GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AK PARTİ Grubunun, Genel Kurulun çalışma saatlerinin yeniden düzenlenmesine; bastırılarak dağıtılan 665 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin kırk sekiz saat geçmeden gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının 3'üncü sırasına alınmasına ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesine; (11/40) ve (11/41) esas numaralı Gensoru Önergelerinin 9 Aralık 2014 Salı günü gündemin "Özel Gündemde Yer alacak İşler" kısmının 1'inci ve 2'nci sıralarına alınmasına ve ön görüşmelerin bu birleşimde yapılmasını müteakip sözlü soruların ve diğer denetim konularının görüşülmeyerek gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmında yer alan işlerin görüşülmesine; (9/11) ve (9/12) esas numaralı Meclis Soruşturması Önergelerinin 6 Ocak 2015 Salı günkü gündemin "Özel Gündemde Yer Alacak İşler" kısmının sırasıyla 1'inci ve 2'nci sıralarına alınarak ön görüşmelerin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına; 13, 20 ve 27 Ocak 2015 Salı gü
Yasama Yılı:5
Birleşim:24
Tarih:09.12.2014

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

AK PARTİ Grubunun önergesi aleyhinde söz aldım.

Belki dikkatinizi çekmiştir, arkadaşlar, bu önergede son tarih 29 Ocak 2015, kendi gündemini belirliyor. Yani bu şu demek -sayın bakanlar da burada- erken seçim tarihi 26 Nisan, 1 Şubattan itibaren Meclis seçim takvimi nedeniyle tatile girecek, herkes ona göre bundan sonra hareket etsin. Bu önergenin anlamı budur çünkü AK PARTİ hep kendi gündemini Türkiye'nin gündemi olarak sunmuştur, böyle bir yanlışın içine girmiştir. Şunu açık ifade etmek istiyoruz: Bugün Türkiye'nin gündeminde çok hayati konular var, bütçe görüşmeleri de yarın var, bunları biz tartışacağız elbette, 23 Aralık tarihine kadar hep konuşacağız.

Ancak, Meclisteki bütün milletvekillerine, bütün parti milletvekillerine bir şey açıklamak istiyorum ve bütün milletvekillerinin demokrasinin vazgeçilmez hakkı olan bütçe hakkını, bir milletvekili, üye olarak kullanmalarını talep edeceğim yani bir hukukçu milletvekili olarak, Plan ve Bütçe Komisyonunun üyesi bir milletvekili olarak bunu talep edeceğim çünkü biz zamanında bir muhalefet şerhi verdik. Muhalefet şerhimiz 108 sayfa arkadaşlar, gördüğünüz gibi yani bu muhalefet şerhidir ve gerçekten, emekçiler açısından, yoksullar açısından, çalışanlar açısından, halklar açısından nasıl bir bütçe olması gerektiğini, adaletsiz gelir dağılımını, haksız vergileri, Türkiye ekonomisini, nasıl gelişebileceğini; hepsini anlattık. Çok ciddi, gerçekten bütün milletvekillerinin okuması gereken bir muhalefet şerhi. Özellikle de bunu belirtiyorum çünkü biz eğer bütçe görüşüyorsak veya Hükûmetin bir Başbakan yardımcısı çıkıp "Otuz yıllık çatışma süreci 1,2 trilyon dolara mal olmuştur." diyorsa, trilyon dolarlara mal olmuş bir olayı çözmenin getirisini veya çözümsüzlüğün getirisini de konuşmak bütçe ekonomi politiği üzerinde son derece önemlidir.

Biz bunları açıkladık arkadaşlar. Orta Doğu'daki gelişmelere dikkat çektik ve çok bilimsel bir dilde, siyaset bilim dilini kullanarak ne demişiz arkadaşlar çok net bir şekilde? Göstereceğim. Irak Federal Kürdistan Bölgesi'nde bir yerde geçmiş anlatırken. Bu, AK PARTİ Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerinizi son derece rahatsız etmiş. Şimdi, ben burada, doğrusunu isterseniz, bunu bütün arkadaşlarımın okumasını istiyorum çünkü bunu okudukları zaman bu kavramların ne kadar resmî kavramlar olduklarını görecekler. Yani Irak'ta bir federal devlet olduğunu, orada bir anayasa olduğunu, orada bir Kürdistan Bölgesel Yönetimi olduğunu ve Türkiye'nin petrol, enerji, gaz sözleşmeleri imzaladığını görecekler yani resmî evraklarımızda bunlar var.

Şimdi, burada, yine, bir bölümü okurlarsa Kürdistan'daki ekonomiden, Rojava Kürdistan'ı Kobani'deki yaşanan olaylardan bahsediyor, çözüm sürecinden bahsediyor ve Türkiye'de, Şemseddin Sami'ye de atıfta bulunarak Kürdistan'la ilgili Meclis tutanaklarındaki bilgilere dikkat çekiliyor. Bunların hepsi 6 sayfa içinde birer paragraf bile değil ve biz burada çözüm sürecinin bütçe görüşmelerinde dikkate alınmadığını ifade ederken bu kavramları kullandık. Ne oldu? Bu bizim muhalefet şerhi, kullandığımız kavramlar bunlar, bütün partiler burada, arkadaşlarımın hepsi. Şimdi, Plan ve Bütçe Komisyonu, zamanında gönderdiğimiz muhalefet şerhini buraya eklememiş, raporda yok, yarın bütçe görüşmelerine başlayacağız, yok. Bir muhalefet partisinin, grubu olan bir partinin muhalefet şerhi yok. Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı sansürlüyor, zorbalık uyguluyor, hukuka aykırı geliyor, İç Tüzük 42'yi çiğniyor, Anayasa'yı çiğniyor arkadaşlar ve keyfî olarak "İstemiyorum." diye buraya işlemiyor. Burada kimin muhalefet şerhi var? CHP'nin var, sonra MHP'nin var. HDP'nin şerhi nerede? Yok. Niçin bunun içinde yok? O da yok. Arkadaşlar, burası dağbaşı değil, burası muz cumhuriyeti değil, bu İç Tüzük'ün kuralları vardır, bir de Hükûmet söylediği sözlerin arkasında duracak arkadaşlar. Bakın, size açıklayacağım izninizle.

(Hasip Kaplan'ın, Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlığı döneminde bir AK PARTİ grup toplantısındaki konuşmasını dizüstü bilgisayardan dinletmesi)

HASİP KAPLAN (Devamla) Dinleyin, Cumhurbaşkanı konuşuyor, grubunuzda konuşuyor.

BAŞKAN - Sayın Kaplan, ne söylediğini siz söylerseniz daha iyi anlaşılacak, bir de kürsü size ait çünkü.

HASİP KAPLAN (Devamla) - Sayın Başkan, şimdi, bu, Cumhurbaşkanı -o zaman Başbakan- Erdoğan'ın AK PARTİ Grubunda yaptığı konuşmadır. Bu grup konuşmasında Kürt gerçekliğine, Kürdistan'ın varlığına, Osmanlı Dönemi'nde bir eyaletin Kürdistan olduğuna, Atatürk'ten Kürdistan mebuslarına, Lazistan'a atıf yapıp oradan Meclis tutanaklarını getirerek CHP ve MHP'ye çağrıda bulunuyor, hatta merhum Türkeş'ten de bahsediyor en sonunda, diyor ki: "'Damadım Kürt'tü.' demişti." ve böyle bir çağrıda bulunarak diyor ki: "Biz gerçek ismi kullanmalıyız."

Şimdi, arkadaşlar, burada bunu niye size dinlettim? Çünkü şu anki Cumhurbaşkanı partinizin genel başkanıydı ve bu süre içinde bu konuşmaları yaptı.

Şimdi, tabii, sizin bizim muhalefet şerhinden çıkarmamızı istediğiniz "Kürdistan" ve "Kürt" kelimelerinin gerçekliğine bakacağız. Şimdi şu resme iyi bakınız şu resim size bir şey hatırlatıyor mu arkadaşlar? İyi bakın bu resme, bir tarafta Cumhurbaşkanı Erdoğan bir de Irak Federe Kürdistan Bölge Başkanı Mesut Barzani, arkada da Kürdistan bayrağı var. Yok mu şimdi bu? Yok mu, yok mu Kürt, Kürdistan? Muhalefet şerhini buraya koymayarak yarın hangi bütçeyi görüşeceksiniz?

Bunu da geçtik, bakın, şimdi bunu da geçtik. Size, yeni Başbakanımızın, taze başbakanımızın çok taze bir gezisinin resmi, çok yakışıklı iki resim. Birisi Başbakan Davutoğlu, nasıl, yakışıklı çıkmışlar değil mi? Arkada Türk Bayrağı var, Irak Federe devletinin bayrağı var, Kürdistan bayrağı var ve Mesut Barzani var. Burası, Kürt ve Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin bulunduğu yer değil mi? İnkâr mı ediyorsunuz? Yani siz kendiniz değil misiniz bu?

Bakın, birazdan Enerji Bakanı hakkında gensoru görüşmeleri var. Burada, muhalefet şerhimizde dile getirmişiz enerjiyle ilgili çalışmaları. Peki, şu gördüğünüz Enerji Bakanı heyetinin görüşme resmi değil mi? Arkada Kürdistan bayrağı yok mu?

Şimdi, karar verin: Ya sizin Başbakanınızın, Cumhurbaşkanınızın dediği gibi Kürt ve Kürdistan vardır, yarın muhalefet şerhimizin ekini basar getirirsiniz buraya ya da yarın bütçe görüşmelerinde kıyameti koparırız. Bu bütçe görüşülmez, eksik raporla bütçe görüşülmez. Muhalefet partilerini bu konuda ses vermeye davet ediyorum. Muhalefet partileri bu konuda suskun kalma hakkına sahip değiller. Bugün bize yapılanı kendilerine yaparlar. Soruyorum: Eğer Kürt, Kürdistan yoksa Başbakanının sözlerini çıkarın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözlerini çıkarın, bakanlarınızın sözlerini çıkarın ya da bizimkini ekleyin. "Kendinize ayar verin, ayar; artık karar verin, karar." zamanıdır arkadaşlar. Biz bunu artık taşımayız, çekemeyiz. Size yarına kadar süre, basacaksınız bu kitabı. Ba-sı-la-cak! Yoksa cevabını alırsınız. (HDP sıralarından alkışlar)