GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MHP Grubunun, Ankara Milletvekili Zühal Topcu ve arkadaşları tarafından, öğretmenler hakkındaki mevcut sorunların araştırılarak alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla 25/10/2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 26 Kasım 2014 Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin
Yasama Yılı:5
Birleşim:19
Tarih:26.11.2014

MUSTAFA ŞAHİN (Malatya) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; MHP'nin öğretmenler hakkında mevcut sorunların araştırılmasıyla ilgili vermiş olduğu grup önerisinin aleyhinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlarım.

Sözlerime başlamadan önce, Türkiye'nin dört bir yanında gelecek nesillerimizi bilginin ışığında yetiştiren tüm öğretmenlerimizin geçmiş Öğretmenler Günü'nü kutluyorum. Bu kutsal mesleği ifa ederken maalesef terör örgütü tarafından şehit edilen öğretmenlerimizin ailelerine tekrar başsağlığı diliyorum.

Değerli arkadaşlar, dünyanın en kutsal ve en eski mesleklerinden biri olan öğretmenlik her zaman bilginin üretilmesi, geliştirilmesi ve yarınlara aktarılması sürecinde çok önemli bir role sahiptir. Dolayısıyla öğretmenlerimiz dün olduğu gibi bugün de değişimin, gelişimin, yenilenmenin ve daha ileri hedeflere doğru yürümenin anahtarı konumundadır.

Ülkemizin gelişim, değişim, dönüşüm ve kalkınmayı gerçekleştirecek, gelecekle ilgili 2023 ve 2071 hedeflerine ulaşmasında en önemli görev öğretmenlerimize düşmektedir. Eğitim ve gelişme arasındaki sebep-sonuç ilişkisi dikkate alındığında yüksek okullaşma, kaliteli eğitim, öğrenci başına yapılan harcama, eğitimin bütçedeki payı, yükseköğretimde okullaşma ve ekonomik gelişmişlik arasında doğrudan bir ilişki bulunmaktadır. Kuşkusuz ekonomik kalkınmışlıkla, ulaştırmada, bayındırlıkta, sağlıkta, adalette, savunmada ulaşılan son noktaları ileriye taşımak için bize en önemli ivmeyi kazandıracak olan unsur eğitim ve eğitimin ivmesini de kalitesini de belirleyenler ise öğretmenlerimizdir.

Değerli arkadaşlar, bu kapsamda okullarımızı bilgi ve teknoloji çağının gereklerine uygun şekilde donatarak bizleri daha güzel bir geleceğe ulaştıracak gençlerimize ve o gençleri yetiştirecek öğretmenlerimize her türlü imkânı sağlamanın ve özlük haklarını daha da iyileştirmenin gayreti içindeyiz. Ancak, AK PARTİ iktidarları döneminde yapmış olduğumuz bu çalışmaları yeterli görmemekteyiz. Çünkü eğitim camiamızın tüm sorunlarının çözülmesi için yapılacak pek çok şey olduğunun bilinciyle şimdiye kadar hareket ettik ve bundan sonra da aynı bilinçle hareket edeceğiz. Bu düşüncede olan Bakanlığımızın öğretmenlerin aleyhine bir söylem içinde olduğu iddiası insaf sınırlarını zorlayıcı niteliktedir.

Bugün ne mutlu ki bütçede en fazla payı millî eğitime ayırmak bizlere nasip olmuştur. Millî Eğitim Bakanlığı bütçesi 2002 yılında 7,5 milyar TL iken, 2013 yılında yüzde 532'lik artışla 47,4 milyar TL olmuştur. 2014 yılında ise -şu anda öngörülen- 55,7 milyar TL'dir ve 2002 yılına göre yüzde 642,6 oranında artmıştır.

Değerli milletvekilleri, AK PARTİ iktidarlarımız döneminde 2003 yılından 2014 yılına kadar 458.496 kadrolu öğretmen alımı sağlanmıştır. 30/09/2014 tarihli Bakanlığımıza bağlı resmî örgün ve yaygın eğitim kurumlarında 784.720 öğretmen görev yapmaktadır. Ayrıca 62.282 eğitim kurum yöneticisiyle birlikte toplamda 847.002 öğretmen görev yapmaktadır. Eylül 2014 tarihi itibarıyla özellikle engelli personel istihdamı kapsamında 1.582 öğretmen ve 9.015 personel de mevcuttur.

Yıllardan beri sürekli öğretmenlerimizin yaşam standartları ve çalışma koşullarıyla ilgili olarak muhalefet partilerimizin hep klasik grup önerilerine şahitlik etmekteyiz. Özellikle 9'uncu derecenin 1'inci kademesinde olan bir öğretmenimizin net maaşı 2002 yılında 470,20 TL iken, 1/1/2014 tarihi itibarıyla 2.104 TL'ye yükseltilmiştir. 2002 yılında aynı öğretmenin aylık altmış saat ders karşılığı olarak ek ders ücreti 165 TL iken, yine 01/01/2014 tarihi itibarıyla 544,86 TL'ye yükseltilmiştir. 2002 yılında ek ders ücretiyle birlikte bir öğretmenin eline toplam 635 TL geçerken 2014 yılında 2.649 TL geçmektedir. 2002 yılına göre aynı öğretmenin eline geçen parada yüzde 317'lik bir artış sağlanmıştır. 9'uncu derecenin 1'inci kademesinde olan bir öğretmenimizin 2002 yılındaki 470 TL olan net maaşı, Maliye Bakanlığının yayınladığı 2002 yılı ortalama dolar döviz kuru olan 1,506 TL'ye göre 312 dolardır yaklaşık olarak.

Aylık altmış saat karşılığı ek ders ücreti olan 165 TL ise 109 dolara ve toplamda maaş artı ders ücreti 421 dolara tekabül etmekteydi. 2014 yılının birinci döneminde 9'uncu derecenin 1'inci kademesindeki öğretmenimizin net maaşı olan 2.104 TL Maliye Bakanlığının yayınladığı Ağustos 2013 ortalama dolar döviz kuru olan 1,955 TL'ye göre 1.076 dolara, 544 TL olan ders ücreti ise 278 dolara karşılık gelmektedir. Toplamda ise maaş artı ders ücreti dolar bazında 1.355 dolara karşılık gelmektedir. 2002 yılına göre maaş artı ders ücretinin dolar bazında artış miktarı 933 dolardır.

2002 yılında bir öğretmenin eğitim ve öğretim hazırlık ödeneği 175 TL iken, bu ödenek 2012-2013 eğitim ve öğretim yılında 700 TL'ye, 2013-2014 eğitim ve öğretim yılında ise 850 TL'ye yükseltilmiştir. 2002 yılına göre yüzde 385'lik bir artış olmuştur. Enflasyon hesaplayıcısı söz konusu olan aralıktaki en yeni mal ve hizmet sepetiyle yapılan hesaplama sonucuna göre 2002 yılı Ocak ayındaki 100 TL olan bir mal sepeti 2014 yılı Ocak ayında 326 TL yapmaktadır. Toplam değişim yüzde 226'dır. Bu durumda, yeni göreve başlayan öğretmenin net maaşında ek ders hariç 2002 yılına göre 2014 yılı Ocak ayı itibarıyla enflasyondan arındırılmış olarak yüzde 121'lik bir artış olduğu görülmektedir.

Diğer taraftan, yine örnek verilmiş, OECD'nin 2014 raporlarına göre, Türkiye'de on beş yıllık bir öğretmenin yıllık brüt maaşı -satın alma gücü paritesi kullanılarak hesaplanan- 2012 yılı için okul öncesi eğitim kademesinde 26.653, OECD ortalaması ise 37.350; ilköğretim birinci kademede 26.678, OECD ortalaması 39.024; ilköğretim ikinci kademe ile ortaöğretim kademesinde 27.607, OECD ortalaması ise ilköğretim ikinci kademe'de 40.570, ortaöğretim kademesinde ise 42.861 ABD dolarıdır.

Söz konusu raporun öğretmen maaşlarının bir de Türkiye bağlamında değerlendirildiği bölüm: vardır ki nedense bu bölümden hiç bahsedilmemektedir. Çünkü raporun devamında ülkemizdeki aynı nitelikte eğitim görenlerin maaş karşılaştırmalarında öğretmen maaşlarının oldukça iyi olduğu görülmektedir.

Şöyle ki, on beş yıllık bir sınıf öğretmeninin maaşı aynı yükseköğretim derecesine sahip 25-64 yaş grubu çalışanların ortalama yıllık kazancına göre yüzde 9 daha fazladır. Branş öğretmenleri ise aynı yükseköğretim kademesine sahip diğer çalışanlardan yüzde 13 daha fazla kazanmaktır.

Bu konuda OECD ortalamasına bakıldığında, ülkemizin, ekonomisi içinde öğretmen maaşlarına en çok pay ayıran ülkeler arasında olduğu gözükmektedir. Yine, Türkiye, aynı zamanda, 2000-2012 yılları arasında öğretmen maaşlarındaki reel artışın en fazla olduğu OECD ülkelerinden biridir.

Evet değerli arkadaşlar, ayrıca öğretmenlerimize fiziksel olarak vermiş olduğumuz düzenlemelere baktığımızda, derslik başına düşen öğrenci sayısı 2002-2003 yılında ilköğretimde 36, ortaöğretimde 31, genel ortaöğretimde 34, mesleki ve teknik ortaöğretimde 27'dir. 2013-2014 yılında ise bu rakamlar; ilköğretimde 29, ortaöğretimde 29, genel ortaöğretimde 29, mesleki ve teknik ortaöğretimde 29'a düşmüştür.

Özellikle öğretmenlerimizle alakalı yapmış olduğumuz çalışmaları her seferinde küçük göstermeye çalışan muhalefet partilerimizin bu ayrıntılara da dikkat etmesini özellikle arzu etmekteyiz. AK PARTİ hükûmetleri eğitimde yapmış olduğu tüm bu çalışmalarla öğretmenlik mesleğinin, yöneltilen isnadın tersine, itibarını artırmıştır. Çünkü, bizim eğitimde 2023 vizyonumuz, cumhuriyetimizin 100'üncü yılında, istikrarlı büyüyen, bölgesel ve küresel ölçekte rekabet gücüne sahip, dünyanın gelişmiş ilk 10 ülkesinden biri olacak, bölgesinde lider Türkiye'de nitelikli ve donanımlı bireylerin yetiştirilmesine uygun eğitim imkânlarını ve ortamlarını planlı, sistemli ve sürekliliğini de koruyacak şekilde herkes için sağlamaktır. Bunu da yegâne gerçekleştirecek olan öğretmenlerimiz olduğunun bilinciyle hareket etmekteyiz.

Bu sebeplerden dolayı MHP'nin vermiş olduğu grup önerisine katılmıyoruz.

Hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)