GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Halkların Demokratik Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekilleri Iğdır Milletvekili Pervin Buldan ve Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in, Soma ve Ermenek'te meydana gelen kazalar başta olmak üzere madenlerde işçi sağlığı ve güvenliğini göz ardı ederek kazaların önüne geçmediği ve maden işletmelerinde emek sermaye dengesini sermaye lehine dönüştürerek genel piyasa dengesini bozduğu iddiasıyla Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız hakkında gensoru açılmasına ilişkin önergesi (11/41)
Yasama Yılı:5
Birleşim:24
Tarih:09.12.2014

AK PARTİ GRUBU ADINA YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; HDP Grubunun Soma ve Ermenek'te meydana gelen kazalar başta olmak üzere madenlerde işçi sağlığı ve güvenliğini göz ardı ederek kazaların önüne geçmediği ve maden işletmelerinde emek-sermaye dengesini sermaye lehine dönüştürerek genel piyasa dengesini bozduğu iddiasıyla Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız Sayın Taner Yıldız hakkında verdiği gensoru önergesi hakkında AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.

Öncelikle, Soma ve Ermenek'te ve diğer madenlerimizde hayatını kaybeden madencilerimize Allah'tan rahmet diliyorum, milletimize bir kez daha başsağlığı diliyorum, bu kazaların ve acıların bir daha yaşanmamasını Cenab-ı Allah'tan niyaz ediyorum.

Gensoru önergesinin ilk paragrafında belirtilen "AK PARTİ hükûmetleri boyunca Türkiye'nin temel sorunlarının çözülmediği" şeklindeki görüşe katılmamız mümkün değildir. Türkiye'nin temel sorunlarına AK PARTİ hükûmetleri el atmıştır değerli milletvekilleri. Ülkemizin yıllardır çözülemeyen kronik sorunlarını, kimsenin gündeme dahi getiremediği sorunları cesaretle gündemine alan, bu sorunları tek tek çözen ve çözmeye devam eden AK PARTİ hükûmetleridir. Bu başarılı yönetim nedeniyle milletimiz, yapılan dokuz seçimde tercihini açık ara AK PARTİ'den yana kullanmıştır. HDP'nin gensoru önergesinde ifade ettiği, "AK PARTİ hükûmetlerinin ülkemizin en temel sorunlarını çözmediği" şeklindeki iddiası tamamen gerçek dışıdır. Siz istediğiniz kadar inkâr edin, milletimiz nezdinde bu beyanların bir kıymetiharbiyesi yoktur.

Gensoru önergesinde AK PARTİ hükûmetlerinin enerji politikalarında başarısız olduğu iddia ediliyor, bu iddia da gerçeklerle bağdaşmıyor, rakamlar ortada. On iki yılda 4 kat büyüyen ve yıllık ortalama yüzde 8 artan elektrik enerjisi tüketimini karşılamak için elektrik üretimini 2002'ye göre 129 milyar kilovatsaatten 240 milyar kilovatsaate çıkaran bir iktidar var. 1902 yılından bu yana, yüz yılda 31.500 megavat kurulu güce ulaşabilen Türkiye'yi, on iki yılda 37 bin megavat kapasite üreterek yüz yıllık kurulu gücümüzden daha fazlasını gerçekleştiren, kurulu gücü 68.845 megavata ulaştıran bir iktidar var. 2023'te elektrik enerjisi ihtiyacımız bugünkünden 2 kat daha fazla olacak, işte bunu gören bir iktidar var. Onun için 2 nükleer güç santralinin kurulması çalışmalarını başlatan ve ihalelerini yapan bir iktidar var. 2002'de sadece 9 ilimizde doğal gaz varken 78 ilimizi doğal gaza kavuşturan bir iktidar var.

Gensoru önergesinde "ülkemizin alternatif enerji kaynaklarından yararlandırılmadığı" şeklindeki ifade de gerçeklerle bağdaşmıyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarımızdan olan hidroelektrik kurulu gücümüz 2002'de 12.241 megavat iken bugün yüzde 100'e yakın bir artışla bunu 23 bin megavata çıkaran bir iktidar var. 2002 yılında neredeyse yok sayılacak düzeyde olan rüzgâr enerjisi kurulu gücümüzü -sadece 19 megavattır- bugün itibarıyla 3 bin megavatın üzerine çıkaran ve hâlen 10 bin megavatlık 300'e yakın yeni rüzgâr projesine lisans veren bir iktidar var. 2002 yılı sonu itibarıyla sadece 17,5 megavat olan jeotermal kurulu gücümüzü bugün yaklaşık 311 megavata yükselten bir iktidar var. 2002 yılında 12.277 megavat olan yenilenebilir enerji kaynakları kurulu gücümüzü 2 kattan fazla artırarak 28 bin megavatın üzerine çıkaran bir iktidarın ülkemizi alternatif enerji kaynaklarından yararlandırmadığını söylemek büyük bir haksızlıktır.

Yenilenebilir enerji kaynaklarına önem vererek ülkemizin yüz yılda kat ettiği mesafeden daha fazlasını on iki yılda kat eden AK PARTİ hükûmetleri kömüre de önem vererek kömürden elde edebilecek elektrik enerjisi üretim potansiyelini de artırmıştır. Kömür ve alternatif enerji kaynaklarının yanı sıra, dünyanın en önemli enerji kaynağı olan petrolün arama ve üretim yatırımlarını da ihmal etmeyen AK PARTİ hükûmetleri, bu alandaki yatırımları da 10 kat artırarak 2002 yılı sonu itibarıyla 100 milyon dolar olan petrol arama ve üretim yatırımını 1 milyar doların üzerine çıkarmıştır.

Madencilik sektörünün gayrisafi yurt içi hasıla içindeki değeri 2002 yılında 1,9 milyar dolar iken 6 kat artarak 12 milyar dolara yükselmişse bu, önemli bir başarıdır. 2002 yılında yaklaşık 600 milyon dolar olan maden ihracatımız, bugün 4 milyar doları aşmışsa bu, AK PARTİ hükûmetlerinin başarısıdır.

Bu rakamlar da gösteriyor ki gensoru önergesinde ifade edilenin aksine, ülkemiz, AK PARTİ hükûmetleriyle her alanda olduğu gibi enerji alanında da büyük bir gelişme sağlamıştır.

Değerli milletvekilleri, madencilik sektörünün, özellikle de yer altı madenciliğinin iş sağlığı ve güvenliği açısından oldukça riskli bir alan olduğu hepinizin malumudur. Öte yandan, ülke ekonomisine sağladığı önemli katkılar nedeniyle de özellikle zengin yer altı kaynaklarına sahip olan birçok ülkede bu sektöre ayrı bir önem verilmektedir. Gelişmiş ülkelerde maden mevzuatında yapılan iyileştirmelerin yanı sıra, güvenliğin iç ve dış denetimlerle de güvence altına alındığını, küçük işletmeler yerine havza bazında daha güçlü ve daha profesyonel bir çalışma gerçekleştirdiklerini biliyoruz.

Ülkemizde maden kazaları istatistikleri gelişmiş ülkelerle karşılaştırıldığında sektörün maden güvenliği alanında gelişmeye ihtiyaç duyduğu herkesin kabul ettiği bir gerçektir. Madencilik sektörünün sorunları çeşitli çalışma ve araştırmalarda hep dile getirilmiş, Mecliste geçmişte kurulan araştırma komisyonlarında, STK'ların raporlarında, Devlet Denetleme Kurulu başta olmak üzere devletin kurumlarının raporlarında önemli tespitlerde bulunulmuştur. Soma kazası sonrasında kurulan Meclis Araştırma Komisyonumuz da çalışmalarını detaylı bir şekilde sürdürmüş, konunun tüm ilgililerini dinlemiş, hem kaza mahallinde hem de başka ocaklarda inceleme yapmış ve taslak raporu kamuoyuyla paylaşmıştır. Raporda özellikle kömür madenciliğine yönelik önemli tespitler ve öneriler yer almıştır. Kazanın nedenleri detaylı bir şekilde araştırılmış, kazaya sebep olan ve olabilecek faktörler üzerinde tek tek durularak bundan sonra bir daha böyle kazaların medyana gelmemesi için alınması gereken tedbirler belirlenmiştir. Bu vesileyle Komisyonda görev yapan tüm milletvekillerimize iktidarıyla muhalefetiyle ve uzmanlarımıza teşekkür ediyorum. Gerek Meclis araştırma komisyonlarının tespitlerine gerekse STK ve devletin kurumlarının hazırladığı raporlara baktığımızda ülkemizde madencilik sektörünün yeniden ele alınıp gelişmiş ülke örnekleri göz önünde bulundurularak bir sistem değişikliğine gidilmesi gerektiği hep belirtilmiştir. Manisa'nın Soma ilçesinde yaşanan ve 301 madencimizin şehit olduğu maden faciasıyla birlikte gündeme gelen ve Ermenek kazasıyla tekrar eden iş sağlığı ve güvenliği sorunu bu alanda güvenlik kültürü eksikliğinin devam ettiğini bizlere göstermektedir.

Değerli milletvekilleri, madenciliği iyi yapan ülkelere baktığımızda, özel sektör eliyle bu işi yapmalarına rağmen, kaza oranının çok düşük olduğunu görüyoruz. Bizde ise özel sektöre verildiği için bu kazaların meydana geldiği şeklinde bir algı var. Gelişmiş ülke uygulamalarına baktığımızda meselenin özel sektör ya da kamu meselesi olmadığı da ortadadır. Sorunun özel de olsa kamu da olsa sistem sorunu olduğunu, madenciliğin baştan aşağı yeniden ele alınması gerektiğini görmek gerekir. Maden sahalarının üretime hazırlık projesinden itibaren tüm rezervin çıkarılıp üretim bitince ve sonrasında da o bölgenin ıslahına kadar geniş bir planlama gerektiği hususu artık tartışmasızdır. Parça parça, küçük maden ocakları yerine havzanın tamamıyla planlandığı ve madencilikte uzman kuruluşlar tarafından işletilen, üretim kalitesi yüksek, iş kazası oranı düşük bir sisteme mutlaka geçilmesi gerektiği açıktır.

Gensoru önergesinde maden ruhsatlarının iktidara yakın isimlere verildiği şeklindeki beyanlara katılmıyoruz. Bunlar açık ihalelerle şeffaf bir şekilde yapılan ihaleler sonucu verilmektedir. Kazanın olduğu, Soma kazasının meydana geldiği Soma Kömür AŞ'yle AK PARTİ'yi ilişkilendiren arkadaşlarımız oldu, bunlar da gerçekten haksız eleştiriler. O zaman bizim şunu mu söylememiz gerekir: 7 Ocak 2013'te Zonguldak'ta bir kaza meydana geldi, 8 madencimiz hayatını kaybetti, 7 madencimiz yaralandı. Bu kazanın meydana geldiği şirketin sahibi muhalefet partilerimizden bir tanesinin milletvekiliyle ilişkili. Biz bunu hiç bugüne kadar gündeme getirmedik, gündeme getirmeyi de etik bulmuyoruz.

HASAN ÖREN (Manisa) - Getirin, sorumlusu var, ne fark eder?

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Onun için bu yöndeki ifadeler...

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Yanlış, yanlıştır.

HASAN ÖREN (Manisa) - Yanlış, yanlıştır, her zaman her yerde.

MUSA ÇAM (İzmir) - Söyleyin, söyleyin.

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - "Maden ruhsatları AK PARTİ'lilere veriliyor." şeklindeki açıklamaların sadece AK PARTİ'yi karalamak için yapıldığını buradan belirtmek istiyorum.

Maden kazaları ve ölümler üzerinden siyasi tartışmalar yerine ülkemizdeki bu önemli sorunu nasıl ortadan kaldırabiliriz, hep birlikte buna kafa yormamız gerekir. Maden kazalarıyla ülkemiz yeni tanışmamaktadır değerli milletvekilleri. Madencilik sistemi de son on iki yılda değişmedi, yüz yıldır, yüz elli yıldır aynı sistem devam ediyor. Sizin iktidar olduğunuz dönemlerde de bu madenler aynı şekilde işletildi...

MUHARREM IŞIK (Erzincan) - Teknoloji ne oldu?

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - ...ve yine iktidarda olduğunuz dönemlerde sayısız kazalar oldu, ölümler oldu, maden şehitleri verdik.Ülkemizin...

MUSA ÇAM (İzmir) - Rakamları karşılaştıralım.

HASAN ÖREN (Manisa) - Rakamları verdim.

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Verelim, rakamları vereyim, vereyim.

HASAN ÖREN (Manisa) - Yirmi yılda 499 kişi...

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Son otuz yılın rakamlarını vereyim.

HASAN ÖREN (Manisa) - Ver.

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - 1983 yılında Armutçuk'ta, 1983 yılında yine Kozlu'da...

HASAN ÖREN (Manisa) - Toplamı 499...

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - 1999'a da geleceğim.

1987'de Kozlu'da, 1990'da Amasra'da, 1990'da Yeni Çeltek'te...

MUHARREM IŞIK (Erzincan) - 1983 yılında Türkiye'de ANAP vardı.

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - 1992'de kim iktidardaydı Hasan Bey?

MUSA ÇAM (İzmir) - ANAP vardı onlarda.

YILMAZ TUNÇ (Devamla) 1992'de Zonguldak Kozlu'da 263 madencimizin cenazelerine kaç ayda ulaşabildik Hasan Bey?

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Kozlu'da, Afşin-Elbistan'da, Karadon'da, Üzülmez'de, söyle kardeşim, bunları söyle; Soma'da, Ermenek'te. 400'ü konuşuyorsun utanmadan ya.

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Kimdi iktidarda? Çalışma Bakanı kimdi, Enerji Bakanı kimdi? (AK PARTİ sıralarından alkışlar) SHP iktidardaydı, bugünkü CHP iktidardaydı 1992'de.

HASAN ÖREN (Manisa) - Afşin'de insanlar hâlâ toprak altında.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - İnsanları topraktan çıkartamadınız hâlâ.

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - 1995'te Sorgun'da, 2003'te Ermenek'te, 2004'te Küre'de, 2009'da Mustafakemalpaşa'da, 2010 yılında Dursunbey'de, 2010'da Karadon'da...

HASAN ÖREN (Manisa) - 2002'de sizdiniz, 2004'te sizdiniz.

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Hepsini sayıyorum, son otuz yılı.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Yahu, son on yılı ayır kardeşim, ayır; ondan öncesi, sonrası diye ayır, yapıyorsunuz ya!

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - 2013'te Zonguldak Kozlu'da, biraz önce söylediğim kaza, 2014'te 301 madencimizin şehit olduğu Soma'da ve son olarak Ermenek'te 18 madencimizi kaybettik.

Kazaların tarihlerine baktığımızda kazaların sayısı veya kazalarda verdiğimiz can kayıpları iktidardaki partiye göre değişmiyor. Yaşadığımız tecrübe artık bu alanın her boyutuyla masaya yatırılmasını, yeniden yapılandırılmasını ve çok güçlü bir denetim mekanizmasının oluşturulmasını gerekli kılıyor.

AK PARTİ hükûmetleri döneminde gerek maden işletmelerinde gerekse diğer alanlarla iş kazalarının önüne geçebilmek için mevzuatta çok önemli düzenlemeler yapıldığını sizler de biliyorsunuz. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu 2013 yılında AK PARTİ hükûmetleri tarafından gündeme getirilmiş ve bu Mecliste yasalaştırılmıştır. Maden İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği AK PARTİ hükûmetleri tarafından 2013 yılında yasalaştırılmıştır.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - İşveren sorumlu mu, sermaye, kazalardan?

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Mecliste 2010 yılında madenciliğin sorunlarının araştırılması için komisyon kurulmuş, yine Soma kazasıyla ilgili olarak maden kazalarının araştırılması için komisyon kurulmuştur. O komisyon raporu, evet, o küçümsediğiniz komisyon raporunda çok şeyler var. Aradığınız zaman Soma kazasının nedenleri alternatifleriyle belirtilmiştir.

HASAN ÖREN (Manisa) - Neden olmuş Soma kazası?

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Sorumluların kimler olabileceği de o raporu okuduğunuzda anlaşılıyor. Bu çalışmaları hep beraber yaptık, özverili bir çalışma gösterdik...

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Neden olmuş Soma kazası biz bilmiyoruz, söyle.

HASAN ÖREN (Manisa) - Neden olmuş Soma kazası? Açıkla, Türkiye duysun.

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - ...yaz tatili boyunca birlikte çalıştık, ocaklara indik; hem Soma'da indik, Zonguldak'ta indik, hepsinde araştırdık.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Neden olmuş biz bilmiyoruz, daha okumadık raporu.

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Neden olduğunu o raporu detaylı bir şekilde okuduğunuzda anlayacaksınız.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ama, siz söyleyin onu.

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - O, çok büyük bir emek ürünüdür ve geleceğe ışık tutmaktadır. Uluslararası Çalışma Örgütü ILO'nun 1995 yılında kabul ettiği ve 1988'de yürürlüğe giren...

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Mesela, senin kentinde Hema'yı söylesene, senin kentini ele geçiren...

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Keşke sen kabul etseydin ILO Sözleşmesi'ni 1992'de, Kozlu'da kaza olmasaydı.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - On iki senedir kabul ettiremedik size. Zorla kabul ettiniz.

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - 185 ülkeden sadece 29'unun kabul ettiği maden iş yerlerinde uluslararası asgari standartları belirleyen 176 sayılı Maden İşyerlerinde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi onaylanmış ve geçen hafta Türkiye Büyük Millet Meclisinde uygun bulunarak kanunlaşmıştır.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Hema'yı niye anlatmıyorsunuz, kendi kendini anlat.

HASAN ÖREN (Manisa) - On iki yıldır niye kabul etmediniz?

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Taş kömürü... 2002'de 5 milyon ton kömür üretilirken 1 milyon 800 tona düştüğünü niye anlatmıyorsunuz?

MUSA ÇAM (İzmir) - On iki yıldır niye kabul etmediniz?

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - "On iki yıldır iktidardasınız." Evet, doğru iktidardayız. "Şimdiye kadar neden bunları yapmadınız?" diye soran sizlere soruyorum ben de... On iki yıldır boş durmuyoruz değerli milletvekilleri; çok şey yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. AK PARTİ hükûmetlerinin yaptıklarını keşke otuz yıl önce bu ülke başarsaydı bu kazalar olmayacaktı. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Bütün cumhuriyetin üretimlerini sattınız, daha ne yapacaksınız? Türkiye'yi sattınız, daha ne yapacaksınız?

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Keşke İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu otuz yıl önce çıksaydı da güvenlik kültürü ve bilinci bugün oluşmuş olsaydı.(AK PARTİ sıralarından alkışlar)

MUSA ÇAM (İzmir) - O vardı, siz ortadan kaldırdınız.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - O yok dediğin zamanlarda bile bu kadar insan ölmedi be!

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Keşke 2013 yılında yürürlüğe giren Maden İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği'nin getirdiği zorunluluklar otuz yıl önce getirilseydi de bugün madencilikte yaşadığımız sorunları yaşamasaydık.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Onu Kenan Evren'e sorarsın, destek verdiğiniz Kenan Evren'e sorarsın.

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Keşke ILO'nun Maden İşyerlerinde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi'ni siz imzalasaydınız da bugün iç hukuktaki mevzuatımızı da ona göre yapsaydık.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Cemil Çiçek'e sor, Cemil Çiçek'e; iktidardı otuz sene evvel.

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Meydana gelen kazalardan elbette ki ülke olarak ders çıkarmalıyız. Bu kazaların bir daha meydana gelmemesi için gerekli tedbirleri almalıyız.

Soma ve Ermenek maden kazalarında sorumlularla ilgili olarak cezai soruşturmalar devam etmektedir. Bu kazalarda alınması gereken tedbirleri almayarak kazaya kimler sebebiyet vermişse yargı önünde mutlaka hesabını verecektir.

ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - Siyasi sorumluluk ne olacak?

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız her iki kazada büyük bir özveri içerisinde kurtarma çalışmalarını koordine etmiştir. Kazaların sebebini Enerji Bakanının uygulamalarına ya da Hükûmetin madencilikte uyguladığı politikalara bağlamak çok kolaycılıktır. Meselenin bir sistem sorunu olduğunu tespit eden AK PARTİ hükûmetleri, maden kazası riski her zaman için var olan ve yüz elli yıldan bu yana devam eden bu sistemde değişiklik için gerekli adımları atmıştır.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Maden kazaları redevans ve hizmet alımı yöntemleri kullanılmaya başlandıktan sonra artmıştır; bunu algılayamıyor musunuz?

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Bu adımların hayata geçerek yeni sistemle üretime geçilmesi zaman almaktadır.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Siz değiştirdiniz, redevansı siz icat ettiniz be kardeşim! Rüçhan hakkı adı altında adamın ürettiği her şeyi aldınız.

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Bir dinle... Bir dinle, ne yaptığımızı söylüyorum.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sen öğren önce bunları, bir de maden kentinde yaşıyorsun.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, biraz sakin olun.

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Enerji Bakanlığının redevans yoluyla daha büyük işletmelere verdiği, kuyularıyla, galeriyle dünyanın gelişmiş madencilik uygulamalarına benzer kömür işletmelerinde hazırlık süreçleri beş on yılı aşmaktadır.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Kentinde dokuz yıldır maden çıkmıyor, maden. Söyle bakayım niye çıkmıyor?

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Şu anda Soma'da, benim seçim bölgem Bartın'da ve ülkemizin değişik yerlerinde... Soma'da hep beraber Demir Export'u biliyoruz, son sistem, ileri teknolojiyle bir hazırlık süreci yapılıyor ve buna benzer, ülkemizin değişik yerlerinde hazırlık süreci devam eden işletmeler var. Keşke bu çalışmalar otuz yıl önce başlatılsaydı, Türkiye'de de madencilik daha modern şartlara bugün kavuşmuş olsaydı.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Demir Export'un Kangal'ını da bir anlat bakalım, nasıl... Ben biraz sonra anlatırım istersen Demir Export'u.

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Bunu da başlatan ve başarmaya çalışan AK PARTİ hükûmetleridir ve Enerji Bakanımızdır. Elektrik enerjisi kurulu gücümüzü yüzde 100'den fazla artıran, yenilenebilir enerjiye önem vererek hidroelektrik kurulu gücümüzü yüzde 100 artıran, sadece 19 megavat olan rüzgâr enerjisi kurulu gücünü 150 kat artıran, madencilik sektörünün gayrisafi yurt içi hasıla içindeki değerini 6 kat artıran, doğal gazı 9 şehirden 78 şehre ulaştıran, 2 tane nükleer güç santralinin ihalelerini yapan, madencilikte modernizasyon için gerekli adımları atan, kaza riskini minimuma indirecek üretim sistemlerine geçilmesi için çalışmalar başlatan Hükûmetimizin Enerji Bakanı Sayın Taner Yıldız, bu gensoruyu hak etmemektedir.

AK PARTİ Grubu olarak gensoru önergesine ret oyu vereceğimizi belirtiyor, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)