GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BİREYSEL EMEKLİLİK TASARRUF VE YATIRIM SİSTEMİ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:118
Tarih:12.06.2012

MUSTAFA MOROĞLU (İzmir) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; aslında hepimizin hoşnut olmadığı bir durumla karşı karşıyayız ama sanırım, yurttaşlarımızı bireysel tasarrufa sevk etmek için çıkardığımız bir yasa konuşulurken, sigortayla ilgili değişik yasalar konuşulurken, hiç de zamanı tasarruflu kullanamayan bir Meclis olarak herhâlde tarihe geçecek bir davranış sergiliyoruz hep beraber ama bunun sorumluluğunu? Hiçbir zaman, "'Muhalefet' diye bir milletvekili grubu var, muhalefet partileri var, onların da hakları var, hukukları var, birtakım önerileri var, onları dikkate alarak, komisyonlarda da dikkate alarak ve Mecliste de dikkate alarak en uygun, en iyi yasayı çıkarma arayışında olalım." demeyen bir iktidar grubuyla karşı karşıya olduğumuz için aslında muhalefetin, yani bizlerin "Bir de muhalefet var, onu da görün, onu da tanıyın ve onun da haklarının olduğunu bilin." diye bir direnişin sonucudur bu. Değilse biz de burada sabahlara kadar oturup bazı şeyleri tartışmaktan, daha çok zaman geçirmekten hoşnut değiliz. Onun için, ekonomi dersleri bitti, memleketin hâlleriyle ilgili sohbetimize devam etmek için herhâlde Müslim'den sonra nöbeti ben devralacağım burada bu yasa bitinceye kadar, bu yasa tasarıları bitinceye kadar.

Şimdi, bir taraftan sigortayla ilgili yasalar görüşülürken milletvekili arkadaşlarımızdan  bir kısmı soru önergeleriyle, birkaç arkadaşım da burada bakana soru sorarak bir gerçeği anlatmaya çalıştı. İzmir Bornova'da "Yarkın" diye hasta bir çocuk arkadaşımızın annesi, babası belki bu sabah İzmir'den Ankara'ya gelecek ve çocuklarının derdine çare arayacaklar. Sigortalı bir ailenin çocuğu Yarkın ve hastalığını tedavi ettirebilmesi için üç ayda 200 bin lira tutan bir ilacı almak zorunda. Sağlık Bakanlığının 2011'in Nisan ayında çıkardığı bir tebliğden ötürü bu ilacı alamıyor. Türkiye'deki bu hastalığa yakalanan çocuklarımızın sayısı çok fazla değil. Ama bu hastalığı tedavi için yapılacak ilacı alabilmek için bir tebliğ yayınlıyor Sağlık Bakanlığı ve diyor ki tebliğde: "Bu ilacı almak isteyen çocuklar yirmi dört ayla yetmiş iki ay arasında -neyse, yetmiş ikiye takıldı bu İktidarın bazı tebliğleri hep, çıkarken- bir zekâ testine tabi tutulsun ve eğer 60'ın üstünde ise -zekâ yaşı bu çocuğun- test 60'ın üstünde çıkarsa `Buna ilaç verilebilir.' denilsin."

Şimdi, böyle bir ülkede siz tasarruftan, bireysel tasarruftan, sigortadan, ne kadar neyi tartışırsanız tartışın; siz ne kadar "Bir an önce yasa bitse de sıcacık yataklarımıza girsek." diye beklerseniz bekleyin; eğer bu annenin ve bu çocuğun acısını yaşama savaşına katkıda bulunmayı, 200 bin liralık bir ilacı buna çok görüyorsanız ve bunun için zekâ testi yapmayı uygun görüyorsanız sözün bittiği yerdeyiz demektir. Bunu bir biçimde düzeltmek hem bakanların hem bu Meclisin? Yani bunu aslında bu gecenin bu saatinde bir zaman kaybı olarak görmeyin. Yarın hep beraber, ulaşabildiğiniz her yere ulaşın çünkü iktidar sizsiniz ve bu tebliğin geri alınması için, sigortalı olmasa bile çocukların bu ilacı alabilmesinin yolunu açın. Hele hele tartışmaların yaşandığı, "Sakat doğarsa doğsun, ona devlet bakar." diye bir yasayı çıkarmaya çalıştığınız bir dönemde, sakat doğan çocukların ve ilaca ihtiyacı olan çocukların yaşama şansını yok etmeyin. Belki bu sabaha kadar tuttuğumuz nöbetin böyle bir anlamı olur.

Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)