir noktaya daha değinmek istiyorum. Cezaevlerinde çalışan sağlık memurları ve diğer hekimler, birçok kimse eşit bir uygulamaya tabi tutulmadı. Bu kurum çalışanları Sağlık Bakanlığına devredilmesine rağmen, Sağlık Bakanlığına sağlık memurları geçmediği için hem ekonomik olarak hem sosyal olarak zor durumdalar. Geçen sene de bahsetmiştim Sayın Bakan, bu konuyu inceletip bir sonuca varacağınızı iletmiştiniz. Bilmiyorum, ne yaptınız?

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)