GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Çorum ilinin sorunlarına ilişkin
Yasama Yılı:5
Birleşim:15
Tarih:18.11.2014

TUFAN KÖSE (Çorum) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; konuşmama başlamadan önce, tüm Türkiye'de geçici işçilerin -şeker işçilerinin- sorunları Çorum'da da canlı bir şekilde yaşanıyor, geçici işçilerin sorunlarının bir an evvel çözülmesini burada yürekten diliyorum.

Değerli arkadaşlarım, 14 Kasım 2014 Cuma günü saat 21.30 sıralarında bir evdeki elektrik kontağından çıkan alevle Bayat ilçemizin Çukuröz köyünde 29 tane evimiz yanmıştır. Evlerin tamamı ahşap ve köy evidir, bunların içerisinde köyün ortak alanı olan bir ev de bulunmaktadır. Yangının bu kadar tahribat yapmasındaki en önemli sebep, evlerin ahşap olmasının yanı sıra, kışlık odun ihtiyaçlarını evlerinin bahçesine depolamalarından kaynaklanmaktadır. Bunun da yangının büyümesinde çok büyük rolü olmuştur. Buradan Çukuröz köyünün yoksul halkına, Bayatlılarımıza ve Çorumlularımıza geçmiş olsun diliyorum.

Buradaki en büyük tesellimiz, gerek insan bakımından gerekse hayvanlar bakımından herhangi bir can kaybının olmamasıdır. Yine, devlet bütün olanaklarıyla köyüne şefkat elini uzatmış ve yaralarını sarmaya başlamıştır. Bu anlamda Çorum Valiliğine, yine beraber sabahın erken saatlerinde köyde birlikte çalışma yaptığımız iktidar partisinin milletvekillerine, AFAD görevlilerine, itfaiye görevlilerine ve Kızılay görevlilerine buradan huzurlarınızda teşekkür ediyorum.

Devletimiz doğal afetlerde yurttaşlarımıza şefkat elini uzatıyor. Peki, devletin yaptığı tahribatlarda ya da iktidarın yaptığı tahribatlarda oluşan bu tahribatı nasıl gidereceğiz? Bunu düzeltmek inanın çok daha zor.

Bakın, değerli arkadaşlarım, Çorum'da iktidar hem Çorum'un sosyal barışını hem sanayisini hem de sağlığını nasıl tahrip ediyor? Çok kısa sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu tahribat doğanın verdiği tahribattan çok daha derin sonuçlar yaratıyor ve gelecek kuşaklara da sirayet ediyor maalesef.

Şimdi, Çorum'da ve bütün ülkemizde olduğu gibi "Toplum Yararına Çalışma" denilen bir şey var, İş Kurumu il müdürlükleri bunu düzenliyor, düzeltiyor. Şimdi, İş Kurumu İl Müdürlüğü bir dağıtım yapmış, Çorum'da bundan yararlanan -toplam 134.600 kişinin yaşadığı- belediyeler var. Buralara, 311 tane, toplum yararına çalışan işçi kontenjanı ayırmışlar ama bunu nasıl ayırmışlar? AKP'li belediyenin olduğu yerde, iktidar partisinin belediyelerinin olduğu yerde 89.700 nüfus var ve 311'den 287 tane kontenjan almışlar. Cumhuriyet Halk Partili belediyelerde 11.300 nüfus var, toplamı 11. Milliyetçi Hareket Partisinin 34.200 nüfusun yaşadığı belediyeleri var, onlara da verdikleri sayı toplam 10.

Şimdi, örnek olsun diye söylüyorum: 1.200 nüfuslu AKP'li Boğazkale Belediyesi 23 tane "Toplum Yararına Çalışma" kontenjanı almış, 33 bin nüfuslu MHP'li Sungurlu Belediyesi toplam 5 tane "Toplum Yararına Çalışma" kontenjanı alabilmiş. Yine, 5 bin nüfuslu CHP'li Mecitözü Belediyesi 5 tane kontenjan alabilmiş, 5 bin nüfuslu AKP'li Kargı Belediyesi toplam 28 tane alabilmiş. Bunun neresinde adalet, soruyorum hepinize.

Yine, değerli arkadaşlarım, Çorum'da bir devlet hastanesi inşaatı var. Devlet hastanesi inşaatı önce 400 başladı, sonra 600 oldu, 800 oldu, hâlâ, iki yıldır -temeli atıldı- daha temel aşamasında duruyor. Bu yapılırken mevcut devlet hastanesinde de deprem riski olmasına ve bu yapıldığında yıkılacak olmasına rağmen poliklinik binaları inşa ediliyor milyonlarca lira harcanarak. Acaba bunun paraları nereden gidiyor, hangi müteahhitler kayrılıyor? Bunun yanı sıra, mevcut inşaatın, yapılan inşaatın ihale şartnamesinde -ki Çorum toprak sanayisi Türkiye'de 1 numaradır- dış duvarların örülmesini gaz beton olarak belirlemişler. Yani, Çorum sanayisinin, Çorum istihdamının göz bebeği olan toprak sanayisinin tuğlasından yararlanılmayacak. Bu nasıl kabul edilebilir bir durumdur? Çorum sanayicileri diyor ki: "Önemli değil, biz parasında değiliz. Biz onu, o hastaneye hibe de ederiz ama bu bir itibar sorunu, bu bir onur sorunu."

Değerli arkadaşlarım, Sayın Bülent Arınç İskilip'e gitti, İskilip Devlet Hastanesinin temelini attı. Tıbba ne hizmeti varsa, İskilipli Atıf Hoca'nın adını verdi! İnşaat şu anda yarım. Malları, malzemeleri kapanın elinde kalıyor. Yine, gitti, orada dedi ki: "Ben Tosya yolunu yapacağım, Çankırı'nın yolunu yapacağım." Daha yapılan en ufak bir çalışma yok Çankırı yolunda da.

Sayın Bülent Arınç size buradan sesleniyorum: İskilipli Atıf Hoca'nın tıbba bir hizmeti yok. Onun adını oralara verene kadar, attığınız temellerin takipçisi olun, verdiğiniz sözlerin takipçisi olun.

Yine, her giden, Cumhurbaşkanı, Başbakan, AKP'nin temsilcileri "3 çocuk, 5 çocuk yapın. Bu memleket için lazım." diyorlar. Şimdi "5" diyorlar. Sungurlu Devlet Hastanesinde ürolog yok, Sungurlu Devlet Hastanesinde çocuk doktoru yok. Neyle 3 çocuk, 5 çocuk yapacak bu insanlar?

Hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum. ((CHP sıralarından alkışlar)