| Konu: | Hâkimler ve Savcılar Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 21 |
| Tarih: | 02.12.2014 |
TUFAN KÖSE (Çorum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yine bir AKP klasiğiyle karşı karşıyayız. Altı ay önce değiştirdiğimiz bir kanunu bugün yine altı ay önceki hâline getireceğiz. Nedir bunun gerekçesi?
Bir 17-25 Aralık operasyonları geçti. Bu sizde bir fobi yarattı. O dönemde hemen ne yaptınız? Makul şüpheyi kaldırdınız, somut delillere dayalı kuvvetli şüpheyi getirdiniz. Niye? Soruşturmaları engellemek için. Maalesef bunda da başarılı oldunuz. Bugün iş sizden artık kurtuldu, yeniden kanunu değiştiriyorsunuz ve makul şüpheyi yeterli hâle getiriyorsunuz. Tabii, bunu nasıl yutturacaksınız millete, haziran ayında göreceğiz. Şimdi biz bu maddenin tamamen çıkartılmasını istiyoruz ama hiç olmazsa, tamamını çıkartmayacaksanız bile - çünkü Komisyon ve Hükûmet öyle diyor- bu suç işlemek için örgüt kurmak suçunu katalog suçlardan çıkartırsak eğer, yarın kötü niyetli bir savcının eline bir koz vermemiş oluruz. Bunu değerlendirmenizi istiyorum.
Tabii, Türkiye'nin gündemi hızla değişiyor. Türkiye'nin gündeminde bugün ne var? 19'uncu Eğitim Şûrası Antalya'da toplanmış. Tabii "Niye Antalya'da?" diye de sormak lazım. Biliyorsunuz Millî Eğitim Bakanlığında ismi "Şûra Toplantı Salonu" olan bir de salon var. Bu salon dururken milyonlarca lira masraflarla beş yıldızlı otellerde kimlerin gözünü boyamak istiyorsunuz merak ediyoruz; toplum da, vatandaşlarımız da bunu merak ediyor.
Yine son yıllarda her eğitim şûraları toplanmadan önce bir iktidar yanlısı, her iktidar yanlısı, işveren yanlısı sendika gibi sarı sendika olan Eğitim-Bir-Sen sendikası bir açıklama yaptı. Onlar da kendi aralarında bir eğitim ve ahlak şûrası düzenlemişler; demek ki kendilerinde eksik bir şey buluyorlar.
FARUK BAL (Konya) - Hangi ahlak?
TUFAN KÖSE (Devamla) - "Hangi ahlak?" çok doğru söylüyorsunuz.
Tabii Millî Eğitim Bakanı burada yok ama sormak istiyorum: Bu Millî Eğitimde din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenlerinin dışında ya da Eğitim-Bir-Sen sendikasının üyelerinin dışında okul müdürü ya da müdür yardımcısı olacak hiç öğretmen yok mu? Tabii bunu da sorgulamak gerekiyor.
Bu Hükûmetin yancısı olan sendika bir şey söylemiş; demiş ki: "Karma eğitime son verilsin. Böyle bir talebimiz var. Şûranın gündeminde yok ama biz şûrada bunu gündeme getireceğiz." diye böyle bir karar almışlar. Ne demişler karma eğitime son vermek isterken? Demişler ki:" Devamsızlık azalacak..." Başarı artacakmış, okulda da şiddet azalacakmış; var mı bilimsel bir verisi? Yok. Var mı bir bilimsel araştırma? Yok. Hayatın içerisinde ayrı yaşamadığımızı göre okullarda ayrı zaman geçirmeyi hangi mantıkla izah ediyorsunuz acaba? Soruyorum ben AKP'li arkadaşlarıma, Hükûmet yetkililerine.
Yine kadın ve erkeği taa okul çağında birbirlerinden koparacaksak, o zaman aynı işyerlerinde de çalıştırmayalım biz bunları, aynı metroya da bindirmeyelim, otobüse de bindirmeyelim, uçağa da bindirip seyahat ettirmeyelim, Mecliste de oturtturmayalım hep beraber milletvekillerini. Yani niyetiniz ne? Niyet belli; kadınları hep birlikte eve kapatmak, kadınsız bir toplum yaratmak.
Değerli arkadaşlarım, bu toplumu çok böldünüz. Bu toplumu Kürt-Türk diye böldünüz, Alevi-Sünni diye böldünüz, başörtülü başörtüsüz diye böldünüz; hiç olmazsa, cinsiyete dayalı bir bölücülük de yapmayın, bari bunu yapmayın.
Şimdi, Mustafa Kemal Atatürk 1.Eğitim Maarif Kongresini topluyor, sene 1921 daha, daha cumhuriyet falan ilan edilmemiş ve kongreyi açmaya geliyor toplantı salonuna, bakıyor ki kongreyi açarken kadın öğretmenler ile erkek öğretmenleri ayrı oturtmuşlar. Öğretmenler Derneğinin Başkanını çağırıyor, "Siz ne iş yaptınız?" diyor kızgın bir ses tonuyla "Ne iş yaptınız siz?" "Ne yaptık?" falan işte, telaşlanıyorlar. "Siz toplantıya çağırdığınız kadın öğretmenleri niye erkeklerden ayrı oturtuyorsunuz? Kendinize mi güveniniz yok, yoksa hanımların iffetine mi güveniniz yok?" Şimdi soruyorum ben AKP'li arkadaşlarıma; kendimize mi güvenimiz yok, yoksa hanım arkadaşlarımıza mı güvenimiz yok da 6 yaşında, 7 yaşında, 8 yaşında, 10 yaşında, 15 yaşındaki kız öğrencilerimizi erkeklerden ayıracağız? Yani bir toplumun yarısını ihmal ederek, onu toplumdan soyutlayarak, kadınları evlerine kapatarak bu ülkeyi nereye götürme şansımız var, ilerletme şansımız var mı?
Buradan uyarıyorum, bu Eğitim Şûrası'ndan alınacak kararlar gelecek dört yılımız, gelecek kırk yılımızı etkileyecektir. Bu konuyu hassasiyetle sizler de takip edin. Özellikle, AKP'nin kadın milletvekillerini özellikle uyarmak istiyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)