GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Hâkimler ve Savcılar Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri
Yasama Yılı:5
Birleşim:18
Tarih:25.11.2014

ŞUAY ALPAY (Elâzığ) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan Hakimler ve Savcılar Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle, yüce heyetinizi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.

Konuşmacı arkadaşların konuşmalarını izlemeye çalıştım. Şimdi, kendileri de biriken iş yükünden ve dosyaların azaltılmasından bahsediyorlar. Kabul etmek gerekir ki toplum dinamik, yargı da dinamiktir. Eğer yargı, dinamik toplumun ihtiyaçlarına cevap verirse anlam ifade eder ve problemleri çözmüş olur ama değişen, gelişen, ekonomik ve sosyal hadiselerin gelişmesine ve zenginleşmesine bağlı olarak da yargı mercilerinin önünde bulunan ihtilafların da değişmesi ve çeşitlenmesini göz önüne aldığımızda, gelişen bu toplum yapısı karşısında hukukun da dinamik olduğunu, yargının dinamik olduğunu kabul etmek lazım, bu tereddütsüzdür.

Şimdi, bakın arkadaşlar, biz hukuk devletinin olmazsa olmaz gerçekliği içerisinde ve hukuk güvenliğinin sağlandığı bir hukuk devletinde problemleri çözmeye çalışıyoruz. Yani hukuk devleti gerçekliği içerisinde yargı sisteminin adil ve etkin işleyişinden bahsediyoruz, hepimizin ortak amacı bu. Peki, yargılamanın adil ve etkin işleyişindeki en temel yaklaşımımız nedir? Yargılama, adil yargılanma hakkıdır. Adil yargılanma hakkıyla ilgili olarak yine en temel yaklaşım nedir? Davaların makul sürede bitirilmesidir, yargılanma hakkı açısından. Hem Anayasa'mızda 141'inci maddede hem de imza koyduğumuz uluslararası sözleşmelerde davaların makul sürede bitirilmesiyle ilgili olarak, yani makul sürede yargılanmayla ilgili önemli prensipleri kabul etmişiz, bu konuda tereddüt yok. Bu cepheden bakıldığında, bu cihetten bakıldığında, Türkiye, hangi süreçlerden geçti ve hangi süreçlerden geçerken ne sıkıntılar yaşadı? Evet, biz, son dört yıl içerisinde makul sürede yargılanma hakkıyla ilgili olarak ve adil yargılanma hakkıyla ilgili olarak çok çeşitli düzenlemeler yaptık ve buna bağlı olarak mahkemeler önündeki dosyalarda kısmi azalmalar oldu ve yine toplam görülme süreleriyle ilgili belki göreceli değişiklikler oldu. Ancak kabul etmek lazım ki... Buradan rakamla ifade edeyim: Bakın, özellikle Yargıtayda, yüksek Yargıtayda hukuk dairelerinde 2013 yılı sonu itibarıyla toplam dosya sayısı 165 binden -yaklaşık olarak söylüyorum- 2014 yılı Eylül sonu itibarıyla 215 bin civarına... Yani kümülatif olarak da bakıldığında artan bir dosya yükünden bahsediyoruz.

Yine Yargıtayda ceza dosyaları açısından bakıldığında -yaklaşık rakam olarak söylüyorum- 2013 yılı sonu itibarıyla 355 bin dosyadan, 2014 yılı Eylül ayı sonu itibarıyla 395 bin civarında bir rakama ulaşıyoruz. Yani, dosyalar kısa sürede bitmiyor, birikiyor, biriktikçe de iş yükü, iş yükünün ağırlığı hem yargıyı tartışılır hâle getiriyor hem de hâkim ve savcılarımızla ilgili tereddütleri ve yüksek yargıda tereddütleri gündeme getiriyor. Bu, hepimizin kabul ettiği bir gerçeklik.

O zaman yapılması gereken şey... Evet, biz dört yıl içerisinde değişiklikler yaptık fakat bununla birlikte, gelişen ekonomik şartlar, sosyal şartlar, ekonomik şartlara bağlı olarak da ihtilafların çeşitlenmesi gibi, çok çeşitli vesilelerle oluşan bu problemi de bu yaklaşımla çözmek gibi bir gerçekliği ortaya koyuyoruz. Bunun için de biz, sizlere de komisyonlarda bunları anlatmaya çalıştık, rakamları da ortaya koyduk. Şüphesiz, istatistikler -yani yanıltıcı olabilir ama- büyük oranda doğruyu söylerler, rakamlar ortada.

Evet, yargının iş yükünün azaltılması gibi bir gerçeklikle karşı karşıyayız ve evet, adalet hissinin gerçekleştiği ortamda hâkim ve savcılarımızın kısa sürede dosyaları bitirip adalet hissini gerçekleştirme noktasında bir faaliyet yapmaları gerekir ve toplumun da bundan mutmain olması gerekir. Bu sebeple de hem Yargıtayda hem Danıştayda daire sayısını artırıyoruz, buna bağlı olarak da üye sayılarında artış oluyor.

GÜRKUT ACAR (Antalya) - İstinaf mahkemelerini niye kurmuyorsunuz?

ŞUAY ALPAY (Devamla) - İstinaf mahkemeleriyle ilgili olarak toplumsal gerçeklik var, bununla ilgili de süreçler devam ediyor.

LEVENT GÖK (Ankara) - Süreç bitmedi ama Şuay Bey.

ŞUAY ALPAY (Devamla) - Tekraren söylemek gerekir: Toplum dinamik, yargı dinamik; böyle oldukça da yargı, toplumun ihtiyaçlarına cevap vermek durumundadır.

GÜRKUT ACAR (Antalya) - Yapma, kendin de inanmıyorsun buna.

ŞUAY ALPAY (Devamla) - Yargı, Türkiye'de uzun süreden beri tartışılır hâldedir. Biz, yargıyı yeniden tartışılır olmaktan çıkarmaya çalışıyoruz. Hâkim ve savcılarımızın yaptığı işleri daha nitelikli hâle getirmeye çalışıyoruz ve onun için onların özlük haklarında düzenlemelere gidiyoruz.

GÜRKUT ACAR (Antalya) - Halkı kandırıyorsunuz.

ŞUAY ALPAY (Devamla) - Değerli arkadaşlar, yargıyla ilgili olarak, herkesin rahatsızlık hissinden kurtulduğu ve herkesin emin olduğu, adalet hissinin gerçekleştiği bir yargıya ulaşmak, hepimizin müşterek borcudur, müşterek vazifemizdir. Bu konuda çaba gösteriyoruz.

BÜLENT BELEN (Tekirdağ) - On iki senedir çok güzel adalet sağladınız.

ŞUAY ALPAY (Devamla) - Yaklaşımımızla ilgili olarak zaman zaman niyet sorgulamalarının yapıldığını biliyoruz ama biz bu konuda samimiyiz, yaklaşımlarımız samimidir.

BÜLENT BELEN (Tekirdağ) - Balyoz'da, Ergenekon'da "Savcıyız." diyordunuz, ne oldu?

ŞUAY ALPAY (Devamla) - Yargının problemlerini çözmek gibi tarihsel bir sorumlulukla baş başayız ve süreç içerisinde...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ŞUAY ALPAY (Devamla) - Arkadaşlar, biliyorsunuz, her yargı yılının açılışında yüksek yargı başkanları buna bağlı açıklamalar yapıyor. Gelin, hep birlikte bu problemi çözelim ve bu konudaki yaklaşımımızı ortaya koyalım.

Bu duygu ve düşüncelerle yüce heyetinizi sevgi, saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)