| Konu: | İstanbul Tahkim Merkezi Kanunu Tasarısı |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 16 |
| Tarih: | 19.11.2014 |
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; tabii, İstanbul tahkim merkezini konuşuyoruz. Yalnız tahkim için, bir ülkede alternatif uyuşmazlıkların çözümü için o ülkede istikrarın ve adaletin olması lazım. Adaletin olmadığı bir ülkede istikrarın gelmesi imkânsız.
Bu girişi bu şekilde yapmamın nedeni şu: Biraz önce hatip Türkiye'deki yolsuzlukları, rüşveti, 17 Aralığı söyledi ama toplumumuzda şöyle bir yanlış algı var: 17 Aralık tarihi niçin belirlendi, nasıl belirlendi? 17 Aralığa nasıl geldik?
Değerli arkadaşlar, 17 Aralık soruşturması, o dönem gerek MASAK tarafından gerek başka kişiler tarafından, Rıza Sarraf'la ilgili, Mart 2012 tarihinde gelen ihbar üzerine soruşturma başlatılır. Soruşturmayı başlatan, tabii, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, yetkiyi o dönem emniyete verir, emniyet soruşturmayı başlatınca izleme ve dinleme kararını hâkim verir, izleme ve dinleme kararlarının sonucunda 7'nci aydan sonra bu izleme ve dinleme kararlarına bakanların çocukları takılır yani 7'nci aydan sonra bakanların çocukları bu izleme ve dinlemeye takılır. Bu izleme ve dinlemeye takıldıkları zaman bakan çocukları bakan olmadıkları için onlar hakkında da yine aynı şekilde izleme ve dinleme kararları alınır. Ve bu izleme, dinleme kararları devam ederken o dönemin İçişleri Bakanı gayet rahat, çocuğu kendisinden şüphelenir -"Baba, benim telefonum dinleniyor, ben izleniyorum. Böyle bir olay var." diyor- ve tabii ki kendisinden şüphelenen çocuk babasını arar, babası da İstanbul Emniyet Müdürünü, daha doğrusu Valisini arar; Vali de der ki: "İstanbul'da bulunan İstihbarat Şube, Mali Şube, Organize Şubedeki ben dosyaların..." Hangi konularda soruşturmalar var, bunları ister. İstanbul Valiliği o dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın'ı arar, Hüseyin Çapkın o dönemin şube müdürleriyle görüşür, maalesef... "Yoktur soruşturma," denir eksik bilgiler verilir. O dönemin Bakanı güvenilir bir vaziyette, ilerlemek istediği yollarda devam ederler yollarına, çalışırlar. Ve netice itibarıyla o dönemde TÜRGEV'in Başkanı der ki: "Bizim her şeyimizi yapabilecek olan..." Bir aday gösterirler, İstihbarat Şube Müdürlüğüne güvendikleri kişiyi getirirler. Çünkü "tape"lerde bunların hepsi gayet rahat var. Onlar devam ederken bu arada, tabii, Mali Şube ile Organize Şube çalışmalarına devam eder. Hani oğlu babasını aramıştı ya, şüpheleniyordu ya, Hüseyin Çapkın'a baskın yapılır. "Efendim, Mali Şube ve Organize Şube Müdürünü görevden alın." denir. Hüseyin Çapkın çok dürüst ve düzgünce görevini ifa eder, o iki şube müdürünü görevden almaz,çünkü il içerisindeki şube müdürlerini görevden almak, yer değişikliğini yapmak o il emniyet müdürlüğünün görevleri arasındadır. Ancak, bakıyorlar, Hüseyin Çapkın yer değişikliğini yapmayınca bu şube müdürlerinin görevden alınması gerekir. Ne yapıyorlar? Hüseyin Çapkın almıyor, görevinin başında. Bu arada bu görüşmeleri emniyet müdürleri cumhuriyet savcısıyla paylaşır, cumhuriyet savcısına der ki: "Bizim bu soruşturma gizli. Biz bu soruşturmayı operasyona dönüştürmeyelim, çünkü önümüzde mahallî seçimler var 30 Martta, ondan sonra Cumhurbaşkanlığı seçimleri var. Seçimlerde manipülasyon olmasın. Mümkünse bu olay seçimlerden sonra düşünülür."
Ancak şüphelenen kişinin kendi babasını araması, babasının emniyet müdürlerinin üzerinde baskı kurması neticesinde Emniyet Müdürü görevlerinden almayınca, netice itibarıyla savcı bu soruşturmanın tehlikeye düşeceği düşüncesiyle emniyete talimatı verir. Operasyonun 17 Aralıkta başlamasının esas nedeni... Bakan çocuğunun kendisinden şüphelenmesi, o dönemin Bakanının baskı ve etki yapması nedeniyle 17 Aralıkta soruşturmanın düğmesine basılır. 17 Aralık aslında Hükûmete bir darbe değil, Hükûmetin yargıya, halka yaptığı bir darbedir.
Hepinize teşekkür ediyorum, iyi akşamlar diliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)