GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Hâkimler ve Savcılar Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri
Yasama Yılı:5
Birleşim:20
Tarih:27.11.2014

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Evet, arkadaşlar, size bir şeyi hatırlatmak istiyorum: Çözüm süreci, barış süreci... Ancak barış, adaletin olduğu bir yerde olur. Yani adalet yoksa, siz istediğiniz kadar barışın, o barış kalıcı olmaz. Yani bir hukuk devletinde bunun güvencelerinin olması lazım.

Dikkat ediyor musunuz Meclis bugün, dün, evvelsi gün ve önümüzdeki günler nelerle meşgul. Meşgul olduğumuz konulara bakın: Yargıda makul şüpheyi getirmek, yargıda avukatın sözünü kesmek, yargıda baskı yasalarını getirmek, yargıda kadrolaşmak. Yani gerçekten insan şaşırıyor. Yani zaten kadrolaşma var. Hemen arkasından güvenlik paketi geliyor.

Bu güvenlik paketinde, bir polis -artık hâkime, savcıya, mahkemeye de gerek yok- istediği gibi "dur" diyecek, üstünüzü arayacak, arabanızı arayacak, evinizi arayacak. Gecenin birinde, sıfırında, bilmem kaçında, istediği saatte gelip gidecek, istediğini yapacak. Zaten o zaman adliyeye madliyeye, hâkime, hukuka ihtiyacın kalmayacak bir süreci yaşayacaksın. Şimdi, siz, bu baskı yasalarıyla adaleti gerçekleştiremezsiniz. Bu, hiçbir çözüm getirmez, derdinize derman olmaz.

Bakın, bugün Türkiye'nin gerçek gündemini niye konuşamıyoruz? Cezaevlerinde 158 bin hükümlü var, bunun 22 bini sadece tutuklu. Geri kalan hükümlülerin infaz hukuku, insani koşulları, yaşadığı durum ve kiminin, işte, infazla ilgili, sürelerle ilgili, hastalıklarıyla ilgili birçok talebi var. Bununla ilgili bir çalışma Meclise geldi mi hiç? Yok.

Bakın, yakında bir seçime gideceğiz. En çok milletin iradesinden bahsedenler bu kürsüye her geldiğinde "Sandıktan çıktık." E tabii sandıktan çıktın kardeşim, kimseye "Dingo'nun ahırından çıktın." demedik ki veya başka bir laf da kullanmadık ki. Fakat sandıktan nasıl çıkılıyor, onu gelin konuşalım. Hâlâ Kenan Evren'in seçim sistemiyle, yüzde 10 barajıyla sandıktan çıkarmak millî iradenin tecelli ettiği anlamına gelmiyor, adil yargılama anlamına gelmiyor, adil temsil anlamına gelmiyor. Adil temsil bu şekilde yüzde 10 barajıyla sağlanmaz. Yüzde 7 seçim, hazine barajıyla...

Bakın, 534 milyon lirayı bu seçimlerde de sadece üç parti kendi aranızda bölüştüreceksiniz. Bunlar adaletsiz şeyler, bunların değişmesi lazım. Çözüm sürecinde gerçekten demokratik siyasete dönmeyi istiyorsanız, silahların bırakılmasını istiyorsanız siyasetin yolunu açın. Gelin, şu seçim barajını indirelim. Seçim barajını indirelim ki insanlar gelsin, siyaset yapsın, milletvekili olsun, burada siyaset çözümü arasınlar. Niye direniyorsunuz yüzde 10'da? İlla Kenan Evren'in yasalarında direnip asılmanın ne anlamı var?

Bakın, bunu sürekli işleyeceğiz. Bu çözüm sürecinin fikirlerinin konuşulmasının kapısını açan tek yoldur. Bütün siyasi partiler bu konuda sorumlu.

Ana muhalefetin kanun teklifi var, bizim kanun teklifimiz var. Sayımız yetiyor; AK PARTİ, ana muhalefet, HDP ve gelin -Anayasa değişikliği- bir geçici madde var, onu kaldıralım, seçim barajını makul bir düzeye indirelim ve seçimlerde milletin iradesinin önünü açalım. Millet istediğini milletvekili yapsın, istediği gibi seçimini yapsın, sandığa gelsin, özgür iradesine yol verelim, milletin iradesi bu kürsüye yansısın. Burada lider sultası son bulsun, parti içi hukuk işlesin. Gelin, Türkiye'nin gerçek gündemini konuşalım.

Arkadaşlar, hepimizi makul şüpheli durumuna sokarak Türkiye'de huzur, demokrasi, barış olmaz; inanın olmaz. Bu yollara, otuz dört senedir seçim rantlarına, darbe hukukuna sığınmanın artık bir anlamı, ahlaki bir boyutu da kalmadı. Gelin, bunu değiştirelim. Bu, milletin talebidir, halkın talebidir. Hepinizden bunu bekliyoruz yani gelin, gündeme dönelim diyoruz. (HDP sıralarından alkışlar)