| Konu: | 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü'ne ilişkin |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 19 |
| Tarih: | 26.11.2014 |
HÜLYA GÜVEN (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü'yle ilgili gündem dışı söz almış bulunuyor, yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
Sayın milletvekilleri, kadına şiddet ve kadın cinayetlerinin giderek arttığının hepimiz farkındayız. Bu nedenle de dört yıldan bu yana araştırılması için zaman zaman çeşitli önergeler verildi. Ayrıca, kadına şiddetin ve cinayetlerin sayısı konusunda yoğun bir bilgi kirliliği var, gerçeklere ulaşamıyoruz çünkü ilgili bakanlıklar da sorularımızı cevapsız bırakıyorlar. Cinayetlerin çoğu da yine biliyoruz ki intihar olarak yansıtılıyor. STK'ların yaptığı bir araştırmada erkeklerin 2013 yılında 214 kadın ve 10 çocuğu öldürdüğü belirtilmekte.
Jandarma bölgesi istatistiklerinde de kadına şiddet rakamları oldukça düşündürücüdür. 2013'te 13.551 aile içi şiddetle mağdur kadın sayısı 12.222 olarak belirlenmiştir. Bugün bu konuyla ilgili olarak özellikle ben kadın milletvekillerimize seslenmek istiyorum. Şiddet neden artıyor düşünülüyor mu? "Kadının karnından sıpayı, sırtından sopayı eksik etmeyeceksin." söylemlerinin ve yine "Kadın-erkek bir olmaz, fıtratında eşitlik yok." zihniyetinin net bir şekilde ortaya çıkmasıyla değil mi, çocuklara yapılan toplu tecavüzlerde kendi isteğiyle yapıldı indirimleri değil mi? Aslında daha pek çok neden sayılabilir.
Kadının kıyafetine, kaç çocuk doğuracağına, nasıl doğum yapacağına, sokakta nasıl dolaşacağına karışılıyor yani kadınlara erkeklerin şiddet uygulayabilecekleri mesajları veriliyor bu şekilde. Eğer bizler kadın olarak bu sıralarda bulunuyorsak, grup başkan vekili, Meclis başkan vekili olarak, Meclis Başkanı olarak, bakan olarak çalışabiliyorsak yani ülke yönetiminde söz sahibi olabiliyorsak Kurtuluş Savaşı'nda kahramanca düşman ile çarpışan Anadolu kadınlarına da borçluyuz. Onlar çocuklarının geleceği için, yine savaştan çıkmış yoksul bir ülkenin refaha kavuşması için ön saflarda kahramanca çarpışmışlardır. Onlarla Cumhuriyeti kuran ve kadınların önemini bilerek yollarını açan Mustafa Kemal Atatürk'e de borçluyuz. Kurtuluş Savaşı'mızda Kara Fatma'yı, Gördesli Makbule'yi, Domaniçli Habibe'yi, Şerife Bacı'yı, Nene Hatun'u daha birçok kahraman kadını unutmayalım. Gaziantep'te Yirik Fatma'yı hiç unutmayalım. Fransızlara karşı mücadele sırasında müfrezeye alınmak istenmeyen Yirik Fatma "Benim kanım sizinkilerden daha mı şirindir?" diye cevap vermiştir.
Evet, sayın milletvekilleri, biz kadınların kanı erkeklerin kanından çok mu farklıdır da "Kadının fıtratında eşitlik yok." deniyor. Bizim kanımız beyaz mı? Dün "Erkek şiddet uyguluyorsa sebebi kadındır çünkü erkeği yetiştiren kadındır." diyerek sorumluluk biz kadınlara yüklenmeye çalışıldı. Evet, gerçekten, kanı eğitilmezse, bebekliğinden itibaren hurafelerle ve aşağılanarak, doğru bilgiye ulaşması engellenerek büyütülürse, kendilerinden daha kötü bir nesil yetişmesine sebep olurlar. Getirilen 4+4+4 sistemi bu amacı gütmüyor mu? Bu nedenle, özellikle kız çocuklarının okullaşma oranı giderek azalmıyor mu? Kız çocukları bugün evlere kapatılıyorlar ve çocuk evliliklerinin yolu açılıyor.
Sayın milletvekilleri, cumhuriyetimizin kazanımlarına sahip çıkalım. Kadın üzerinden siyaseti bırakalım. Ülkemizin çocuklarına, ülkemize göç ile gelenlerin çocuklarına sahip çıkalım çünkü onlar bizim geleceğimizdir. Kadınlara, çocuklara şiddetin yaşanmadığı bir ülkeyi birlikte kuralım. Yıllardır el uzatan asıl bizleriz.
Seçim zamanı gelse de bu konuda araştırma komisyonunun kurulmuş olması büyük bir adımdır. Komisyonunun çalışmalarının sonuca ulaşması ve çıkan sonuçların uygulanması dileğiyle saygılarımı sunuyorum.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)