| Konu: | Bisikletçilerin yaşadıkları sorunlara ve 9 Aralık Uluslararası Yolsuzlukla Mücadele Günü'ne ilişkin |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 24 |
| Tarih: | 09.12.2014 |
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, tabii, gündem dışı konuşmalarda o gün ülkede bulunan sorunlar, can yakan sorunlar neyse esas onların gündeme alınması gerekirken daha önceden bu konuda dilekçe verdiğim için asıl can alıcı olan konuya gelmek istiyorum.
Değerli arkadaşlar, yolsuzluk demek ahlaksızlık demektir, yolsuzluk demek haysiyetsizlik demektir; ülkede 80 kişinin istisnai memurluğa alınma yoluyla... Umudunu sınava bağlamış olan, umudunu başarıya bağlamış olan, iş, aş bekleyen insanlarımızın sorunları çok yüksek. Nedir? Yolsuzlukla ilgili, 4 tane bakanla ilgili dosya varken 80 tane dosya daha oldu. 80 tane dosya ne demek? 80 tane AKP'li milletvekilinin, bakanın eş, dost çocuklarının istisnai yolla memurluğa atanması demek. Bu ne demektir? İnsanların umuduyla oynamak demektir. Yolsuzlukla mücadeleyle ilgili iktidara geldiniz, yolsuzluğun tam ortasına, tam göbeğine, tam çukura düştünüz. Yani burada KPSS sınavlarıyla ilgili bir kanun teklifi verdim ben, bundan sonra AKP'li milletvekilleri ve bakanların çocukları, yakınları KPSS'den muaf olsun. Gerçekten de bu sizlere yakışıyor. Eğer rüşvetle, yolsuzlukla mücadele etmek istiyor isek sizden istirhamım o sorumlu makamlarda oturan insanların ve bunlara iş tutan, bu işi, zemini hazırlayan kişilerin o makamlardan istifa etmesi gerekiyor. Bakın, Avrupa ülkelerinde böyle bir olay olsa o bakanların, o milletvekillerinin, o bürokratların tamamının mevcut olan görevlerinden istifa etmesi gerekirken maalesef içinizde bunu yalanlayan yok. "Burada bir ekleme, yanlışlık var." diyen de yok. Peki, madem buna itiraz edemiyorsanız namuslu, dürüst, ahlaklı olan insanların yapması gereken nedir? Bu insanları ya içinizden dışlayacaksınız veya bu insanların istifasını sağlayacaksınız. Aksi takdirde, burada bizim söylediğimiz bu laflar... İçinizde bulunan namuslu insanları tenzih ediyorum, bu lafımız dürüst, namuslu olan vekillere, bakanlara değil ama bu namussuzluğu yapan insanların siyaset kurumunu bu kadar aşındırmaya hakları yoktur. Siyaset dendiği zaman, Türkiye'de en fazla itibar kaybeden kurum siyaset kurumudur. Bu siyaset kurumunun da itibar kaybetmesine neden olan siyasi iktidarın ta kendisidir. Onun için, ben, Adalet ve Kalkınma Partisi sıralarında oturan namuslu, dürüst milletvekillerine sesleniyorum: Bunları lütfen aralarınızdan siliniz. Eğer gücünüz yetmiyorsa güç vermeye hazırız, destek vermeye hazırız. Bunlar gerçekten emek bekleyen, ekmek bekleyen, iş bekleyen, umudu olan, ümidi bekleyen insanlarımızın geleceğiyle oynamaktadırlar. Siz 4 bakanla ilgili soruşturmada dediniz ki: "Bunu paralel yapı yaptı." Peki, 80 tane yakınınızı işe yerleştirmeyle ilgili hangi yapı yaptı? Burada herhâlde paralel yapı yapmadı. Buna da itiraz edemiyorsunuz.
Bu açıdan, gerçekten, Türkiye'de asıl olan sorun işsizliktir. Ondan sonra gelen sorun yolsuzluktur, adam kayırmadır. Yolsuzluk demek mutlaka ihale almak demek değildir. İstisnai yolla memur almanın yöntemi nedir? Teknik konuda, o konuda memura ihtiyaç vardır, o personel bulunamamaktadır; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 59'uncu maddesi uyarınca istisnai yoldan memur alınıyor. Siz burada kanunu dolandırıyorsunuz, kanuna karşı hile yapıyorsunuz. Kanuna karşı olan hileyi hiçbir kurum kabul edemez.
Onun için, son söz olarak şunu söylüyorum: Namussuzlar kadar namusluların da cesaretli davranmasını bekliyor, hepinize teşekkür ediyorum, saygılarımı sunuyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)