GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Hâkimler ve Savcılar Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri
Yasama Yılı:5
Birleşim:21
Tarih:02.12.2014

REŞAT DOĞRU (Tokat) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Görüşülmekte olan kanun teklifinin 44'üncü maddesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak vermiş olduğumuz önergeyle ilgili söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Önergemiz, uygulamada adaletsiz sonuçlar doğurabilecek tereddütlerin ortadan kaldırılması amacıyla verilmiş, hazırlanmıştır.

Kanun taslağının 44'üncü maddesiyle "Devlet düzeni ve refleksine yönelik her türlü suç şüphesinde koruma tedbiri alıyoruz." denilerek arama kararlan, el koyma gibi fiilî işlemler yapılabilecektir. Ancak, başlangıçta kanun taslağının tanımına göre makul, önemli bir değişiklik olarak kabul edilebilir. Ancak, son zamanlarda hukukun partizanca ve temel insan hakları gözardı edilerek uygulandığı göz önüne alınırsa, el koyma tedbirlerinin sınırları çizilmemiş olduğu için keyfî olarak uygulanırsa, iktidar, muhalifleri üzerinde yıkıcı, ekonomik ve siyasi sonuçlar çıkarabilir. Sonuçta temel hak ve özgürlükler darbe alacak ve büyük bir baskı unsuru da oluşturacaktır.

Son zamanlarda ülkemizde Doğu ve Güneydoğu bölgelerimize baktığımızda, devletin bütün kurumlarının nasıl yıprandığını, yok edilmekte olduğunu açık ve sarih bir şekilde görmekteyiz. Terör örgütü bölgeye tam olarak hâkim olmak üzere her türlü çalışmayı yapmaktadır. Yol kesmeler, kimlik kontrolleri, yerini vergi toplamaya, mahkeme kurmaya ve son olarak da terör örgütünce vali atamaya kadar götürmüştür. Ancak, bu olup bitenler, ülkemizin AKP iktidarında nerelere geldiğinin bariz göstergesidir. AKP iktidarı bölücülüğün önünü açmış, terör örgütünün elini güçlendirmiştir. Devlet bütün kurum ve kuruluşlarıyla iflas ettirilmeye doğru gitmektedir ve çalışılmaktadır. Sonuçta o bölgelerdeki ağır travmalardan ülkemiz ilerdeki dönemlerde çok ama çok çekecektir. Kandil ve İmralı'nın ülkeyi yönetir konuma getirilmesinin faturası çok ağır olacaktır. Sonuçta, gelinen noktada kardeşlik değil, düşmanlık yaratılmakta; insanlar birbirlerine hasımla bakmaktadırlar. Ancak, bütün bu olup bitenler karşısında adalet mekanizması sessiz bir bekleyiş içerisindedir. Adalet mekanizması, maalesef, görev yapmamaktadır. Her geçen gün gelen yeni kanun tasarılarıyla da adalet mekanizmasıyla nasıl oynandığını hep beraber görmekteyiz.

Kanun tasarıları aceleyle Türkiye Büyük Millet Meclisinde tam olarak incelenmeden, değerlendirilmeden kanunlaştırılmaktadır. Çıkarılan her kanun içerisine birilerini koruyup kollamak için gizli bölümler konulmaktadır. Kamuoyunun dikkatinden de kaçırılmaya çalışılmaktadır. 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonları unutturulmaya çalışılmaktadır. Kamuoyu vicdanı rahatsızdır. Bu konuda da yapılan bütün çalışmalar yakinen takip edilmektedir. Özellikle, kurulan komisyon çalışmalarının nerelere gelmiş olduğu ve kamuoyundan bazı şeylerin gizlenmekte olduğu da herkesin gözleri önündedir. Bütün bu olayları kapatmak için de gündem değiştirilmekle ilgili kanun tasarıları kamuoyuna sunulmaya çalışılmaktadır.

Hâlbuki artık kesin olarak ortaya çıkmıştır ki ülkemiz üzerindeki bölünme senaryoları bir bir gerçekleşiyor. İnsanlar üzüntü içerisinde olup biteni yürekleri yanarak takip etmeye çalışıyorlar. Ayrıca, ekonominin ağır bunalımından dolayı halkın alım gücü kalmamış, esnafı, memuru, çiftçisi, emeklisi eziliyor ama hiç kimsenin umurunda değil.

Ülkemizin ekonomik durumu gittikçe ağırlaşıyor. Esnaflar yıllardan beri, süper ve hipermarketler kanununun Mecliste görüşülüp kanunlaşmasını istiyorlar, kanunlaşsın diyorlar ancak AKP iktidarı bu kanunun da gündeme gelmesini istemiyor. İnsanlar da bunun sonucu olarak ekmek teknelerini kapatmak mecburiyetinde kalıyorlar. Anadolu'da her mahallede, sokakta neredeyse bir süpermarket şubesi bulunuyor. Bunların bir tanesinin açılmasının da 50-60 esnafın kapanmasına sebep olduğu, maalesef, göz ardı ediliyor. Esnaf da kaderine küsüyor, psikolojik bunalıma giriyor ve işsizler ordusuna katılıyor.

Bunun yanında, Türkiye KAMUSEN Araştırma Merkezi 2014 Ekim ayına ait asgari geçim endeksi sonuçlarını açıklamıştır. Türkiye İstatistik Kurumundan alınan Ekim 2014 fiyatlarına göre yapılan araştırmada çalışan tek bir kişinin yoksulluk sınırı 2.029 lira olarak hesaplanırken 4 kişilik bir ailenin geçim haddi ise 4.100 lira civarındadır. Yani 4 kişilik bir ailenin ortalama gıda harcamaları toplamı 1.560 liradır. Maalesef, bunları üst üste koyduğumuz zaman özellikle ücretli insanların ne kadar zor bir geçim içerisinde bulunduklarını hep beraber görüyoruz. Yani yoksulluk sınırına doğru giden sosyal kesimler.

İşte bütün bunların burada gündeme getirilmesi gerekiyor, halkın, özellikle çiftçinin, emeklinin her türlü derdinin çözülmesi gerekir diye düşünüyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)