GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Hâkimler ve Savcılar Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri
Yasama Yılı:5
Birleşim:19
Tarih:26.11.2014

ATİLLA KART (Konya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın milletvekilleri, 13'üncü madde üzerinde vermiş olduğumuz önerge hakkında söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, biraz evvel yaptığım konuşmada, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarlarının ta başlangıç aşamasından itibaren yani 2002'den sonra, 2003-2004'lü yıllarda ortaya çıkan tabloya göre -somut olarak ifade edeceğim- devleti yönetmek değil, devleti ele geçirme mantığıyla, amacıyla, hedefiyle harekete geçtiğini ifade ettim.

AHMET YENİ (Samsun) - Devlet kimin elindeydi?

ATİLLA KART (Devamla) - Anlatayım, anlatayım değerli arkadaşım; dinle, dinleme lütfunda bulunursan bunları anlatacağım.

BAŞKAN - Sayın Yeni, lütfen...

AHMET YENİ (Samsun) - Devleti ele geçirmek ne demek ya?

BAŞKAN - Sayın Yeni, lütfen, müdahale etmeyin konuşmacıya.

ATİLLA KART (Devamla) - Bakın, ne yaptı siyasi iktidar? Daha başlangıç aşamasında koalisyonlar içine girdi, iç ve dış dinamikleri olan koalisyonlar içine girdi. Bir taraftan da ne yaptı? Avrupa Birliği ilişkilerinde destek sağlamak, güven yaratmak amacıyla Başbakanlık bünyesinde İnsan Hakları Danışma Kurulu ve benzeri yapılanmaları gerçekleştirdi. İnsan Hakları Danışma Kurulu bir rapor hazırladı, iki rapor hazırladı daha doğrusu, 7 sayfalık azınlık hakları ve kültürel haklar konulu raporu hazırlayan 2 profesöre yönelik olarak kamuoyunda çok ciddi tartışmaların olduğunu, tepkilerin olduğunu, bunun giderek bir hamasete, demagojiye ve linç kampanyasına dönüştüğünü hatırlatmak istiyorum. Ama, bu arada ne oldu? 81 sayfalık İnsan Hakları Raporu hiç konuşulmadı. 81 sayfalık raporda ne diyordu, onu dinlemeye var mısınız değerli arkadaşlarım? Bakın, Ekim 2004 tarihinden söz ediyorum. Diyordu ki o 81 sayfalık raporda, aynen okuyorum rapordan: Türkiye Büyük Millet Meclisinde yasa tasarıları kanunlaşırken muhalefet milletvekillerinin vermiş oldukları yasa tekliflerinin ve önergelerin ön yargılarla ve kararlılıkla reddedildiği, Başbakanın kanun tasarılarının görüşülmesinde milletvekillerinin görüş açıklamasından rahatsız olduğu, "Tasarıların virgüle bile dokunmayacaksınız." dediği, Avrupa Birliği sürecinde önemli bir yeri olan Türk Ceza Kanunu'nun panik mevzuatı olarak hazırlandığı, Başbakanın Meclisin görevine açıkça müdahale ettiği ve yönlendirmelerde bulunduğu, karakol baskını, emniyet-hükûmet-mafya ilişkilerinin sorgulamasının yapılmadığı, işkence olaylarında artış olduğu, yolsuzlukla mücadelede zafiyet ve tutarsızlıklar gösterildiği ve en nihayet...

ÜNAL KACIR (İstanbul) - Hangi yıllara ait o?

ATİLLA KART (Devamla) - ...sistemin, anayasal rejimin Başbakanlıkçı sisteme döndüğü ifade ediliyor.

ÜNAL KACIR (İstanbul) - Hangi yıllara ait o? 2012 öncesine ait herhâlde.

ATİLLA KART (Devamla) - Bakın değerli arkadaşlarım, bu sürçle bağlı olarak bu kurulun lağvedilmek istenip istenilmediğine dair tartışmalar başladı. Tarafımızdan ve Adana Milletvekili Ziya Yergök tarafından önergeler verildi, dönemin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı "Böyle bir çalışma yoktur." dedi. Üç ay sonra, dört ay sonra o kurul lağvedildi. Ne yapıldı? 2010 yılında bu kez, İnsan Hakları Kurumu adıyla bir kurum kuruldu ama o kurum doğrudan Hükûmet ajanlarından, Hükûmetin memurlarından oluşuyordu.

ÜNAL KACIR (İstanbul) - Hükûmet ajanı ne demek ya? Ne kadar ayıp ya.

ATİLLA KART (Devamla) - Aslında bakın, Adalet ve Kalkınma Partisinin 2014 yılında ortaya çıkardığı fotoğrafı, yönetim anlayışını İnsan Hakları Danışma Kurulu 2004 yılında, on yıl evvel üstün bir öngörüyle ve analizle ortaya koymuştu.

Değerli milletvekilleri, siyaset bilimi anlamında değerlendirme yapıldığında aslında Adalet ve Kalkınma Partisinin kendisini demokrat muhafazakâr olarak tanımladığını biliyoruz. Sizler de bu kimliği benimsiyorsunuz.

Ben o görüşlere katılırım katılmam ayrı bir konu ama nedir? Tutarlı olmak kaydıyla -siyaset bilimi anlamında- her ideolojik görüşe saygı duyarım. Bu, demokrasi anlayışımızın da gereğidir. Ama neyi görüyoruz? Bu kimlikle kendisini tanımlayan Adalet ve Kalkınma Partisinin, kişisel, siyasi ve ekonomik çıkar sağlamak amacıyla her türlü Makyavelist yöntemi kural hâline getirdiğini ve ayrıca, siyaset anlamında da, siyaset bilimi anlamında da aslında anarşist bir anlayışa sahip olduğunu görüyoruz.

MEHMET METİNER (Adıyaman) - Size ne, size ne. Sizi ilgilendiren bir durum yok.

ATİLLA KART (Devamla) - Bu, gerçekten, siyaset bilimi anlamında analiz edilmesi gereken, bu anlamda siyaset bilimciler...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kart.

ATİLLA KART (Devamla) - ...için muazzam bir deney olan bir yönetim anlayışını, kadroyu ortaya koyuyor.

MEHMET METİNER (Adıyaman) - Neyi nasıl yapacağımıza biz karar veririz.

ATİLLA KART (Devamla) - Tabii, bunları konuşmaya, bunları müzakere etmeye medeni cesaretinizin, o yüzleşme sorumluluğunuzun olmadığını görüyorum. Bunları anlatmaya devam edeceğiz değerli arkadaşlarım.

MEHMET METİNER (Adıyaman) - Boş laflar ya. Ne siyaset bilimi ya.

ATİLLA KART (Devamla) - Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)