| Konu: | Hâkimler ve Savcılar Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 20 |
| Tarih: | 27.11.2014 |
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Erdoğan "2002'den bu yana kaç cezaevi kapandı, açıldı?" sorusunu sordu. 2002 dâhil, bugüne kadar 94 tane cezaevi açılmış ama bu süre içerisinde de 247 tane cezaevi kapatılmış, bunu ifade edebilirim. Şu anda 156.232 tutuklu ve hükümlü cezaevlerinde var. Tabii, cezaevlerindeki tutuklu, hükümlü sayılarında artış var. Bu çok açık, net ortada. Bunun da değişik nedenleri var. Sadece suç işleme oranının artması değil, yeni Ceza Kanunu ceza miktarlarını artırdı, bir. İkincisi, eskiden cezaların infazı yüzde 40'tı, şimdi cezanın üçte 2'si infaz ediliyor. Tabii, infaz süreleri oldukça artırıldı, içeride insanlar daha fazla kalıyorlar. Bu da diğer bir etken. Tabii, yeni suç türleri ortaya çıktı. Bunlar nedeniyle de mahkûmiyetlerde artış var. Öte yandan, dosyaların karara bağlanma konusu hakeza bunlar da artışa neden olan hususlar. Daha bunun pek çok nedeni var. Bir de suç ve suçluyla mücadele konusunda tabii daha aktif bir yapı da ortaya çıktı. İmkânların artması, delilleri toplama konusundaki teknolojik gelişmeler de bunda etken ama daha pek çok neden var. Bunu özellikle ifade etmek isterim.
Şu anda cezaevlerimizde kapasitenin üstünde bir doluluk oranı var, bunu biz de fark ediyoruz. Bu oranları daha iyi bir noktaya çekmek için de çalışmalarımız devam ediyor. İnşaatı bitmek üzere olanlar var, devam edenler var, proje aşamasında olanlar var. Biz oradaki doluluğun makul bir seviyede olmasını ve herkesin daha rahat bir ortamda cezasını çekmesini arzu ediyoruz. Bunun için de Bakanlık olarak çalışmalarımız devam ediyor. Bir tanesi bu.
Öte yandan, Sayın Dibek bir soru sordu. Ben onun cevabını alınca sizinle paylaşacağım, arkadaşlarımız takip ediyorlar.
Sayın Acar'ın sorduğu soru. Tabii bir başdanışmanın açıklamasıyla ilgili sorular sordu ama onun cevabını siz oradan alırsanız daha iyi. Çünkü ben Bakan olarak bir başdanışmanın görüşlerini tevil etmek, açıklamak, ona destek vermek, falan demek gibi bir makamda değilim ancak sizin bu sorunuzla irtibatlı başka arkadaşlarımızın da benzer nitelikte soruları oldu 17 Aralık, 25 Aralıkla ilgili. 17 Aralık, 25 Aralık hadiselerinin ne olduğu konusunda herkes farklı bir değerlendirme yapıyor. Bazıları bunun bir yolsuzluk operasyonu olduğunu söylüyor, bazıları bunun bir darbe teşebbüsü olduğunu söylüyor, bazıları bunun Hükûmeti indirmek veyahut da başka bir şekilde itibarsızlaştırmak için planlı, düzenli bir operasyon olduğunu.
TANJU ÖZCAN (Bolu) - Sizin vicdanınız ne söylüyor Sayın Bakan?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Herkes farklı bir noktadan bakıyor.
TANJU ÖZCAN (Bolu) - Vicdanınızı sordum.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Ama, bu noktada işin doğrusu ne zaman ortaya çıkacak? Elbette yargılamadan sonra çıkacak ve bunun üzerindeki siyasal rekabet konusu, bu konular yapılırsa bundan herkes zarar görür.
Bakın, manşetler atılıyor. İnsanlar otuz yıl, kırk yıl, elli yıl, yetmiş yıl uğraşıyor, bir itibar kazanıyor. Milletvekili olarak, bakan olarak, insan olarak hepimizin onuru kıymetlidir. Ama gazetenin biri bir gün bir manşet atıyor, o manşetin yaptığı tesiri Türkiye'nin bütün hâkimleri bir araya gelip berat kararı verse o manşeti oradan silemiyor. Onun için insanların itibarını, onurunu, haysiyetini herkesin koruması, gözetmesi lazım; bu Parlamentonun daha fazla gözetmesi lazım.
GÖKHAN GÜNAYDIN (Ankara) - Önce herkesin kendisinin gözetmesi lazım, önce kendisinin.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Soruşturmanın gizliliği çok önemli. Bunun en önemli nedeni şu: Lekelenmeme hakkının gereğidir. İnsanlar soruşturulurken eğer aleniyet olursa -belki takipsizlik çıkacak, belki dosya ileri gitmeyecek- oradan lekelenmesinler ama masumiyet karinesi de var yargılanmayla alakalı.
GÜRKUT ACAR (Antalya) - Balyoz davasında niye düşünmediniz Sayın Bakan?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Şimdi, biz, bakın, hem lekelenmeme hakkı çiğneniyor, hem masumiyet karinesi çiğneniyor ve hepimiz diyoruz ki: "Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar hiç kimse suçlu kabul edilemez." Öte yandan da insanları yargıladık, iddiayı tanzim ettik, kestik faturayı, cezayı da infaz ediyoruz.
GÜRKUT ACAR (Antalya) - Balyoz'da, Ergenekon'da nasıl oldu Sayın Bakan?
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sen de onu yapıyorsun.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Bakın, ben, Balyoz, Ergenekon'da da benzer lafları söyledim, tutanaklar şahittir. Toplum ikiye bölündü; yarısı suçlu, yarısı suçsuz. Ben bunun ikisinin de yanlışlığını defalarca söylemiş insanlardan bir tanesiyim. O dönemde de bu ikiye bölünme yanlıştı, şimdi de yanlış. Bizim, hepimizin gerçeğin peşinde olmamız lazımdır.
GÖKHAN GÜNAYDIN (Ankara) - Hadi ya!
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Eğer bir ülkede herhangi bir grubun ülkenin Hükûmetine karşı yargının içerisinde kendisine yakın olan kişileri kullanarak bir iş yapmaya teşebbüs ettiğine dair iddialar varsa bunu hepimizin dikkate alması lazım. Yargı bağımsız olacak, tarafsız olacak; bu, hukuk devletinin olmazsa olmazı ama bu bağımsızlık, tarafsızlık hiçbir şeyle bağlı olmamak anlamına gelmez.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) - Sayın Bakan, savcıları telefonla arayan sizdiniz ama.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Olacak, olacak, bağımsız değil, olacak.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Anayasa'yla, kanunla, hukukla ve bunlarla uygun vicdanla bağlılığı ifade eder, bunun dışındaki bağlılıkları reddeder. Eğer bir ülkenin hukukunu uygulayanlar içerisinde bu bağlılıkları hâkim ve savcılar uygularsa yani Anayasa, kanun, hukuk ve bununla uyumlu vicdani kanaatleriyle karar verirlerse hukuk devleti orada güçlü olur, burada tereddüt olursa hepimizin şikâyeti artar. Onun için, Hükûmeti bu olaylar üzerinden yıpratmak için görüşler ileri sürülebilir ama yargının, ülkenin içerisinde görev yapan bazı kamu görevlilerinin Anayasa ve yasayı tanımayan bir şeyi ortaya çıkarsa o zaman hep beraber onun karşısında da birlikte olmamız lazım. Bakın, soruşturmalar başladı.
GÜRKUT ACAR (Antalya) - Savcıları değiştiriyorsunuz efendim.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Soruşturmalar başladı. Soruşturmaları başlatanlar cumhuriyet savcıları, herkes...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Öncekileri niye değiştirdiniz? Onlar savcı değil mi?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Sayın Başkanım, izin verirseniz sadece şunu söyleyeyim.
BAŞKAN - Buyurun, cümlenizi bitirin.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Savcıların iddianameleri ve hazırlıklarına herkes değer verdi ama soruşturmanın devamında da başka savcılar bunlarla ilgili kararlar verdi, takipsizlik kararı. Şimdi, soruşturmayı başlatan savcılar doğru, dürüst, hakka, hukuka uygun; soruşturmayı nihayetlendiren savcılar ise tam tersi, böylesi bir algı.
CEMALETTİN ŞİMŞEK (Samsun) - Ne olacak?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - O da savcı, o da savcı, onun görüşü niye çok kıymetli, öbürününki niye, onun kararı niye öyle, öbürününki niye öyle; bu tamamen siyasi duruşla ilgilidir.
Soruşturma Komisyonunun gizlilik kararı... Soruşturma komisyonları, hepiniz çok iyi biliyorsunuz ki bir adli soruşturmayı savcı gibi Meclis adına yürüten komisyondur. Savcılık vazifesi yapıyor, Ceza Muhakemesi Kanunu'nu soruşturma sürecinde uyguluyor. Soruşturma gizlidir. Eğer böyle bir gizlilik ihtiyacı duyduysa öyle bir karar talep edebilir, hâkim de böyle bir karar verebilir. Bu talep, bu karar hukuka uygun mu değil mi, ona bakmamız lazım. Bu, hukuka uygun. İnsanların onurunu, haysiyetini siyaseten de olsa ayaklar altına almak hiçbirimize yakışmaz diyorum.
Ben tekrar teşekkür ediyorum.