GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İstanbul Tahkim Merkezi Kanunu Tasarısı
Yasama Yılı:5
Birleşim:16
Tarih:19.11.2014

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, bu ikinci bölümde birtakım hususlar var ki gerçekten belirsizliklerini koruyan konular. Mesela "Denetçiler, Genel Kurul üyeleri arasından ya da dışarıdan 3'ten fazla olmamak üzere 1 veya 1'den fazla kişiyi dört yıl için denetçi olarak seçer." Dışarıdan kimlerden seçeceği burada belirsiz bir durumda bırakılmış. Yine, Danışma Kurulunun "Çözüm yöntemleri konusunda yeterli tecrübeye sahip 15 üyeden oluşur. Danışma Kurulu üyeleri Yönetim Kurulunun teklifi üzerine Genel Kurul tarafından dört yıl için seçilir..." Kimden seçeceksiniz, belli değil. Keza, "Yönetim Kurulu tarafından mesleğinde en az on yıl tecrübeye sahip hukukçular arasından seçilecek 3'er üye yer alır." Nerede? Millî Tahkim Divanı ve Milletlerarası Tahkim Divanında. Yönetim kurulu tarafından seçilen Tahkim Divanı üyelerinin görev süresi 5 yıldır. Bunu nereden seçeceksiniz? Bu da belli değil. Keza Tahkim Divanı kararlarına karşı taraflar kararlarının kendilerine tebliğinden itibaren bir hafta içinde karar veren divana itiraz edebilir. İtiraz üzerine verilen karar kesindir. Şimdi, burada divanda verilen kararı kesin olarak nitelendiriyorsunuz. Demek ki bir hukuka, mahkemeye ihtiyaç duymuyorsunuz. Bundan sonra kişi, haklarını bir mahkemede arayamaz anlamına getiriyorsunuz.

Yine, genel sekreterlik konusunda: "Genel Sekreterlik, Genel Sekreter, Genel Sekreter Yardımcısı ve yeteri kadar personelden oluşur." Ne kadar yeteri kadar? "Yeteri kadar" kelimesinin bir sınır yoktur. İstediğiniz kadar yani bin kişi, 10 bin kişi, 20 bin kişi mi getireceksiniz? Yeteri kadar.

Yine, aynı şekilde "yeteri kadar büro personeli çalıştırılır." Yine, aynı şekilde "yeteri kadar" kelimesinin anlamı burada aynı biçimdedir.

Yasaklılık ve gizlilik konusunda "Danışma Kurulu üyeleri dışındaki Merkez organlarının üyeleriyle çalışanları görev süreleri boyunca Merkez bünyesinde hakemlik ve ara buluculuk yapamazlar." diyorsunuz. Ama bir sonraki maddede diyorsunuz ki "Gelirler" kısmında "Merkez tarafından ücretli olarak sunulan hizmetler karşılığında elde edilecek gelirler." Hem yapamaz diyorsunuz hem de gelirler diyorsunuz Merkezden. Ayrıca "bağışlar" diyorsunuz. Bağışı kim verecek? Yani taraf olan karşınızdaki insan bağış verirse, siz masaya oturduğunuzda bağış veren kişiye nasıl ceza vereceksiniz? Burada bu durum söz konusu.

Değerli arkadaşlar, yani bakın, demin söylemiştim, bir yönetmelik hazırlama ihtiyacını bile hissetmemişsiniz burada. Eğer hiç olmazsa bu kurulun bir yönetmelik hazırlayarak o yönetmelik çerçevesinde hareket etme imkânı vermiş olsaydınız bir yere kadar bunlar çözülebilirdi ama bunu koymamışsınız. Belirsizlik üzerine oturan bir kurum oluşturuyorsunuz. Bu kurum neye göre karar verecek, neye göre hareket edecek, ne kadar personel alacak, bunun niteliği ne olacak? Bunların hiçbir tanesi belli değil. Yani bir devlet kurumu oluşturuyorsunuz arkadaşlar. Bu devlet kurumunu oluştururken muhakkak bunun bir yönetmeliği olması gerekir. Ama siz, nasıl olsa "Biz yaptık oldu." diyorsunuz çünkü kamu denetçiliği kısmında da aynı şeyi yaptınız. Bugün kamu denetçiliği ne işe yaradı? Bugüne kadar hiçbir iş yaptı mı? Önümüzdeki günlerde herhâlde onun raporları gelecek bize? Kim, ne kadar güven duyarak kamu denetçiliğine başvurabiliyor. Aynı şeyi burada da göreceksiniz ve ben size burada söylüyorum: Çok uzun zaman geçmeden bununla ilgili yeni bir yasa tasarısı getireceksiniz düzeltmek için. Başka bir yolu yok çünkü düzeltemezsiniz ve kargaşaya sürükleneceği kesindir. İkinci bir yolunu görmeyeceksiniz. Ben işte bunun için söylüyorum: Bunları yapıyorsunuz ama belli bir tecrübeyle yapın.

Ben açıkça söyleyeyim, Türkiye Büyük Millet Meclisinde bunlara oy veren arkadaşlarımız, kaç kişi bu yasayı baştan sona okumuştur ve hazmederek okumuştur? Bir kere ciddiyetle söyleyin, kendi vicdanınızda tartın, bana cevap vermeyin, bana cevap vermeyin, kaç kişi okumuştur? Yani burada oy verenlerden -184 kişi oy veriyor diyelim AKP'den- kaç kişi bu yasayı okuyarak oy vermiştir?

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Kaç kişi "Hayır" diyor okuyarak? Kaç kişi "Hayır" diyor okuyan?

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Biz hepimiz okuduğumuz için bu önergeleri hazırladık. Bakın, ondan sonra çıkıp konuşuyoruz. Herkes okumuştur bunları, herkes biliyor merak etmeyin. Ama önemli olan bizim "Hayır" dememizin ötesinde "Evet." diyen sizler sorumluluk altına giriyorsunuz. Devleti yöneten sizsiniz, yürütme sizsiniz.

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Muhalefetin hiç mi sorumluluğu yok, hep iktidar mı sorumlu?

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Bakın, muhalefet sorumluluğunu yerine getiriyor...

BAŞKAN - Şimdi ben rica ediyorum, şu karşılıklı atışmayı bırakın, dövüşmeyin, kavga etmeyin, beş dakikamız kaldı.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Ama soruyor Sayın Başkan.

YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - ...ve "Şunlarda, şunlarda, şunlarda yanlış yapıyorsunuz, bunları düzeltin." diyor, biz sorumluğumuzu yerine getiriyoruz. Ama o sorumluluğu görmeyen ve kale almayan sizlersiniz.

Hepinize saygılar sunuyorum.