| Konu: | Hâkimler ve Savcılar Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 21 |
| Tarih: | 02.12.2014 |
EROL DORA (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 655 sıra sayılı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 44'üncü maddesi üzerinde Halkların Demokratik Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Ceza Muhakemesi Kanunu'nda taşınmazlara, hak ve alacaklara el koyma maddesini düzenleyen 128'inci maddesine "Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar" bendi eklenerek anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar yani TCK'nın 309 ve 316'ncı maddeleri bu kapsama dâhil edilmektedir. Böylece, çerçevesi son derece muğlak bir kanun maddesiyle hemen her türlü muhalif, demokratik tepkinin anayasal düzene karşı suç kapsamına sokulmasıyla el koyma tedbirlerinin uygulanmasının yolu açılmaktadır.
Değerli milletvekilleri; kanun teklifiyle taşınmazlara, hak ve alacaklara el koyma kararlarının verilmesinde çerçevesi ve sınırları açıkça belirtilmemiştir. Son derece yoruma açık olan ifadelere ve suç tanımlarına yer verilmesi, Türkiye'de insan hak ve özgürlüklerinin kısıtlanması ve zayıflatılması yönünde bir adımdır. Bu bakımdan kabul edilemez.
Söz konusu TCK 309'uncu maddede yer alan "Anayasa'yı ihlal" ve TCK 312'nci maddede yer alan "Hükûmete karşı suçlar" üzerinden yapılacak soruşturmalarla kimi keyfî uygulamaların da işin içine katılmasıyla iktidarın muhalefet üzerinde yıkıcı ekonomik sonuçlar ortaya çıkarabilecek operasyonel girişimlerine meşru bir zemin kazandırılmak istenmektedir.
Değerli milletvekilleri; öncelikle TCK madde 302'de yer alan ve "Cebir ve şiddet şartı içermeyen devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak" suçu kapsamında yer alan bir fiil işleyen kimse şeklinde tanımlanan suçlar birlikte uygulandığı durumlarda, el koyma tedbirinin mevcut yönetime yönelik memnuniyetsizliğini dile getiren neredeyse herkese uygulanabileceği söylenebilir.
Bu düzenlemeyle yurttaşlarca temel hak ve özgürlük taleplerinin dile getirilmesi hakkı bile ortadan kaldırılmak istenmektedir. Öyle ki temel haklar konusunda sesini yükselten kesimler kolaylıkla "Anayasal düzenin işleyişine karşı suç işlemek" adı altında kovuşturmaya uğrayabilecektir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; mülkiyet hakkını koruyan en temel ve bağlayıcı hukuki metinlerden biri de Türkiye'nin de tarafı olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin Ek 1'inci Protokolü'nün 1'inci maddesidir. Sözleşmeyle koruma altına alınan mülkiyet hakkı, madde metninden de anlaşılacağı üzere, mutlak yani sınırlanamaz bir hak değildir. Sözleşmede öngörülen şartlar çerçevesinde sınırlanabilir. Ancak, sözleşmede, bu sınırlamanın ilk şartı, sınırlamanın esasına ilişkin şart olan "kamu yararı" amacına matuf olmak gerekliliğidir.
"Kamu yararı" geniş bir kavram olmakla ve olayın şartlarına göre belirlenmesi gerektiğinden, yasa koyucu olarak devletin ve uygulayıcı olarak mahkemelerin burada tayin edici bir takdir hakkı bulunmaktadır. Ancak, her halükârda devlet veya mahkeme bu takdir hakkını bu hakkın özüne zarar vermeyecek biçimde kullanmak zorundadır.
Değerli milletvekilleri, kamu yararı düşüncesiyle mülkiyet hakkı üzerine getirilen kısıtlamaların "hakkın özüne zarar verip vermediği" ise ancak ve ancak ilgili kanunların son derece titiz bir biçimde hazırlanmasına bağlıdır. Oysa "Anayasal düzenin işleyişine karşı suç işlemek" biçiminde tarif edilen bir cürüm, net bir ifade değildir. Bizatihi bu ifade, iktidarlar karşısında muhaliflerin pasivize edilmesi adına her türlü keyfî uygulamaya kapı aralayacak niteliktedir.
Bu doğrultuda, Türkiye'nin bir an önce özgür ve politik yurttaşlardan korkan ve keyfî uygulamaların yaygınlaştırıldığı katı ve çarpık bir devlet anlayışından vazgeçerek, evrensel demokratik ilkelerin birincil referanslar olarak kabul edildiği demokratik bir cumhuriyete evrilmesi hepimizin asli görevidir diyor, Genel Kurulu tekrar saygıyla selamlıyorum.