| Konu: | İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, (2/1454) esas numaralı Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri ile İhale İşlemleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/224) |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 24 |
| Tarih: | 09.12.2014 |
MEHMET ŞEKER (Gaziantep) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri ile İhale İşlemleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi üzerinde söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi ve bizleri izleyen değerli vatandaşlarımızı saygıyla selamlarım.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, Türkiye sınırındaki mayınlı arazi 190,5 kilometrekare. Tarafı olduğumuz Ottawa Antlaşması gereğince de 1 Mart 2014 tarihi itibarıyla ülkemizdeki mayınlı arazilerin temizlenmesi gerekiyordu ancak kanun 2009 yılında çıkmasına rağmen, şimdiye kadar sadece Kilis'in Çobanbey İstasyonu, Mardin Nusaybin Gümrük Kapısı, Şanlıurfa Akçakale Gümrük Kapısı ve Gaziantep Karkamış Antik Kenti'nde mayından temizlenen toplam arazinin büyüklüğü 1 milyon 150 bin 297 metrekare yani çok küçük bir alan. İktidar bu işte oldukça yavaş hareket etmiş, Suriye'deki iç savaşın başlamasıyla da tamamen bu olayı rafa kaldırmış durumda.
Değerli milletvekilleri, kanun teklifi, mayınlardan temizlenen arazilerin bir aylık geliri net asgari ücretin altında olan bölge halkına tarımsal amaçlı kullanım için bedelsiz olarak tahsis edilmesini, adlarına taşınmaz bulunmayanlara ise 50 dönüm arazi tahsis edilmesini öngörüyor; yürürlükteki kanun ise mayınlı arazileri kırk dört yıllığına mayını temizleyen firmanın kullanımına veriyor.
5903 sayılı Kanun'un Anayasa'ya ve çeşitli kanunlara aykırılık oluşturan bu düzenlemesi bizim teklifimizle düzenlenmiş olacaktır çünkü yürürlükteki kanunda, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nda "Geriye alma hakkı, taşınmazın amacı dışında kullanıldığının tespiti hâlinde mümkündür." diyor, bu madde görmezden geliniyor. Oysaki bu arazilere zamanında vatandaştan alınarak mayın döşenmişti, bu araziler zaten vatandaşın arazisiydi. Yürürlükteki kanun aynı zamanda Anayasa'yla da bağdaşmamaktadır. Çünkü Anayasa'nın 44'üncü maddesi "Devlet, topraksız olan veya yeter toprağı bulunmayan çiftçilikle uğraşan köylüye toprak sağlamak amacıyla gerekli tedbirleri alır." diyor. Dolayısıyla, bu mayını temizleyen firmaya değil köylüye verilmesini istiyor, Anayasa da bunu emrediyor.
Teklifimizle, aynı zamanda, iktidarın bu konu üzerinde yanlış mantalitesi de düzenlenmiş olacaktır. Nedir bu mantalite? "Yabancılar patron olsun, bölge halkı ırgat olsun." mantalitesidir. Bakın, Sayın Cumhurbaşkanı, dönemin Başbakanı şöyle diyordu o zaman: "Paranın dini, milleti, ırkı olmaz, bunu böyle biliniz. Ama ne yazık ki paranın dini, milleti, ırkı olduğunu zannedenler var. Ya, kardeşim, bırak George olsun, gelsin yatırım yapsın. Buraya fabrikayı kurduğu zaman buradan gitse fabrikayı alıp da mı gidecek? Adam burada çalışacak, kimi yanında istihdam edecek? Ahmet'i, Mehmet'i, Fatma'yı, Ayşe'yi". Yani ne deniyor? Yıllardır mayınlar nedeniyle inanılmaz acılar çeken, ekonomik sıkıntılarla boğuşan, ekecek toprak bulamayan bölge halkı ırgat olsun, George da patron olsun. deniliyor, biz de buna karşı çıkıyoruz.
Değerli arkadaşlar, Gaziantep'te, Kilis'te, Mardin'de, Urfa'da mayınlı arazinin bulunduğu bölgede yaşayan bölge halkı yıllardır acı içinde, mağduriyet içinde yaşıyor. Mayın patlaması sonucu çocuklar babasız, anasız, kardeşsiz, anne babalar evlatsız kaldı; günahsız çocuklar, masum gençler sakatlandı. Bölge halkı ekecek toprak, çalışacak iş bulamadı, ekmek parası için, hayatta kalabilmek için kaçakçılık yapmaya başladı. Dolayısıyla, bu topraklar bu halkın hakkıdır.
Aynı zamanda, mayın temizleme işinde de öncelik bölgedeki üreticiye verilmelidir. Bakın, Gaziantep'te mayın temizleme için gerekli olan ve siparişle temin edilen teçhizatı yapabilecek pek çok makine üreticisi vardır. Gerek mayının temizlenmesi için gerekse de mayını temizlenen arazinin tarımsal amaçlı tahsisinde bölge halkının tercih edilmesi elbette ki insanların yıllardır çektiği acıları, verdiği kayıpları telafi etmeyecektir. Ancak bu şekilde davranmak da bu insanlara karşı boynumuzun borcudur.
Değerli milletvekilleri, bu duygu ve düşüncelerle, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri ile İhale İşlemleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'mize destek vermenizi diliyor, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)