| Konu: | Hâkimler ve Savcılar Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 20 |
| Tarih: | 27.11.2014 |
İLHAN CİHANER (Denizli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
"Yasa benim için önemli değil." Bu sözü, yaptığımız işle ilgili olarak partinizin ve Hükûmetin üst aklının tespitinden alıyorum. Birkaç gün önce, görevleri arasında Anayasa'nın uygulanmasını gözetmek olan ve gölgesi hâlâ iktidar partisini yöneten, bu özellikleri nedeniyle de acaba "Cumhurbaşkanı" mı, "Başbakan" mı, yoksa "başkan" mı desek bilemediğim, belki de "cumhurbaşbakanımsı" demenin en uygun olacağını düşündüğüm Recep Tayyip Erdoğan söyledi. Bu söz, Başbakanlığı döneminde yargıya olan güveni yüzde 20'lere gerileten, hukuku katledenlerin altına kendi zırhlı aracını tahsis eden, yargıyı toptan götürü usulde bir çeteye ihale eden birinden çıkmamış olsaydı belki anlamlı olabilirdi, tartışabilirdik ama bu hâliyle genel olarak ülkeyi, özel olarak da yargıyı bu hâle getiren yöntemsel hataları ortaya koyduğu için söyledim.
İlk yöntemsel hata -bu kürsüde çok tekrar ediliyor ama bir kez daha tekrar edelim- yasa yapımında ortak aklı ve birikimleri dışlayan usuller. Bu nedenle, yargının canına okuyan bu süreç "Kandırıldık." diye formüle edilip basitleştirilmeye çalışılıyor. Oysa "kandırılma" dediğimiz eylem bireyseldir. Kim kandırdı? Niye kandırıldı? Pazarlık neydi? Eğer bunları açıkça ortaya koyamazsak daha çok kandırılma olayıyla karşı karşıya kalabiliriz. Oysa yasama bir kişinin pazarlık becerisine, aklına, ferasetine terk edilemez. Tam da bu yöntemlerle yargı bu hâle geldi, gene aynı hataya düşülüyor. Aynı çerçevede, yaşadığımız sorun etraflıca, adlı adınca Parlamentoda tartışılmak yerine, suçlanan paraleller gibi, başka mutfaklarda işler kotarılıyor. Bu nedenle muhtemeldir ki gene aynı hatalara düşülecek. Oysa sorunumuz, Fethullah Gülen cemaatinin yüksek yargıda örgütlenmesi ve bu yapının yarattığı haksızlıkların telafi edilmesi. Eğer gerçekten amaç buysa başka bir yoldan gitmemiz gerekir. Yok, amacınız "cemaatle mücadele" adı altında 17-25 Aralık, tır davaları gibi soruşturmaların üstünü kapatmaksa gene çok fahiş bir hataya saplanacaksınız demektir.
Maddeye gelince: 33'üncü madde, öncelikle, bu yaşanan, yargıdaki yapılanmanın, örgütlenmenin yaşattığı mağduriyetleri telafi etmek için yapılmış bir düzenleme, öyle anlatıldı ancak "af" sözcüğü kullanılmakta. Af sözcüğü, bu suçtan, bu suçlardan dolayı mağdur olan hâkim, savcıların bile karşı olduğu bir kavram, her şeyden önce, bu mağduriyetleri, bu yapılan eylemleri meşrulaştırmış oluyor. Biz, verdiğimiz değişiklik önergesiyle her şeyden önce, ilk fıkradaki tarih kısıtını kaldırıyoruz ve yeni HSYK oluşuncaya kadar yapılmış olan, verilmiş olan tüm disiplin cezalarının HSYK'nın incelemesinden sonra, başvuru üzerine yeniden ele alınmasını teklif ediyoruz. Böylece, bu hukuksuzlukların sorumlusu olan müfettişlerin, hâkim, savcıların da yani o kumpasların parçası olan hâkim, savcıların da bu eylemlerinin affedilmesi gibi bir hukuksuzluğun önüne geçmiş oluyoruz.
Bunun dışında, aynı maddenin son fıkrası, bu konuda yani disiplin cezaları nedeniyle affedilen hâkim, savcıların bu nedenle, herhangi bir şekilde, geçmiş süreler için özlük hakları ve parasal yönden bir talepte bulunamayacaklarını düzenliyor. Bu da başlı başına anlaşılmaz bir hüküm çünkü mademki bu yaşanan süreçteki bir hukuksuzluğu tespit ediyoruz, niçin bu meslektaşlar özlük haklarından ve parasal yönden bir taleplerinden yoksun kalsınlar? Bunun da ortadan kaldırılması gerekir. Bu fıkranın da komple çıkarılmasını istiyoruz.
Gene, en az disiplin cezaları kadar başka bir hukuksuzluk da hâkimler, savcılar için getirilen performans değerlendirme ve geliştirme formları. Bu formlar, bir çeşit fişleme niteliğinde ve hâkim, savcıların terfilerinde, görevlendirilmelerinde esas alınan formlar. En az disiplin cezaları kadar bu formlar nedeniyle de yaşanmış hukuksuzluklar, mağduriyetler var ve hâkim, savcıları geri kalan terfileri nedeniyle belki de emekliliklerinde bile takip edecek haksızlıklara yol açmakta. Bu nedenle, önceki HSYK döneminde düzenlenmiş tüm performans değerlendirme ve geliştirme formlarınında dosyalarından çıkarılmalarını talep ediyoruz ancak bu şekilde tutarlı bir telafi gündeme gelecektir. Aksi takdirde, haksızlıklar devam edecektir.
Teşekkür ediyorum. Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)