GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Halkların Demokratik Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekilleri Iğdır Milletvekili Pervin Buldan ve Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in, Soma ve Ermenek'te meydana gelen kazalar başta olmak üzere madenlerde işçi sağlığı ve güvenliğini göz ardı ederek kazaların önüne geçmediği ve maden işletmelerinde emek sermaye dengesini sermaye lehine dönüştürerek genel piyasa dengesini bozduğu iddiasıyla Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız hakkında gensoru açılmasına ilişkin önergesi (11/41)
Yasama Yılı:5
Birleşim:24
Tarih:09.12.2014

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; gensoru üzerine söz alan ve sözlerinde tavsiyeleri, eleştirileri olan bütün arkadaşlara da bu vesileyle teşekkür ediyorum. Mutlaka iktidarıyla muhalefetiyle yapıcı yönde, olumlu yönde niyetleriyle beraber bunları yapmışlardır çünkü Türkiye'nin gerek arz güvenliği gerekse dışa bağımlılığının azaltılmasında her birimizin hedefinin aynı olduğunu biliyoruz.

Tabii, teknik yönleriyle, ekonomik yönleriyle, sosyal yönleriyle, psikolojik yönleriyle, belki de itham edilen siyasi yönleriyle beraber bu değerlendirmelerdeki bir kısım yanlışları da beraberce paylaşmamız lazım.

Tabii, bundan önceki özellikle ilk iddia şöyle bir cümleyle başlıyor. Bilgi eksikliğinden kaynaklandığını zannettiğim bu konuda iddia şu: "Türkiye, alternatif enerji kaynaklarından yararlanmamış, HES -dikkatinizi çekiyorum- nükleer santral ve fosil kaynaklar gibi canlı yaşamına kasteden ve doğal dengeyi bozan kaynaklara, ilkel üretim yöntemleriyle yönelmiştir." Sonraki paragraflarda da kendi içerisinde tezat olan bu gensoru gerekçesinde şundan bahsediliyor: "Dışa bağımlılığın azaltılması lazım." deniyor.

Değerli arkadaşlar, rakamları kısaca hatırlatmak isterim: 106 milyon ton Türkiye'de kömür kullanılıyor. 106 milyon tonun 80 milyon tonu Türkiye'de imal ediliyor, Türkiye'de üretiliyor. Yalnızca bir mukayese olması açısından söylüyorum, büyük fotoğrafı, genel resmi kaçırmamak açısından söylüyorum: Ermenek'te üretilen kömür miktarı toplam ürettiğimiz kömür miktarının iki binde 1'i, Türkiye'deki üretilen kömür miktarının iki binde 1'i. Bir acının, bir insanın, bir işçi kardeşimizin ölümünün bu tür kemiyet, bu tür rakamlardan öte olduğunu başında söylemiştim, daha önceden de belirtmiştim. Türkiye'nin gerçekleriyle yüzleşmeden herhangi bir rakamı yorumlamak da tabii ki mümkün değil. O açıdan bizim 80 milyon tonu iş sağlığı ve iş güvenliğiyle beraber üretebiliyor olmamız lazım. Peki, bu şartlara uymayan kömür ocakları varsa ne yapmak lazım? Şu ana kadar değerli arkadaşlar, Soma'dan sonra, Soma kazasından sonra Türkiye'de 202 tane kapalı ocağın 93 tanesi Çalışma Bakanlığı ve Enerji Bakanlığı tarafından kapatıldı. Bunların denetimi yapılmıyormuşçasına bir cümleyi kullanmak tek başına doğru olmaz, bu kazaların gerekçesinin tek başına "denetim" olduğunu söylemek de doğru olmaz, aynen bunun gibi. Denetim bundan bağımsız mıdır? Hayır, denetim bundan bağımsız değildir. Biraz sonra vereceğim rakamlar bu konuyla alakalı daha da aydınlatıcı olacaktır.

Türkiye'de ilk elektrik 1902 yılında... 2002 yılına varıncaya kadar 31.800 megavat civarında Türkiye'de kurulu güç kuruluyor, bütün enerji kaynaklarıyla beraber 12.300 megavatı yenilenebilir enerji kaynakları olmak kaydıyla. Bakın, bizim son on iki yılda, bu ülkenin idaresine konan AK PARTİ hükûmetlerimizle beraber 37 bin megavatlık yeni kurulu güç eklenmiştir. 31.500 megavat ilk yüz yılda son on iki yılda 37 bin megavat eklenmiştir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Bunun dağılımı nasıldır değerli arkadaşlar, bu sonuçlardan hepimiz sevineceğimiz için söylüyorum: Yenilenebilir enerji kaynakları yani su, rüzgâr, güneş, jeotermal ve biyokütle gibi kaynaklardan elde edilen kurulu gücün miktarı 28 bin megavatlara çıkartılmıştır. Bu, 2002 yılındaki toplam kurulu güce neredeyse denk bir miktardır. Biz, bunları daha fazla hareketlendirmemiz lazım, daha çok yerli kaynaklara ve yenilenebilir kaynaklara yönelmemiz lazım diye kendimize olumlu bir eleştiri getiriyoruz. Bizim daha fazlasını yapabiliyor olmamız lazım ve Türkiye'de yenilenebilir enerji kaynaklarının kurulu güçteki payı yüzde 40'lara kadar ulaşmıştır. Değerli arkadaşlar, bugün Avrupa Birliği üyesi ülkelerde ve dünya ortalamasındaki yenilenebilir enerji kaynaklarının tam 2 katı Türkiye'de bulunmaktadır. Biz hâlâ bunu yeterli görmüyoruz ama, bundan daha fazlasını yapabiliyor olmamız lazım. Niçin? Çünkü rezervimiz var.

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Niye nükleer santral kuruyorsunuz?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) - Bir konuda mutabakat sağlamamız lazım değerli arkadaşlar. Bakın, bu, Türkiye'nin millî bir meselesidir. 2013 yılında dünyada 7 milyar ton kömür tüketildi, 7 milyar ton. 3,5 milyar tonu Çin'de, yaklaşık 1 milyar tonu Amerika Birleşik Devletleri'nde, 800 milyon tonu Hindistan'da, 468 milyon tonu Endonezya'da ve dünyanın farklı ülkelerinde bunlar üretildiler. Biz hâlâ Türkiye'deki 106 milyon ton kömürden bahsediyoruz. Yani 7 milyar tonluk kömürün 106 milyon tonundan bahsediyoruz. Bunun da 80 milyon tonunu yerli kaynaklardan üretiyoruz. Şimdi, bu genel resim çerçevesinde biz kömürü daha fazla üretmemiz lazım. İki kavramı birbirine karıştırmayalım lütfen. Kömürün daha fazla üretilmesini bir suçmuş gibi göstermek doğru bir yaklaşım değil, yerli kaynaklarımıza ve yenilenebilir enerji kaynaklarımıza doğru bir yaklaşım değil. Bir yandan her birimiz kendi bireysel olarak araçlarına biner -18 milyon kişi bu görevi yapar her gün- ama her birimiz petrol şirketlerinden şikâyet eder.

Bakın, açık ve şeffaf olmamız lazım. Bizler doğal gaza olan bağımlılığımızı azaltarak ve her birimizin yaptığı, katkı koyduğu yerli yatırımlarla beraber bir rakam vermek istiyorum. Soma'da zeytinlikle alakalı konuşma yapıldı; oradaki üslup ve usulün yanlış olduğunu söylememe herhâlde gerek yok, orada çok ciddi bir üslup hatası yapılmıştır. Ancak, biraz önceki söylediğim bu genel resmi görmemize mani olmayacak. Nedir o genel resim? Oradaki kömürlerin tamamının rezervi, görünür rezervi 153 milyon ton. Bir kere -Tarım Bakanlığımızın üstün gayretleriyle beraber- "Zeytin ağaçlarından da vazgeçmeyiz, elektrik santralinden de vazgeçmeyiz." demiştim. Biz iktidarı devraldığımızda Türkiye'deki zeytin ağaçlarının toplamı Tarım Bakanlığımızın verilerine göre 99 milyon, bir başka veride de 92 milyon olarak zikredildi, Tarım Bakanlığımızın söylediği esastır. Şu anda 170 milyon adet zeytin ağacı var. Demek ki biz zeytin ağacını arttırmışız, arttırmamız da lazım. Daha ne kadar arttırmamız lazım? Daha da fazla arttırmamız lazım, bunda mutabıkız.

Bakın, söyleyeceğim rakamlar sizi lütfen yanıltmasın. "Ne zeytin ağacından vazgeçeriz ne santralden vazgeçeriz." derken bu cümlenin altında söylüyorum bunları. 6 bin tane zeytin ağacının... Yaklaşık, zeytin ağacı, ağaç başına 18 kilo zeytin veriyor. Bu ne demektir? 100 ton civarında zeytin veriyor. 100 tonun...

AHMET DURAN BULUT (Balıkesir) - Olur mu efendim, bir çuval verir.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) - Daha fazlası da olsun.

100 tonun yaklaşık 1 milyon TL geliri var. Asıl büyük resmi değiştirmeyecek bir şeyden bahsediyorum arkadaşlar. Bakın, küsuratlara takılmayalım. Oradaki... Bize yıllık getirisi 1 milyon TL. Burada ailelerimiz, ülke ekonomisi, ihracatımız, ithalatın kısılması gibi bir çok ülke menfaati var, bunu bir kenarda tutuyorum; bu faydadan ari değil, faydadan beri değil bu konu.

Gelelim diğer tarafta ne yapmak istedik: İnşallah yine bunu gerçekleştirmemiz lazım. Arkadaşlar, bunu usulüne ve üslubuna uygun gerçekleştirmemiz lazım, açık bir dille söylüyorum. 153 milyon ton kömürün karşılığı 7,5 milyar dolar; vazgeçtik yarım milyar dolarından, 7 milyar dolar. Otuz yılda bu kömür çıkartılacak. Biz, bu şirkete, santral üretime geçtikten sonra her üreteceği kilovatsaatten, yaklaşık 4,68 kuruş, eskalasyonla beraber 5,11 kuruşa denk geldi, yıllık 3 milyar kilovatsaat elektrik üretse oradan, yerli kaynaklardan bizim elde edeceğimiz yıllık kira geliri 153 milyon TL kira geliri arkadaşlar; kömürü filan satmıyoruz, kira geliri. Buradan, istiyor olmamız hâlinde ve TKİ'nin şu ana kadar yaptığı 7,5 milyon TL'lik zeytin ağaçlarına yatırım gibi, her yıl 6 bin tane değil, 9 milyon adet zeytin ağacı dikebiliyoruz ama her yıl. Bunu da bir kenara koyuyorum. Biz her yıl yalnızca bu santralde üretilecek, yerli kömürden üretilecek elektriği doğal gazdan üretseydik, bizim 230 milyon dolar daha fazla, doğal gaz, ithalatına para ödememiz gerekiyordu. Bunu da ödemeyeceğiz, bunu da bir kenara bırakıyorum. 1,6 milyar dolarlık yatırım yapılacak orada ve 2 bin kişiden daha fazla kişi çalışacak.

Şimdi değerli arkadaşlar, bu ülkenin turizm zenginlikleri, tabii ki turizm varlıkları, kültür varlıkları, mera vasfını kaybetmemiş araziler, sulak araziler, tarım arazileri nasıl zenginlikse bu ülkenin tabii kaynakları da o kadar zenginlik.

Değerli arkadaşlar, biz, AK PARTİ'li kardeşlerimizden aldığımız oylarla beraber Hükûmet oluyoruz ama bu zenginlikleri 77 milyonumuza dağıtıyoruz. Tabii ki böyle yapmamız lazım. Oradaki kömürden oluşacak geliri, biz, 77 milyona vereceğiz. Doğal gazın ithalatının engellenmesinden dolayı oluşan cari açığın kapanmasını 77 milyonumuzla beraber paylaşacağız.

Şimdi, büyük resim bunu söylerken, gelelim özellikle maden kazalarıyla alakalı konuya. Burada, başında da söylemiştim; maden kazaları bir doğal afet değildir arkadaşlar ama insanların yaptığı, gerek işletmeci gerek işçi gerek işveren redevansçısı, TKİ'si, Enerji Bakanlığı, kim varsa bununla alakalı zincirde silsileten sorumludur. demiştim. Bununla alakalı o cümlemden geri adım atmış değilim ama şunu bilmemiz lazım: Tek başına, sonuçlanmadan, bu tür soruşturmalar sonuçlanmadan... Hollanda'da Türk Hava Yollarının uçağı düştüğünde dediler ki: "Bu soruşturma sonuçlanana kadar herhangi bir bilgi vermeyeceğiz." Biz, oluşan bilgileri, net bilgileri kamuoyuyla paylaşıyoruz, öncelikle milletvekillerimizle paylaşıyoruz, bütün açıklığıyla ve bütün şeffaflığıyla beraber. "Eğer bir doğal afet değilse burada bir kusur var." demiştim. O kusurun sahibi mutlaka ama mutlaka çıkacak değerli arkadaşlar, bununla alakalı herhangi bir endişeniz olmasın. Herhangi bir korumacılık, kollamacılık yapılamaz, yapılmaması da lazım. Bakın, bugün, adalet karşısında kendini koruyabilen, şu veya bu gerekçeyle koruyabilen yapılar, insanlar oluşmuş olabilir ama her zaman söylüyorum, sizin ve bizim inandığımız, ayrımı olmaksızın hep beraber düşündüğümüz, ahirette bunların hesabını tek tek vereceğiz. İnsanın kanun karşısında kendisini temize çıkartması da tek başına yetmez. Ben o yüzden hem maddi kanunlar karşısında, yönetmelik ve mevzuatlar karşısında hem de uhrevi kurallar karşısında kendimizi bağlayıcı hissediyorum. Bütün bunları tekrar etmeme gerek yok.

Şimdi, kısa kısa, milletvekillerimizin değindiği konularla alakalı birkaç şey söylemek isterim. TKİ'nin üretiminden ve üretiminin karşılığında ne kadar kâr ve zarar ettiğiyle alakalı rakamlar soruldu. Değerli arkadaşlar, TKİ zarar eden bir kuruluşumuz değildir. Zarar eden kuruluşumuz da var, TTK gibi. Ben ne varsa onu şeffaflığıyla paylaşmak isterim. Şu anda, biliyor musunuz TKİ'nin Hazineden, fakir fukaraya kömür dağıtımından dolayı 1,9 milyar TL alacağının olduğunu?

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Biliyoruz Sayın Bakan, bankalara kaç para faiz ödediğini de söyleyin.

HASAN ÖREN (Manisa) - Ya, bunu niye söylüyorsun ki?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) - Hepsini tek tek söyleyeceğim arkadaşlar, bu tabloyu, istemeniz hâlinde kavaslar aracılığıyla dağıtacağım.

Bakın, bunlar bizim İnternet'te Enerji Bakanlığı sayfasından, TKİ sayfalarından kamuoyuyla paylaştığımız bilgiler, ben size yeni bir şey söylemiyorum burada.

HASAN ÖREN (Manisa) - Maliye Bakanından al parayı, kim elini tutuyor ki? Mal vermişsin, para alacaksın.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) - Bakın, 210 milyon metreküp dekapaj yaptı 2010 yılında TKİ, 39,9 milyon ton üretim yaptı 2010 yılında, 64 milyon TL civarında yatırım yaptı, 2,5 milyar TL ciro yaptı, 340 milyon TL de kâr etti. Bakın, nakit akışlarıyla alakalı, yaklaşık, bizim 2 milyon aileye, fakir fukaraya dağıttığımız kömürle alakalı TKİ'nin 450 milyon TL'yle 600 milyon TL civarındaki oluşan hak edişlerinden Hazineden oluşturduğu kadar, karşılığında bunları arz ettiği kadar bu paraları kendi iradesine alabiliyor.

HASAN ÖREN (Manisa) - Devlet içinde devlet misiniz siz?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) - 2011 de ne oldu? 210 milyon metreküp dekapaj yaptı, 43,7 milyon ton üretim yaptı ve 61 milyon TL'lik yatırımla 2,8 milyar TL'lik ciro yaptı, 513 milyon TL de kâr etti. Yıllara sari bu rakamları biz tarafınıza arz edeceğiz.

Geliyorum diğer milletvekili arkadaşlarımın söyledikleriyle alakalı konuya.

Evet, Cumhurbaşkanlığımızın yaptığı Devlet Denetleme Kurulu raporu hakkında ilgili Meclis Araştırma Komisyonu ekleriyle beraber birçok tavsiye niteliğinde burada kararlar alınmıştı. Bu kararların arasında yer altı ve yer üstü madenciliğiyle alakalı, niteliğine uygun olarak saptanacak makul süreler içerisinde mutlaka denetlenmesi gereken konunun standart bir uygulamaya kavuşturulması için 3213 sayılı Maden Kanunu hükümlerine göre "Mahallinde Tetkik Usul ve Esasları" adlı uygulama birliğini sağlayıcı bir kitapçık hazırlandı, bununla alakalı yönetmelikler de aynı şekilde düzenlendi.

Kömür Koordinatörlüğü kurulmuş olup koordinatörlük, uzman kuruluşlarının eleman teminiyle beraber güçlendirilmeye çalışılmaya da devam ediyor.

Yine, TTK ve TKİ'nin genel müdürlüğünden uzman teknik eleman temin edilmek suretiyle bunlar yapılıyor. İş teftiş kuruluyla beraber bu donelerin paylaştırılması yine aynı şekilde yapılıyor.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Dokuz yıldır üretim yapmayan HEMA'ya ne yaptınız söyler misiniz!

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) - Dokuz yılda yaptığımız işler var arkadaşlar, üzerine ekleyip yapmamız gereken işler var. Çalışma Bakanımız kendi Bakanlığıyla alakalı konuları ayrıntılarıyla verdi. Ve biz şu anda Bakanlar Kurulundan imzası çıkmış, iş sağlığı ve iş güvenliğiyle alakalı şu anda Meclise intikal etmiş olan kanunun yanı sıra yine Bakanlar Kurulundan imzaları çıkmış ve Meclise sevk edilmek üzere olan maden kanunu tasarısıyla alakalı da ruhsat güvencesinin artırılmasıyla alakalı, işletme ruhsatı verme şartı olarak mali yeterliliğin getirilmesiyle alakalı, bir kısım devlet haklarının yeniden düzenlenmesiyle alakalı, komşu küçük işletmelerin bir proje kapsamında "havza düzenlemesi" dediğiniz ortak birleşik faaliyette bulunmasını sağlayan; havza niteliğindeki MTA tarafından geliştirilmiş yeni kömür sahalarının bütünlüğünün korunmasına yönelik tavsiyeleri içinde barındıran; maden işletme projesinin hazırlama, kapsam ve niteliğinin yükseltilmesine dönük bir kısım işleri ihtiva eden ve proje uygulamalarının izlenmesini kolaylaştıran birçok konuyu da inşallah burada dercetmiş olacağız.

Sayın Akçay'ın söylemiş olduğu konuyla alakalı, Soma Kömür İşletmeleri Eynez yer altı işletmesiyle alakalı fiyat mekanizmasından bahsetmiştim. 2006 yılında 28,44 TL'den başlayan ve eskalasyona tabi olan konu, yıllara sâri olarak 30 TL, 32 TL, 35 TL ve nihayet 50,39 TL'ye varan fiyat farkı kararnameleriyle beraber bunlar düzenleniyor.

Değerli arkadaşlar, önemli bir konu olduğuna inandığım için, eğer Sayın Başkanımız da uygun görürlerse, sırf milletvekillerimizin sorusuna, Sayın Ören'in sorusuna da istinaden iki-üç dakikalık ek süre istiyorum; uygun görürseniz bunu vereceğim, yoksa bilgi notu olarak ileteceğim.

CELAL DİNÇER (İstanbul) - Verelim Başkanım, verelim.

BAŞKAN - Tabii efendim.

Şimdi, size üç dakika yeterli gelirse eğer...

Buyurunuz efendim.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) - Sayın Başkanım teşekkür ediyorum.

Tabii "üretim zorlaması" ifadesi çokça kullanıldı. Değerli arkadaşlar, üretim zorlamasında taban üretim miktarı var. Evet, Soma'da, biz diyoruz ki yükleniciye: 1,5 milyon tondan daha az üretmemelisin, buna göre teknolojini genişlet, buna göre işlemlerini yap. Yıllara sâri olarak, bakın, 32 milyon dolarlık yatırımın üzerine 50 milyon dolarlık daha yatırım yapılarak 2 adet tam mekanize, 4 adet de yarı mekanize, 3 adet de klasik ayak teşkil edilerek bu üretim artışları yapılmıştır. Bu söylediklerim işletmenin neler yaptığına dair değil ama bu rakamların tarafınızdan bilinmesine dönüktür. Bu rakamlar işletmeyi savunmaya dönük olmamakla beraber -tekraren söylüyorum, eğer, işletmecilik hatası varsa onun da aynı şekilde karşılığını da bulacağımızı, aynı şekilde işletmecinin de bundan sorumlu olduğunu bir kez daha söylemem lazım- üretim miktarları yıllar itibarıyla -küsuratlarına girmiyorum- 2006 yılında 50.300 ton, 2007 yılında 269.289 ton, 2008 yılında 232 bin ton, 2009'da 532 bin ton, 2010 yılında 2,5 milyon ton, 2 milyon 599 bin 388...

HASAN ÖREN (Manisa) - Ne oldu bir anda?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) - Anlatacağım.

2011 yılında 2 milyon 619, 2012 yılında 3 milyon 816 bin, 2013 yılında 3 milyon 566 bin ve 2014 yılında da kazaya kadar 1 milyon 240 bin ton civarında olmak üzere, toplam 15 milyon tona yakın bir üretim gerçekleştirildi.

Değerli arkadaşlar, biz, iş sağlığı ve iş güvenliği sınırlarına bağlı kalmak kaydıyla, iş güvenliğini almak kaydıyla üretim artışına bir tavan getirmiyoruz. Bunlarla alakalı denetimleri, ben, rakam olarak artık yazılı olarak vermek zorundayım.

Bakın, binlerce kez denetim yapılıyor.

TURGAY DEVELİ (Adana) - Kapalı ocaklarda yapılan üretimleri satın aldınız.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) - Bu denetimlerde farklı yaklaşımlar olmuş olabilir mi? Olabilir. Bunları da açık, şeffaflığıyla beraber paylaşacağız.

Ayrıca, sözleşmede yükleniciyi fazla üretim yapmaya zorlayan herhangi bir hüküm de bulunmuyor yani "Niçin fazla yapmadın?" diye hüküm bulunmadığı gibi "Niçin fazla yapıyorsun?" diye de bir hüküm yok. Tek şartımız var: İş sağlığı ve iş güvenliğiyle alakalı, Çalışma Bakanlığı ve Enerji Bakanlığının şartlarına uyacaksın kardeşim. Bununla alakalı denetimin tavsiyelerine uyacaksın. O yüzden, bizim bütün bunlar karşısında...

Uyar Madencilikle alakalı konumuza da yazılı olarak cevap vereceğim. Tanınan süreyi daha fazla istismar etmek istemiyorum.

Ben, hayatını kaybeden işçi kardeşlerimize Allah'tan rahmet ve bütün yakınlarına tekrar sabırlar diliyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)