| Konu: | 7-17 Aralık Mevlâna Haftası ve Hazreti Mevlâna'nın 741'inci vuslat yıl dönümüne ilişkin |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 24 |
| Tarih: | 09.12.2014 |
MUSTAFA BALOĞLU (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Hazreti Mevlâna'nın 741'inci Vuslat Yıl Dönümü ve 7-17 Aralık Mevlâna Haftası sebebiyle şahsım adına söz almış bulunuyorum. Heyeti saygıyla selamlıyorum.
Mevlâna Celâlettin-i Rûmi 1207 yılında Horasan bölgesinin Belh şehrinde doğmuş, asıl adı Muhammed Celâlettin'tir. "Mevlâna" ve "Rûmi" de kendisine sonradan verilen isimlerdir.
"Efendimiz" manasına gelen "Mevlâna" ismi ona genç yaşlarda Konya'da ders okutmaya başladığı tarihlerde verilmiştir. Bu ismi Şemsi Tebrizî ve Sultan Veled'den itibaren Mevlâna'yı sevenler kullanmış, âdeta adı yerine sembolü olmuştur.
"Rûmi" ise "Anadolu" demektir. Mevlâna'nın "Rûmi" diye tanınması, geçmiş yüz yıllarda "Diyar-ı Rum" denilen Anadolu ülkesinin vilayeti olan Konya'da uzun müddet oturması, ömrünün büyük bir kısmını da orada geçirmesi ve nihayet türbesinin de orada olmasındandır.
Mevlâna'nın babası, çağının en büyük bilginlerinden Sultanül Ulema (Bilginlerin Sultanı) Bahaeddin Veled'dir. Babasının vefatından sonra Konya'da İplikçi Medresesinde vaazlar vermeye başlayan Mevlâna, birçok talebe yetiştirmiş, sultanlar ve vezirler de dâhil olmak üzere din ve ilim öğrenmek isteyen çok sayıda insanı etrafında toplamıştır. 1244 yılında Şemseddin Tebrizî'yle tanışmış ve bu tanışmanın ardından Hazreti Mevlâna yalnız büyük bir fikir adamı olmakla kalmamış, büyük bir tasavvuf ve gönül adamına dönüşmüştür. Şemsi Tebrizî'nin ölümünden sonra ise inzivaya çekilmiş. Hazreti Mevlâna 17 Aralık 1273 tarihinde Hakk'ın rahmetine kavuşmuş ve ölümü, yeniden doğuş, Rabb'ine kavuşma anı, âşığın maşukla buluşma anına benzetmiştir. "Ölüm günüm düğün günümdür." tabirini kullandığı için anma törenleri "düğün günü" ya da "vuslat günü" manasına gelen "Şebiarus" olarak adlandırılmaktadır. Onun düşüncesinde ve fikrinde ölüm hiçbir zaman yokluk olarak kabul edilmemektedir. "Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde aramayınız. Bizim mezarımız ariflerin gönüllerindedir." diyerek gönüllerdeki ölümsüzlüğe dikkat çekmiştir. "Herkes ayrılıktan bahsetti, bense vuslattan." ifadesiyle ölümün ayrılık değil, kavuşmak olduğuna dikkat çekmiştir. Yaşamını "Hamdım, piştim, yandım." sözleriyle özetleyen Hazreti Mevlâna her türlü kemale erişi aşkta görür. Onun bütün eserleri aşka dairdir çünkü aşk, hayatın aslıdır, özüdür, kainatın yaradılış sebebidir. Mademki varlığın mayası aşktır aşkın en ileri noktası olan Allah aşkı ve muhabbeti her şeyin üzerinde değere sahiptir. Hazreti Mevlâna bu düşünceden hareketle binlerce beyitle ilahi aşkı dile getirmiştir. Hayatı boyunca en ünlü eseri olan Mesnevî'nin yanı sıra Fihi Mâ Fih, Divan-ı Kebir, Mecalis-i Seb'a ve Mektubat eserlerini vermiştir. Hazreti Mevlâna'nın oğlu Sultan Veled Mevleviliği bir tarikata getirmiş, semayla birlikte musikiyi de Mevlevi ayinlerine dâhil etmiştir.
İlmiyle hem Doğu'da hem Batı'da çeşitli din ve kültürden pek çok insanın gönlünde taht kuran Hazreti Mevlâna vuslatının üzerinden yedi yüz kırk bir yıl geçmesine rağmen sevgi ve birlik felsefesiyle kendi zamanını aşarak bütün dünyayı hâlâ ışığıyla aydınlatmaktadır. "Gel, ne olursan ol, yine gel." diyerek her dilden, her dinden, her renkten insanı kucaklayan Hazreti Mevlâna'nın şahsı ve eserleri üzerinden milyonlarca kişi insan olmanın anlam ve değerini daha iyi kavramaktadır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bütün savaşların, şiddetin ve haksızlıkların hüküm sürdüğü bir dünyada Hazreti Mevlâna gibi bir ilim ve irfan kaynağına derinden ihtiyaç hissetmekteyiz. "Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguyu paylaşanlar anlaşırlar." Diyen, evrensel barışın, sevginin ve hoşgörünün simgesi olan Türk-İslam dünyasının bu büyük düşünürü ve mutasavvıfını anlama ihtiyacı her geçen gün daha da artmaktadır. Hazreti Mevlâna'nın -Şebiarus'u vesile kılıp- onun büyük bir mütefekkir, büyük bir insanıkâmil olduğu insanlığa anlatılmalıdır. Onun çağrısı Hakk'a, hakikate, doğruluğadır. Hazreti Mevlâna'nın tüm insanlığa yol gösteren evrensel mesajlarını yaşatmak ve bizden sonraki nesillere aktarmak hepimizin görevidir.
741'inci Vuslat Yıl Dönümü'nde Hazreti Mevlâna'yı rahmet ve şükranla anıyor, hepinizi Konya'da 17 Aralık'ta yapılacak olan Şebiarus törenlerine davet ediyor, saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)