GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2015 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2013 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI NEDENİYLE
Yasama Yılı:5
Birleşim:26
Tarih:11.12.2014

AK PARTİ GRUBU ADINA MUSTAFA KEMAL ŞERBETÇİOĞLU (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2015 Mali Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı'nın Yargıtay bütçesi üzerinde grubumuz adına söz almış bulunuyorum. Şahsım ve grubumuz adına aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.

Partimiz, ilk günden itibaren tarafsız, bağımsız ve hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı bir adalet sistemi oluşturmayı hedef almış ve bu bağlamda yargının sorunlarını çözmek ve toplumun beklentilerini karşılamak üzere tedricen yapılan yasal düzenlemelerle bir yandan fiziki şartları iyileştirmiş, bir yandan daire ve üye sayısını artırmış, öte yandan çağdaş bilişim teknolojilerini uygulayarak çözüm iradesini ortaya koymuştur.

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) - Nerede o ülke ya?

MUSTAFA KEMAL ŞERBETÇİOĞLU (Devamla) - Tüm bu çalışmalar yargılamanın hızlandırılması ve güven veren bir adalet sisteminin oluşturulmasını sağlamak amaçlıdır. Makul sürede adil yargılanma herkesin hakkıdır. Makul sürede yargılanma hakkı ilk yazılı anayasa olarak bilinen Magna Carta'da "Kimseye hakkı ve adaleti satmayacağız, menetmeyeceğiz ve geciktirmeyeceğiz." sözleriyle ifadesini bulmuş ve tüm insan hakları belgelerinde istisnasız biçimde teminat altına alınarak zaman içinde sarsılmaz bir evrensel norm hâline gelmiştir. Makul sürede yargılanma hakkı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6'ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurlarından birini teşkil etmektedir. Gerek Anayasa'mız gerekse tarafı olduğumuz uluslararası belgeler tarafından teminat altına alınan adil yargılanma hakkı ve bunun bir parçası olan makul sürede yargılanma hakkı ağır bir iş yükü baskısı altındadır. Bugün birçok ülke hatta adil yargılanma hakkı ihlallerine dayalı şikâyetleri inceleyen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bile benzer sorunlarla boğuşmaktadır.

Ülkemizde her yıl yaklaşık 6 milyon dosya ilk derece mahkemelerinin önüne gelmektedir. 31 Ekim 2014 tarihi itibarıyla ceza dairelerinde 389 bin, hukuk dairelerinde 219 bin olmak üzere toplam 608 bin derdest dosya bulunmaktadır. Bunlara bir de hâlen Yargıtay Başsavcılığında bekleyen 350 bin dosyayı ilave edersek işin vahameti daha iyi anlaşılır.

Davaların yüksek mahkemelerde uzun süre beklemesi yargıya güveni sarsmakta ve "Gecikmiş adalet, adalet değildir." söyleminin yaygınlaşmasına sebep olmaktadır. Son dört yıl içerisinde yürürlüğe konulan birçok kanunla yargının iş yükünün azaltılmasına ve yüksek yargı organlarının kapasitesinin artırılmasına yönelik düzenlemeler yapılmış ise de bu düzenlemeler sorunu çözmeye yeterli olmamıştır. Yargıtayın iş yükü probleminin çözülmesi amacıyla 2011 yılında -sizlerin hatırlayacağı üzere- 2 hukuk ve 4 ceza dairesi kurulmuş ve dairelerin birden fazla heyetle çalışabilmesi için üye sayısı kısmen artırılmış ise de 31/10/2014 tarihi itibarıyla dönem sonu derdest dosya sayıları nazara alındığında 2011 yılında yapılan üye artışının biriken iş yükünü eritmeye yeterli olmadığı görülmüştür.

Tüm bu sorunların çözülmesi ve toplumda aşınan yargıya güven duygusunun yeniden tesisi amacıyla son olarak 655 sıra sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'yle Yargıtayda 8 yeni daire kurulmuştur. Bu sayede, 38 olan daire sayısı 23 hukuk, 23 ceza dairesi olmak üzere toplam 46'ya çıkartılmıştır. Yapılan yeni düzenlemeyle yargılamaların hızlanacağına ve birikmiş dosya sayısının, ağır iş yükünün hızla azalacağına inanıyorum.

Önümüzdeki süreçte bu değişiklere ilave olarak istinaf mahkemelerinin fiilen faaliyete geçmesiyle ciddi oranda rahatlama sağlanacağına ve Yargıtayın bir içtihat mahkemesi hüviyeti kazanacağına inanıyorum.

Bu duygu ve düşünlerle 2015 yılı bütçesinin milletimize ve Yargıtay Başkanlığına hayırlı olmasını diler, hepinize saygılarımı sunarım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)